Güner Dinçaslan
Köşe Yazarı
Güner Dinçaslan
 

Cengiz Aytmatov’un Cemile’si (4)

[simple-author-box] EDEBİ tahliller Hain mi? Ya da… Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının filminin çekimleri için gittiği Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 16 Mayıs 2008 tarihinde rahatsızlandı. Böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girdi. 10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg’de vefat etti. Edebiyat dünyasında sağlam kalemi, derin tasvirleriyle adından sıkça söz ettiren Aytmatov, batı dünyasının da ilgisini çeker. Cemile isimli öyküsü 1958 yılında Sovyetlerin en ünlü edebiyat dergisi Novy Mir’de (Yeni Dünya) yayımlanır, bunun üzerine birçok eleştiri alır ki, bu eleştiriler göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir. Hatta o zamanın rejiminin baskısı ve isteği üzerine bunu bilinçli yaptığı söylenir. O eleştiri “Faşistlere karşı cephede savaşan bir askerin hanımı nasıl olur da bir başka adama âşık olup kaçar” diye yapılmıştır.  “Bu anavatana ihanettir!” diye yargılanmıştır. Fransız şair yazar Louis Aragon 1958 de yazılan Cemile’yi çevirir ve bu öykü için “Dünyanın en güzel aşk hikâyesi” diyerek takdirlerini bildirmiştir. O andan sonra Cemile en güzel aşk hikâyesi tahtına oturur. Ne var ki; bu aşk hikâyesinin arka planında anlatılanlar, zannedildiği kadar masum mudur, ona bakmak lazım gelir. Belki yazar burada bu hikâyeyi yazarken sadece sıradan olmak istememiş, orijinal bir bakış açısı yakalayıp oradan okurlarına hoşça vakit geçirtmek istemişti. Bu belkili düşünce Aytmatov severlerin temennisidir. Bu düşünce en masum ve zararsız olanıdır. Bence, görüşüme göre, sıradan bir aşk hikâyesi damgasından kurtulma çabasıyla, haddi aşmak olabilir diye düşünüyorum. Yukarıda verdiğim eleştiriye birkaç ek yapmak gerekirse, bu eklerden bir tanesi de ne yazık ki, yazarken bile beni rahatsız eden ensest bir ilişkiyi çağrıştırmış olmasıdır. Cemile’nin küçük kayını Seyit ile ilişkileri hikâyenin sonuna kadar insan psikolojisi irdeleniyor gibi görünse de, genç dimağların okuduğunda aklını karıştıracak kadar subliminal mesajlar içermektedir. Tehlikenin boyutunu bir okur olarak dehşetle karşılıyorum. Yaşı küçük çocuklarıma tavsiye ederken, kontrollü bir anlatımdan sonra okunması gerekli diye düşünüyorum. İşi abarttığımı zannedenler olabilir, ancak, günümüzde gelinen sapkın nokta bu gibi olayları tehlikeli görmediğimiz için olmuştur. Her ne kadar yazar bunu masum bir çocuğun hayalleri olarak verse de, aile bireylerinin bir aşk hikâyesi içinde farklı bir duygu çağrıştıracak olan ensest ilişkiyi akla getirecek bir bağ kurmamalıydı. (SÜRECEK)
Ekleme Tarihi: 31 Mart 2021 - Çarşamba

Cengiz Aytmatov’un Cemile’si (4)

[simple-author-box]

EDEBİ tahliller

Hain mi? Ya da

Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının filminin çekimleri için gittiği Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 16 Mayıs 2008 tarihinde rahatsızlandı. Böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girdi. 10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg’de vefat etti.

Edebiyat dünyasında sağlam kalemi, derin tasvirleriyle adından sıkça söz ettiren Aytmatov, batı dünyasının da ilgisini çeker. Cemile isimli öyküsü 1958 yılında Sovyetlerin en ünlü edebiyat dergisi Novy Mir’de (Yeni Dünya) yayımlanır, bunun üzerine birçok eleştiri alır ki, bu eleştiriler göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir. Hatta o zamanın rejiminin baskısı ve isteği üzerine bunu bilinçli yaptığı söylenir. O eleştiri “Faşistlere karşı cephede savaşan bir askerin hanımı nasıl olur da bir başka adama âşık olup kaçar” diye yapılmıştır.  “Bu anavatana ihanettir!” diye yargılanmıştır.

Fransız şair yazar Louis Aragon 1958 de yazılan Cemile’yi çevirir ve bu öykü için “Dünyanın en güzel aşk hikâyesi” diyerek takdirlerini bildirmiştir. O andan sonra Cemile en güzel aşk hikâyesi tahtına oturur. Ne var ki; bu aşk hikâyesinin arka planında anlatılanlar, zannedildiği kadar masum mudur, ona bakmak lazım gelir.

Belki yazar burada bu hikâyeyi yazarken sadece sıradan olmak istememiş, orijinal bir bakış açısı yakalayıp oradan okurlarına hoşça vakit geçirtmek istemişti. Bu belkili düşünce Aytmatov severlerin temennisidir. Bu düşünce en masum ve zararsız olanıdır. Bence, görüşüme göre, sıradan bir aşk hikâyesi damgasından kurtulma çabasıyla, haddi aşmak olabilir diye düşünüyorum.

Yukarıda verdiğim eleştiriye birkaç ek yapmak gerekirse, bu eklerden bir tanesi de ne yazık ki, yazarken bile beni rahatsız eden ensest bir ilişkiyi çağrıştırmış olmasıdır. Cemile’nin küçük kayını Seyit ile ilişkileri hikâyenin sonuna kadar insan psikolojisi irdeleniyor gibi görünse de, genç dimağların okuduğunda aklını karıştıracak kadar subliminal mesajlar içermektedir. Tehlikenin boyutunu bir okur olarak dehşetle karşılıyorum. Yaşı küçük çocuklarıma tavsiye ederken, kontrollü bir anlatımdan sonra okunması gerekli diye düşünüyorum. İşi abarttığımı zannedenler olabilir, ancak, günümüzde gelinen sapkın nokta bu gibi olayları tehlikeli görmediğimiz için olmuştur. Her ne kadar yazar bunu masum bir çocuğun hayalleri olarak verse de, aile bireylerinin bir aşk hikâyesi içinde farklı bir duygu çağrıştıracak olan ensest ilişkiyi akla getirecek bir bağ kurmamalıydı.

(SÜRECEK)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.