Hasan Yılmaz
Köşe Yazarı
Hasan Yılmaz
 

Türkçe Konuş Kardeşim

[simple-author-box] Bir ifade aracı olan dil, aynı zamanda kimliğimizi ve aidiyetimizi belirler.  Millet olmanın ilk şartı olan dilimiz kültürümüzün, medeniyetimizin de taşıyıcı kolonudur.  Canlı bir varlık gibi yüzlerce yıllık geçmişten günümüze kadar akıp gelen dilimizin yarınlarda da yaşaması tümüyle bize bağlıdır. İnsanlık ailesi bugüne kadar 30 bin dil konuştu.  Ancak bu dillerin 25 bini tarih oldu.  Akadça, Hititçe, Trakça, Sümerce, Göktürkçe, Urartuca bu dillerdendir.  Yeryüzünde halen 5 bin dil konuşulmaktadır.  Ancak bu dillerden kaçı gelecekte olacak? Onu zaman gösterecek.  Temennim Türkçemizin yaygınlaşarak yaşayan diller arasında kalmasıdır.  Onun için de Türkçe doğru, etkin ve yaygın bir şekilde kullanılmalıdır.  Aksi takdirde buzullar gibi eriyecek ve kelime kelime yok olacaktır. İnsan aklına geleni, gönlünden geçeni söyler. Dil, beynin, gönlün tercümanıdır.  Kelimeler sadece düşünceleri ifade etmez; hislerimizi de aktarır.  Bazı diller yazı dili olarak kullanılmadıkları için yok olmuştur.  Türkçe için böyle bir tehdit söz konusu değil. Ancak Türkçeyi Türkçe olarak yaşatmak önemlidir. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği dağıldığında Türk dünyasının derinliği ortaya çıkmıştı.  O yıllarda gururla “Sadece Türkçe konuşarak Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar gezebilirsiniz” diyorduk.  Yani Sava Nehri’nden Sarı Nehrine kadar Türkçeden başka bir dile ihtiyaç duymadan yolculuk yapabileceğimizi söylüyorduk.  Böylece Balkanlardan Türkistan’a kadar uzanan engin coğrafyada Türk varlığına vurgu yapıyorduk.  Çünkü dilimizin sınırlarının siyasi egemenlik sınırlarımızın ötesinde olduğunu biliyorduk. Bugün yaygın konuşulan diller sıralandığında Çince, İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Arapça, Malayca ilk başta sayılır.  Nüfusu kalabalık olduğu için Çincenin yaygın olması tabiî bir durum.  İngilizce için aynı tespitte bulunamayız. Sorulduğunda “Ana dilim İngilizce” diye cevap veren insan sayısı sadece 370 milyon.  Ama 1 milyar 200 milyon insan İngilizce konuşuyor.  Aynı durum İspanyollar, Fransızlar için de geçerli. Türkçenin sınırları da gönül coğrafyamız kadar geniştir. Türkçe de 300 milyondan daha fazla büyük bir ailenin dilidir.  Ancak Türkçenin yaygın şekilde kullanılması ve kendi kelime dağarcığı ile yaşatılması dilimize gösterdiğimiz özenle mümkündür.  Bunun için de önce Türkler Türkçe kelimelerle konuşmalıdır. Merhum İsmail Gaspıralı’nın 19’uncu yüzyılın sonlarında dile getirdiği “Dilde, Fikirde, İş de Birlik” dileğini gerçekleştirmek için şartlar müsait hale geldi.  Yıllardır hasretini çektiğimiz dil birliğini tesis etmek için iletişim araçları çok yaygınlaştı. İmkânları iyi değerlendirmeliyiz.  Tabiî bunun için de öncelikle şuurlu olmalıyız.  Hiçbir şeyin sözdesi olmamalıyız.  Omzunu kabartarak Atatürkçüyüm, Türk Milliyetçisiyim, Ülkücüyüm, Muhafazakârım demek yeterli değil.  Herkes ait olduğunu iddia ettiği değerler dairesinin, savunduğu düşünce dünyasının idrakinde olmalı ve Türkçeyi Türkçe konuşma konusunda özenli olmalıdır.
Ekleme Tarihi: 28 Nisan 2021 - Çarşamba

Türkçe Konuş Kardeşim

[simple-author-box]

Bir ifade aracı olan dil, aynı zamanda kimliğimizi ve aidiyetimizi belirler.  Millet olmanın ilk şartı olan dilimiz kültürümüzün, medeniyetimizin de taşıyıcı kolonudur.  Canlı bir varlık gibi yüzlerce yıllık geçmişten günümüze kadar akıp gelen dilimizin yarınlarda da yaşaması tümüyle bize bağlıdır.

