Hasan Yılmaz
Köşe Yazarı
Hasan Yılmaz
 

Yaşadıklarımızdan Niye Ders Çıkarmıyoruz?

[simple-author-box] Ülkemizi övmek için de yermek için de çok neden vardır. Bunların başında da krizler ve kerizler ülkesi olması gelir. Krizlerin en önemli nedeni de keriz avına çıkan uyanıklardır. Bunun yakın tarihimizdeki örneklerinden biri Banker furyasıdır. 1980'lerin başı Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisine geçtiği yıllardır. Her yenilikte olduğu gibi serbest piyasa ekonomisine en hızlı uyum sağlayanlar da uyanıklar olmuştur. O uyanıkların başında da bankerler geliyordu. Sayıları 1000’e ulaşan bankerlerin öncüsü ve en meşhuru Banker Kastelli diye nam salan Cevher Özden ile marka ismi Banker Bako olan Baki Cengiz Aygün idi. Enflasyonun canavar olarak nitelendirildiği o yıllarda bu uyanıklar mevduat sahiplerine aylık yüzde 12 faiz verme taahhüdünde bulunmuşlar ve piyasadan 150 milyar lira toplamışlardı. Şapkadan tavşan çıkartır gibi paraya para kazandırdıklarını iddia eden sihirbazlar 300 bini aşkın kişiyi mağdur etmişlerdi. Sistem tıkandığında emekli ikramiyesini, sattığı dairenin parasını, kefen parasını bu uyanıklara kaptıranlar arasında intihar edenler olmuştu. Sonraki dönemlerde benzer krizler 90’ların başında dövizzedeler, 90’ların sonunda holdingzedeler, 2000’lerin başında bankazedeler şeklinde yaşanmış ancak en küçük bir ders alınmadığından olsa gerek Titan Saadet Zincirinin kurucusu Kenan Şeranoğlu, Çiftlikbank vurguncusu Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın, kripto para vurguncusu Faruk Fatih Özer gibiler de yüksek gelir hayali kurdurarak insanları kerizlediler. Ne diyor merhum Mehmet Akif Kıssadan Hisse şiirinde; “Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? "Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” Ben de merhum Akif gibi düşünüyorum. Yaşadığımız hiçbir olaydan ders almıyoruz. Almadığımız için tekerrür etmesi mukadder olaylara zemin hazırlıyoruz. Bunlardan biri her köşe başında gördüğüm konut satın alma ofisleri. Şehirlerin en işlek yerlerinde açılan ve “Faizsiz, kredisiz ev alabilirsiniz” mottosunu kullanan konut edinmede alternatif finansman sistemi kullandıklarını söyleyen bu şirketleri her yerde görmek mümkün. Caddelerde, sokaklarda bu tabelalar var. Bankerler gibi sayıları 20’yi aşan bu şirketlerin kaç şubesi olduğunu bilmiyorum. Çalışan, üreten, katma değer oluşturarak ekonominin çarklarını çalıştıran her teşebbüsü sonuna kadar destekliyorum. Ancak imece usulüyle çalıştığı iddia edilen bu sisteme dair cevabını bulamadığım sorularım var. Cevap bulmamı zorlaştıran sistemin faizsiz ve kredisiz denmesine rağmen, almak istediğiniz evin maliyetini kredi ile almışsınız gibi yüksek çıkartması. Ayrıca aracılık ya da hizmet bedeli olarak sizden komisyon alınması. Bir döneme damga vuran şirketleri, holdingleri batıran neydi? Avrupa’daki işçilerden yüksek faizle topladıkları sıcak paraların kesilmesi değil miydi? İki al bir öde ile yürüyen sistemde ana kaynaktan giriş durunca akış da otomatik olarak kesilmiş ve krize girmişlerdi. Faizsiz bankacılığın konut edindirme sistemine uyarlandığı bu sistemin lokomotifi yok. Vagonlar lokomotif işlevi görüyor. Geleneksel yardımlaşma yöntemimiz olan imece usulü ya da kadınların altın günü gibi güvene dayalı bir şekilde vagonlar vagonlara ittiriliyor. Ama güven sarsıldığı ve sisteme yeni vagonlar eklenmediği takdirde diğer vagonların hareket etmesi mümkün görünmüyor. Zaten bu yönde şikâyetler de yapılıyor. Ancak bankacılık sistemine alternatif olarak geliştirildiği için şimdilik şikâyetler görmezden geliniyor. Peki nereye kadar?
Ekleme Tarihi: 22 Haziran 2021 - Salı

Yaşadıklarımızdan Niye Ders Çıkarmıyoruz?

