Güner Karabulut
Köşe Yazarı
Güner Karabulut
 

İttihat ve Terakki Güçleniyor...

İttihat ve Terakki Cemiyeti diğer cemiyetler ile birleşip, merkez olarak Selanik belirlenip, cemiyet başkanlığına da Talat Bey (Paşa) gelince oldukça güçlenmişti. Bu güçlenmenin asıl sebebi Talat Beyin asker olması sebebiyle cemiyete ihtilalci bir kimlik kazandırmış olmasıydı. Hem katılım şartları hem de katıldıktan sonra verilen görevlere sadakat askeri disiplin içinde yapılıyordu. Kur’an ve Silah üzerine el basarak yemin edilir ve ancak o yeminden sonra İttihatçı olunabilirdi. Bu yemin din, vicdan ve namus üzerine edilir; Osmanlı birliğini yeniden kurabilmek için her türlü işkenceye, can vermeye ve can almaya gönüllü olduğu beyan edilirdi. Cemiyet içerisinde çok sayıda asker bulunması sabırları hergün biraz daha bitme noktasına getiriyordu. Özellikle teşkilat bünyesinde bulunan ve ismine Fedailer denilen grubun bekleyecek sabırları kalmamıştı. Fedailer, cemiyetin en sabırsız ve bir an evvel sonuca gidilmesini, bu amaca kim engel oluyorsa da ortadan kaldırılmasını isteyen kefenleri belinde gezen insanlardı. Cemiyet kendisine Meşrutiyetin ilan edilmesini hedef koymuştu. Öyle ki; Meşrutiyet ilan edilince herşey güllük gülistanlık olacakmış gibi bir hava estirip Türk, Müslim, Gayri Müslim, Ermeni, Rum, Arap ve diğerleri kardeş kardeş geçinecek, bir karış toprak kaybı da olmayacaktı. Kısacası Ütopik bir Osmanlı milliyetçiği hedefliyorlardı. Bu sebepledir ki aynı masada yemek dahi yemeyecek insanlar Cemiyet çatısı altında birleşiyorlardı. Bu birleşme Meşrutiyetin ilanına kadar devam etse dahi Meşrutiyet ilan edilince herkesin kendi yoluna gideceği akla gelmiyordu. Bir yanda Milliyetçilik akımları diğer yanda seküler idare yapısına geçme eğilimlerine üçyüz yıl önce rasathaneti bombalatmış din adamlarının nasıl tepki vereceği tamamen göz ardı edilmişti. Her zaman çıkar çatışması yaşayan Rusya ve İngiltere, Osmanlı’yı paylaşma anlaşması yapmış, Makedonya parçalanacak, Irak İngilizlere, Boğazlar Ruslara verilecekti. İngiliz Rus ortaklığının perde arkasındaki ortakları Fransa ve İtalya idi. Bu duyum bardağı taşıran son damla oldu ve Cemiyet bir bildiri yayınlayarak bütün emperyal devletlere ültimatom verdi. Ültimatomun son cümlesi Bilge Kağan’ın Orhun yazıtlarındaki cümlesi kadar çarpıcıdır. Ne demişti Bilge Kağan; Üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin devletini ve yasalarını kim yıkıp bozabilir? İttihat ve Terakki Cemiyeti ise; “Şerefli bir ölümü sefilhane bir hayata tercih ederiz” dedi. Osmanlı topraklarının emperyal devletler tarafından paylaşılma anlaşması yaptığı duyumuna ilk tepki Resneli Niyazi Bey’den geldi. Apoletlerini söktü ve emrindeki askerler ile Makedonya dağlarına çıkıp hem Makedonya üzerine hesap yapan emperyal devletlere karşı hemde meşrutiyeti ilan etmeyen Sultana karşı bir isyan başlattı. Bu isyana apoletini söküp katılan yüzlerce subay da oldu, halk arasından katılan gönüllüler de oldu. İsyan çığ gibi büyüyünce Sultan Hamit isyanı bastırmak için okuması yazması olmayan, sertliği ve okullu subaylara karşı nefreti ile bilinen Müşir (Mareşal) Şemsi Paşayının emrine 80 tabur vererek Manastır vilayetine gönderdi. Gönderdi göndermesine ama daha ertesi sabah yanında tek koruma bulunan Şemsi Paşanın yanına Teğmen Atıf yaklaştı ve “Size acil bir mektup var paşam” diye uzattığı mektubu alan Paşayı göğsünden iki kurşunla vurup yaralı bir halde kaçtı. Teğmen Atıf’ın uzattığı mektupta YA VATAN YA ÖLÜM yazıyordu. Şemsi Paşanın yaveri Mustafa Fevzi Bey (Fevzi Çakmak) Paşayı hastahaneye götürse de Paşa öldü. Şemsi Paşa ölünce yerine gönderilen Müşir Osman Fevzi Paşa daha Manastır vilayetine varmadan Resneli Niyazi Beyin adamları tarafından kaçırılıp esir alındı. Hemen peşinden Cemiyet üst üste suikastler düzenlemeye başladı. Manastır Mıntıka Komutanı Osman Hidayet Paşa, Debre Mutasarrıfı Hüsnü Bey, Polis Müfettişi Sami, Avukat Sabir Efendi ve diğerleri... Devam edeceğiz efendim.
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2023 - Salı

İttihat ve Terakki Güçleniyor...

