Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Pirdaş fırını… Sevgi odunu… Ömür ekmeği

Kendi kendine yetendim Yetmeze döndüm… Yangın yeriydim Söndüm… Ölümlerden ölüm beğen derdi Gençliğim… Tükenmez kalemdi Tükendi benliğim…   Yürürken önünde durulmaz idim Kendime sıksam da vurulmaz idim Menzil bendim, evvel varılmaz idim Şimdi ağrı sızı dizden başlıyor   Yüreğime baktım da Senlik, şenlik yeri… Sevgiyle, emekle dolu…   Ve vah… Evet, bir de vah var… Bir de vah’ın yanında ah… Ah etmek faydasız…   Tenimde; her yıl daha da hüzünlendiren yeni yaş Tepemde; şiir duvarına vurduğum baş Ve yanımda sen… Sen ki… San ki mezarımda taş…   Hayat ömür seli… Alır gidermiş Paçayı kaptı mı neler edermiş Anladım: Az neşe çokça kedermiş İnsan pişe pişe kendin haşlıyor   Bir siyasi derinlikte… Bir ölümcül serinlikte… Ve Pirdaşa özgü bir yarenlikte Debeleniyoruz… Ne bileyim… Kendimden biliyorum:   Kendini kendinden iyi bilendim Kendime kendimce iyi bilendim Bencileyin benden çok şey dilendim Şimdi cömert olmam beni tuşluyor   Oysa… Ölümsüzlük komünüydük Açlık, tokluk somunuyduk… Ne idiiik ne hallere düştük İzahı zor… Pirdaş fırınında piştik Kimimiz erken gitti, kimimiz şaştık…   Hayat; şaşılası hallerin işi Hayat; koşulası yolların düşü Hayat; heyhat dolu ellerin kışı Ömür kodesinde bizi şişliyor   Hayatın, tabiatın, dostların sunduğu şeyler iyi/kötü de; sen, senin sana sunduklarına bak! Bu aralar öyle yapıyorum ve sıkça kendimden özür diliyorum; bana böyle güzel hayat yaşattığım için!
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2022 - Perşembe

Pirdaş fırını… Sevgi odunu… Ömür ekmeği

Kendi kendine yetendim

Yetmeze döndüm…

Yangın yeriydim

Söndüm…

Ölümlerden ölüm beğen derdi

Gençliğim…

Tükenmez kalemdi

Tükendi benliğim…

 

Yürürken önünde durulmaz idim
Kendime sıksam da vurulmaz idim
Menzil bendim, evvel varılmaz idim
Şimdi ağrı sızı dizden başlıyor

 

Yüreğime baktım da

Senlik, şenlik yeri…

Sevgiyle, emekle dolu…

 

Ve vah…

Evet, bir de vah var…

Bir de vah’ın yanında ah…

Ah etmek faydasız…

 

Tenimde; her yıl daha da hüzünlendiren yeni yaş

Tepemde; şiir duvarına vurduğum baş

Ve yanımda sen…

Sen ki…

San ki mezarımda taş…

 

Hayat ömür seli… Alır gidermiş
Paçayı kaptı mı neler edermiş
Anladım: Az neşe çokça kedermiş
İnsan pişe pişe kendin haşlıyor

 

Bir siyasi derinlikte…

Bir ölümcül serinlikte…

Ve Pirdaşa özgü bir yarenlikte

Debeleniyoruz…

Ne bileyim…

Kendimden biliyorum:

 

Kendini kendinden iyi bilendim
Kendime kendimce iyi bilendim
Bencileyin benden çok şey dilendim
Şimdi cömert olmam beni tuşluyor

 

Oysa…

Ölümsüzlük komünüydük

Açlık, tokluk somunuyduk…

Ne idiiik ne hallere düştük

İzahı zor…

Pirdaş fırınında piştik

Kimimiz erken gitti, kimimiz şaştık…

 

Hayat; şaşılası hallerin işi
Hayat; koşulası yolların düşü
Hayat; heyhat dolu ellerin kışı
Ömür kodesinde bizi şişliyor

 

Hayatın, tabiatın, dostların sunduğu şeyler iyi/kötü de; sen, senin sana sunduklarına bak!

Bu aralar öyle yapıyorum ve sıkça kendimden özür diliyorum; bana böyle güzel hayat yaşattığım için!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.