İnsanlık ailesi bugüne kadar 30 bin dil konuştu.  Ancak bu dillerin 25 bini tarih oldu.  Akadça, Hititçe, Trakça, Sümerce, Göktürkçe, Urartuca bu dillerdendir.  Yeryüzünde halen 5 bin dil konuşulmaktadır.  Ancak bu dillerden kaçı gelecekte olacak? Onu zaman gösterecek.  Temennim Türkçemizin yaygınlaşarak yaşayan diller arasında kalmasıdır.  Onun için de Türkçe doğru, etkin ve yaygın bir şekilde kullanılmalıdır.  Aksi takdirde buzullar gibi eriyecek ve kelime kelime yok olacaktır.

İnsan aklına geleni, gönlünden geçeni söyler. Dil, beynin, gönlün tercümanıdır.  Kelimeler sadece düşünceleri ifade etmez; hislerimizi de aktarır.  Bazı diller yazı dili olarak kullanılmadıkları için yok olmuştur.  Türkçe için böyle bir tehdit söz konusu değil. Ancak Türkçeyi Türkçe olarak yaşatmak önemlidir.

1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği dağıldığında Türk dünyasının derinliği ortaya çıkmıştı.  O yıllarda gururla “Sadece Türkçe konuşarak Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar gezebilirsiniz” diyorduk.  Yani Sava Nehri’nden Sarı Nehrine kadar Türkçeden başka bir dile ihtiyaç duymadan yolculuk yapabileceğimizi söylüyorduk.  Böylece Balkanlardan Türkistan’a kadar uzanan engin coğrafyada Türk varlığına vurgu yapıyorduk.  Çünkü dilimizin sınırlarının siyasi egemenlik sınırlarımızın ötesinde olduğunu biliyorduk.

Bugün yaygın konuşulan diller sıralandığında Çince, İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Arapça, Malayca ilk başta sayılır.  Nüfusu kalabalık olduğu için Çincenin yaygın olması tabiî bir durum.  İngilizce için aynı tespitte bulunamayız. Sorulduğunda “Ana dilim İngilizce” diye cevap veren insan sayısı sadece 370 milyon.  Ama 1 milyar 200 milyon insan İngilizce konuşuyor.  Aynı durum İspanyollar, Fransızlar için de geçerli.

Türkçenin sınırları da gönül coğrafyamız kadar geniştir. Türkçe de 300 milyondan daha fazla büyük bir ailenin dilidir.  Ancak Türkçenin yaygın şekilde kullanılması ve kendi kelime dağarcığı ile yaşatılması dilimize gösterdiğimiz özenle mümkündür.  Bunun için de önce Türkler Türkçe kelimelerle konuşmalıdır.

Merhum İsmail Gaspıralı’nın 19’uncu yüzyılın sonlarında dile getirdiği “Dilde, Fikirde, İş de Birlik” dileğini gerçekleştirmek için şartlar müsait hale geldi.  Yıllardır hasretini çektiğimiz dil birliğini tesis etmek için iletişim araçları çok yaygınlaştı. İmkânları iyi değerlendirmeliyiz.  Tabiî bunun için de öncelikle şuurlu olmalıyız.  Hiçbir şeyin sözdesi olmamalıyız.  Omzunu kabartarak Atatürkçüyüm, Türk Milliyetçisiyim, Ülkücüyüm, Muhafazakârım demek yeterli değil.  Herkes ait olduğunu iddia ettiği değerler dairesinin, savunduğu düşünce dünyasının idrakinde olmalı ve Türkçeyi Türkçe konuşma konusunda özenli olmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.