İttihat ve Terakki Cemiyeti diğer cemiyetler ile birleşip, merkez olarak Selanik belirlenip, cemiyet başkanlığına da Talat Bey (Paşa) gelince oldukça güçlenmişti. Bu güçlenmenin asıl sebebi Talat Beyin asker olması sebebiyle cemiyete ihtilalci bir kimlik kazandırmış olmasıydı. Hem katılım şartları hem de katıldıktan sonra verilen görevlere sadakat askeri disiplin içinde yapılıyordu. Kur’an ve Silah üzerine el basarak yemin edilir ve ancak o yeminden sonra İttihatçı olunabilirdi. Bu yemin din, vicdan ve namus üzerine edilir; Osmanlı birliğini yeniden kurabilmek için her türlü işkenceye, can vermeye ve can almaya gönüllü olduğu beyan edilirdi. Cemiyet içerisinde çok sayıda asker bulunması sabırları hergün biraz daha bitme noktasına getiriyordu. Özellikle teşkilat bünyesinde bulunan ve ismine Fedailer denilen grubun bekleyecek sabırları kalmamıştı. Fedailer, cemiyetin en sabırsız ve bir an evvel sonuca gidilmesini, bu amaca kim engel oluyorsa da ortadan kaldırılmasını isteyen kefenleri belinde gezen insanlardı.

Cemiyet kendisine Meşrutiyetin ilan edilmesini hedef koymuştu. Öyle ki; Meşrutiyet ilan edilince herşey güllük gülistanlık olacakmış gibi bir hava estirip Türk, Müslim, Gayri Müslim, Ermeni, Rum, Arap ve diğerleri kardeş kardeş geçinecek, bir karış toprak kaybı da olmayacaktı. Kısacası Ütopik bir Osmanlı milliyetçiği hedefliyorlardı. Bu sebepledir ki aynı masada yemek dahi yemeyecek insanlar Cemiyet çatısı altında birleşiyorlardı. Bu birleşme Meşrutiyetin ilanına kadar devam etse dahi Meşrutiyet ilan edilince herkesin kendi yoluna gideceği akla gelmiyordu. Bir yanda Milliyetçilik akımları diğer yanda seküler idare yapısına geçme eğilimlerine üçyüz yıl önce rasathaneti bombalatmış din adamlarının nasıl tepki vereceği tamamen göz ardı edilmişti.

Her zaman çıkar çatışması yaşayan Rusya ve İngiltere, Osmanlı’yı paylaşma anlaşması yapmış, Makedonya parçalanacak, Irak İngilizlere, Boğazlar Ruslara verilecekti. İngiliz Rus ortaklığının perde arkasındaki ortakları Fransa ve İtalya idi. Bu duyum bardağı taşıran son damla oldu ve Cemiyet bir bildiri yayınlayarak bütün emperyal devletlere ültimatom verdi. Ültimatomun son cümlesi Bilge Kağan’ın Orhun yazıtlarındaki cümlesi kadar çarpıcıdır. Ne demişti Bilge Kağan; Üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin devletini ve yasalarını kim yıkıp bozabilir?

İttihat ve Terakki Cemiyeti ise; “Şerefli bir ölümü sefilhane bir hayata tercih ederiz” dedi.

Osmanlı topraklarının emperyal devletler tarafından paylaşılma anlaşması yaptığı duyumuna ilk tepki Resneli Niyazi Bey’den geldi. Apoletlerini söktü ve emrindeki askerler ile Makedonya dağlarına çıkıp hem Makedonya üzerine hesap yapan emperyal devletlere karşı hemde meşrutiyeti ilan etmeyen Sultana karşı bir isyan başlattı. Bu isyana apoletini söküp katılan yüzlerce subay da oldu, halk arasından katılan gönüllüler de oldu. İsyan çığ gibi büyüyünce Sultan Hamit isyanı bastırmak için okuması yazması olmayan, sertliği ve okullu subaylara karşı nefreti ile bilinen Müşir (Mareşal) Şemsi Paşayının emrine 80 tabur vererek Manastır vilayetine gönderdi. Gönderdi göndermesine ama daha ertesi sabah yanında tek koruma bulunan Şemsi Paşanın yanına Teğmen Atıf yaklaştı ve “Size acil bir mektup var paşam” diye uzattığı mektubu alan Paşayı göğsünden iki kurşunla vurup yaralı bir halde kaçtı. Teğmen Atıf’ın uzattığı mektupta YA VATAN YA ÖLÜM yazıyordu. Şemsi Paşanın yaveri Mustafa Fevzi Bey (Fevzi Çakmak) Paşayı hastahaneye götürse de Paşa öldü.

Şemsi Paşa ölünce yerine gönderilen Müşir Osman Fevzi Paşa daha Manastır vilayetine varmadan Resneli Niyazi Beyin adamları tarafından kaçırılıp esir alındı. Hemen peşinden Cemiyet üst üste suikastler düzenlemeye başladı. Manastır Mıntıka Komutanı Osman Hidayet Paşa, Debre Mutasarrıfı Hüsnü Bey, Polis Müfettişi Sami, Avukat Sabir Efendi ve diğerleri...

Devam edeceğiz efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.