[simple-author-box]
Bir davranış tekrar aralığına göre alışkanlığa dönüşür. İnsanın insana alışması, insanın bir mekâna bağlanması, insanın alkol, sigara bağımlısı olması sık tekrarlar sebebiyledir. Şiir, şarkı ezberlemek de öyledir. Sık sık okuyacak, belli aralıklarla tekrarlayacaksınız.
Bu konunun aklıma gelmesinin sebebi siyasetin “Türban, Türkçe ezan, Ayasofya” gibi gündemlere sık sık sarılması. Yasaklansa da, serbest olsa da tartışıyoruz. Varılacak bir yer olmadığını hepimiz biliyoruz. O zaman niye tartışıyoruz? “Çırak ustasından ne bellerse onu işler” misali ezberleri tekrarlıyoruz.
Siyasetçiler akla, bilime vurgu yapan konuşmalar yapsalar da dönüp dolaşıp bildik konulara gelirler. Yıllardır aynı konuları dinlemenin, aynı konuları tartışmanın kazandırdığı alışkanlıklarını tekrar ederler. Yazılı notlar ya da metin olmadan kürsüye çıkan hatibin salondaki kalabalığı görünce nutkunu etraflıca irat edememesi misali, siyasetçiler de bilinen mevzuların dışına çıkmayı riskli bulurlar.
Londra Üniversitesi Koleji yıllar önce yaptığı bir araştırmada bir davranışın (örneğin öğle yemeğinden önce bir bardak su içmek gibi) ne kadar sürede alışkanlığa dönüştüğü sorusuna cevap aramış. 96 katılımcılı araştırmada, katılımcıların kazanmak istedikleri alışkanlıklarla ilgili hangi davranışları ne sıklıkla sergiledikleri bir forma kaydedilmiş. Bazı katılımcılar araştırma sürecine uyum sağlayamamış. Kalan katılımcıdan elde edilen veriler üzerinden yapılan değerlendirmede zihin ve kasların tekrar edilen davranışları otomatiğe bağladığı ve bir davranışın alışkanlığa dönüşme süresinin 18 ile 254 gün arasında değiştiği tespit edilmiş.
“Türban, Türkçe ezan, Ayasofya” müşterisi olan mevzular. Tartışma, taraflara bugüne kadar çok ekmek yedirdi. Caminin çatlak kiremidini tamir ederek yıllarca evini geçindiren usta misali, bu mevzuları gündeme getirerek seçmenlerine mesaj verenler bugüne kadar hiç hayal kırıklığına uğramadılar.
Esasında temcit pilavı gibi bıktırıcı olsa da alışkanlıklar üzerinden gitmek garantilidir. Çünkü yeni bir konuya dikkat çekmek kolay değildir. Pratik olan NŞA’da yapılan fizik deneyi gibi, bilinen mevzuları gündeme getirmektir. Çünkü kural gayet basit;“En kısa yol, bildiğin yoldur.” Bu zaviyeden değerlendirdiğimizde ara ara yeni konular konuşsak da “Türkçe ezan, Ayasofya ve Türban” gibi başlıkların gündemin en iddialı namzetleri olmaları yadırganmamalıdır.
Yeni ve farklı bir konu, piyasaya sürülen yeni ürün gibidir. Üretici malından ne kadar emin olursa olsun, tüketici ürünle yeni karşılaştığı için tereddütlü davranacaktır. Reklamların amacı da tüketiciyi ikna etmektir. Çünkü tüketici garanticidir. Bildiğine yönelir.
Yıllardır aynı konuları okuyup tartışan insanların siyaset gündemlerinin değişmemesi biraz da bu sebepledir. Bugünün alışkanlıklarının yarının dünyasında yeri olmayacaktır. Ülkemizin ve insanımızın istikbalinde yeni kuşakların umutlarına, ihtiyaçlarına hitap edenler müessir olacaktır.