Kişisel ve profesyonel ilişkilerimizde, iş yerinde ve çeşitli sosyal ortamlarda sürekli insanlarla iletişim halindeyiz.Bu ilişkilerde yaşadığımız çatışmaların önemli sebeplerinden birisi karşı tarafı anlamaya çalışmıyor olmamızdır. Çünkü birçoğumuz dinlemiyoruz. Karşı taraf fikrini açıklarken ona vereceğimiz cevabı düşünüyoruz. Çoğu zaman da sonuna kadar beklemeden ‘ben biliyorum’ diyerek sözünü kesiyoruz.
‘Ben biliyorum’ sözü iki açıdan tehlikelidir: Birincisi yeni bir şey öğrenme fırsatını kaçırmış olursunuz. Öğrenmenin önündeki en büyük engeldir. İkincisi ise iletişimi koparırsınız. Karşınızdaki kişi bir dahaki sefer önemli bir konu olduğunda sizinle paylaşmama yolunu seçebilir.
Bu nedenle nasıl bir dinleyici olduğunuzu bilmelisiniz.
- Karşınızdaki kişi konuşurken ne söyleyeceğinizi düşünüyorsanız,
- Sık sık konuşan kişiyi susturuyorsanız,
- Doğru anlayıp anlamadığınızdan emin olmak için verilen bilgileri veya mesajları tekrar etmiyorsanız,
- Konuşmacının sözlerinin arka planındaki anlamı, yüz ifadesi ve mimiklerinden anlamaya çalışarak dinlemiyorsanız
- Konuşana değil, kendinize odaklanıyorsanız
aktif bir dinleyici değilsiniz demektir.
- Dinlerken karşı tarafa tüm dikkatinizi veriyorsanız
- Yargılamıyorsanız
- Sorular sorarak detaylı açıklama istiyorsanız
- Anladığınızı özetliyorsanız
- Anlatılanları başka ifadelerle tekrar yansıtabiliyorsanız
- Anladığınızdan emin olduktan sonra kendi düşüncelerinizi paylaşıyorsanız
aktif dinliyorsunuz demektir.
Hepimizin ihtiyacı anlaşılmak. Bunun için önce karşı tarafı anlamalıyız. Anlamak için ise aktif dinlemek gerekir. Duymak ve dinlemek farklı kavramlardır. Siz nasıl bir dinleyicisiniz? Bir filmin sonunu merakla bekler gibi karşı tarafı merakla dinliyor musunuz?
Bereketli günleriniz olsun.