[simple-author-box]

Ülkemizi övmek için de yermek için de çok neden vardır. Bunların başında da krizler ve kerizler ülkesi olması gelir. Krizlerin en önemli nedeni de keriz avına çıkan uyanıklardır. Bunun yakın tarihimizdeki örneklerinden biri Banker furyasıdır.

1980'lerin başı Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisine geçtiği yıllardır. Her yenilikte olduğu gibi serbest piyasa ekonomisine en hızlı uyum sağlayanlar da uyanıklar olmuştur. O uyanıkların başında da bankerler geliyordu. Sayıları 1000’e ulaşan bankerlerin öncüsü ve en meşhuru Banker Kastelli diye nam salan Cevher Özden ile marka ismi Banker Bako olan Baki Cengiz Aygün idi.

Enflasyonun canavar olarak nitelendirildiği o yıllarda bu uyanıklar mevduat sahiplerine aylık yüzde 12 faiz verme taahhüdünde bulunmuşlar ve piyasadan 150 milyar lira toplamışlardı. Şapkadan tavşan çıkartır gibi paraya para kazandırdıklarını iddia eden sihirbazlar 300 bini aşkın kişiyi mağdur etmişlerdi. Sistem tıkandığında emekli ikramiyesini, sattığı dairenin parasını, kefen parasını bu uyanıklara kaptıranlar arasında intihar edenler olmuştu.

Sonraki dönemlerde benzer krizler 90’ların başında dövizzedeler, 90’ların sonunda holdingzedeler, 2000’lerin başında bankazedeler şeklinde yaşanmış ancak en küçük bir ders alınmadığından olsa gerek Titan Saadet Zincirinin kurucusu Kenan Şeranoğlu, Çiftlikbank vurguncusu Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın, kripto para vurguncusu Faruk Fatih Özer gibiler de yüksek gelir hayali kurdurarak insanları kerizlediler.

Ne diyor merhum Mehmet Akif Kıssadan Hisse şiirinde;

“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

Ben de merhum Akif gibi düşünüyorum. Yaşadığımız hiçbir olaydan ders almıyoruz. Almadığımız için tekerrür etmesi mukadder olaylara zemin hazırlıyoruz.

Bunlardan biri her köşe başında gördüğüm konut satın alma ofisleri. Şehirlerin en işlek yerlerinde açılan ve “Faizsiz, kredisiz ev alabilirsiniz” mottosunu kullanan konut edinmede alternatif finansman sistemi kullandıklarını söyleyen bu şirketleri her yerde görmek mümkün.

Caddelerde, sokaklarda bu tabelalar var. Bankerler gibi sayıları 20’yi aşan bu şirketlerin kaç şubesi olduğunu bilmiyorum.

Çalışan, üreten, katma değer oluşturarak ekonominin çarklarını çalıştıran her teşebbüsü sonuna kadar destekliyorum. Ancak imece usulüyle çalıştığı iddia edilen bu sisteme dair cevabını bulamadığım sorularım var. Cevap bulmamı zorlaştıran sistemin faizsiz ve kredisiz denmesine rağmen, almak istediğiniz evin maliyetini kredi ile almışsınız gibi yüksek çıkartması. Ayrıca aracılık ya da hizmet bedeli olarak sizden komisyon alınması.

Bir döneme damga vuran şirketleri, holdingleri batıran neydi?

Avrupa’daki işçilerden yüksek faizle topladıkları sıcak paraların kesilmesi değil miydi? İki al bir öde ile yürüyen sistemde ana kaynaktan giriş durunca akış da otomatik olarak kesilmiş ve krize girmişlerdi.

Faizsiz bankacılığın konut edindirme sistemine uyarlandığı bu sistemin lokomotifi yok. Vagonlar lokomotif işlevi görüyor. Geleneksel yardımlaşma yöntemimiz olan imece usulü ya da kadınların altın günü gibi güvene dayalı bir şekilde vagonlar vagonlara ittiriliyor. Ama güven sarsıldığı ve sisteme yeni vagonlar eklenmediği takdirde diğer vagonların hareket etmesi mümkün görünmüyor. Zaten bu yönde şikâyetler de yapılıyor. Ancak bankacılık sistemine alternatif olarak geliştirildiği için şimdilik şikâyetler görmezden geliniyor.

Peki nereye kadar?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.