[simple-author-box]
EDEBİ tahliller
Veballi bir hal
Hikâyedeki aşk, hem kayınının yengesine aşkı, hem köye gelen bir yabancıyla Cemile’nin kaçamak aşkı ve onunla kaçması çerçevesinde anlatılmaktadır. Bu aşk ne kadar kutsal olursa olsun, ne kadar vazgeçilmez olursa olsun, asker karısına bu vebali yüklemek doğru değildir. Böyle bir olay yaşanmışsa bile bunun aşk kılıfıyla süslenerek anlatılmasını bile doğru bulmayanların safında yer alıyorum. Kişinin özgürlüğü değil, burada söz konusu olan bir kültürü yozlaştırmak olarak algılıyorum. Toplum değerleri çok ciddi zarar görmektedir.
Öte yandan başka vahim bir olay daha vardır ki, bu da, askerden dönen kocanın Türk töresinde kadın için asla olmayan bir bakış açısının anlatılmasıdır.
“Sadık askerden dönmüş, bir gün sarhoşken Osman’a (Osman karısına sarkıntılık eden kişidir. Bu bile başlı başına irdelenmesi gerek bir vahim durumdur. Arkadaş kavramı bir kez daha bu anlatıyla zarar görmektedir. Yazar buna benzer arkadaş ihanetini diğer romanlarında da işlemektedir. Gün Olur Asra Bedel Roman’ının son bölümünde buna benzer bir olay anlatılır.) şöyle söylemişti: Gitmekle iyi etti, nasıl olsa bir yerlerde geberip kalacak. Biz sağ iken bize karı mı bulunmaz. Altın saçlı bir kadın bile en aşağı erkekten daha aşağıdır.”
Kadın aşağılanmaktadır, oysa Kırgız Türk toplumunda bu aşağılanmaya tarih boyunca rastlanmamaktadır. Bir ayrımcılık, ötekileştirme görülmektedir ki kadın için son derece kötü bir durumdur. Son zamanlarda yozlaşmış olaylar dışında, konun geçtiği tarih itibariyle, örfi durumlarda kadının yeri kutsal ve dokunulmazlığı vardır. Hele ki, namus ve şerefi söz konusu olunca münferit olan bu gibi olaylar topluma mal edilerek anlatılmamalıdır.
Son olarak, yazar özgür olmalı, toplum içinde yaşanan her olay vuku bulan her şeyi yazma özgürlüğüne sahip düşüncesi hâkim ve bende bu görüşün doğruluğuna inananlardanım, ancak, bir toplumu hedef alarak, onun dinamiklerini zedeleme pahasına bir anlatımı doğru bulmadığımı söyleyerek görüşlerimi tamamlamak istiyorum. Şunların da altını çizerek vurgulamak isterim: Böyle güçlü bir yazar, bu olayları kast olmadan sehven yazmışsa, ustalığına yakışmaz, ustalığı nerede kalır. Kasıtlı yazmışsa bu bir vebaldir ve o da yakışmaz!
Artık yenidünyada savaşlar topla tüfekle yapılmamaktadır. Kültür ve ahlak erozyonuyla emperyalist güçler ülkeleri kolayca ele geçirmektedir. Kökleri zedelenmiş, birbirlerinden koparılmış, Cengiz Aytmatov’un dediği gibi “Mankurtlaştırılmış” milletler başkalarının güdümüne tez girerler. Silah kullanmadan onları köleleştirmek böyle mümkün olur. Toplumu bir arada tutan dinamikler, ahlak ve inanç değerlerine saldırmak, sehven de olsa veballidir.
Cemile hikâyesi bir bütün halinde ele alındığında, dikkatimi çeken, gözüme çarpan konular itibariyle bana düşündürttükleri bunlardır. Görüşüme katılıp katılmamak sizin takdiriniz. Yazdıklarım, benim “Bence” görüşlerimdir. Esen kalın efendim.
(BİTTİ)