Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunlar, bazı Ukrayna topraklarının Rusya tarafından işgal edilmesi, Devletimizi yakından ilgilendirmektedir. Zira ecdadımız Osmanlı İmparatorluğu, 1470 yılında Kırım’ı, daha sonra Odesa, Nikolayev, Xerson, Zaporojye ve Donetsk’ten oluşan Ukrayna’nın güney vilayetlerini; hatta Dinyepropetrovsk ve Kirovograd gibi iki büyük ili işgal ederek 300 yıldın fazla bir süre egemenliği altında barındırmıştır.
1794 yılında Rus ordularının aynı yerde bulunan Osmanlı yerleşkesi “Hacı Bey”i, yani Odesa’yı Türklerin elinden aldıkları yıldır. Buradan, Sofiyevskaya Caddesi’ndeki resim müzesine geçelim. Şehrin ve bölgenin görsel bir hafızası niteliğini taşıyan galeride, Hacı Bey dönemini ucundan da olsa resmettiği gözüken tek bir esere rastlanır sadece. Söz konusu peyzaj yapıtında Hacı Bey; baraka ve antrepolar ile ileride ufak bir camii, deniz kıyısında dolaşan binek hayvanları ve de sakallı adamlar ile çarşaflı kadınlar kompozisyonu biçiminde tasvir edilir. Günümüzde Odessa’nın değil sadece genç ve orta yaş kuşaklarına, eski jenerasyonun bile önemli bir kısmına “Osmanlılar kentinizin olduğu geniş bölgeyi üç asır boyunca kontrol etmişler” dediğiniz vakit size ya anlamsız surat ifadesi ile bakarlar veya ‘hadi canım sen de’ gibisinden alaycı bir tebessümle olay mahallinden uzaklaşırlar…
Gerek SSCB döneminde, gerekse Bağımsız Ukrayna kurulduktan sonra, birçok kez Ukrayna’ya, bu cümleden Odesa’ya gitim, konakladım, gezip dolaştım.
İlk seyahatimde Ukrayna’daki azınlık halklar arası bir toplantıya katıldım Ermeniler, Yahudiler, Karaylar, Ahıskalılar, Gagauzlar, Özbekler, Kürtler, Azeriler vb. konuşarak, sorunlarını dile getirdiler.
Ukrayna, Türk kökenli Altınorda ve Hazar İmparatorluklarının egemenliği altında kalmış olan bir coğrafyadır. Girişte de söylediğim gibi, bu ülkede Osmanlı damgası da yaygın olarak görülmektedir. Dolayısıyla ülkede yaşayan insanlar arasında kökeni Türk olanların sayıları az değildir. Bu itibarla, ülkemizin ve Devletimizin Ukrayna ile yakından ilgilenmesi normaldir ve desteklenmelidir.
Odesa vilayeti sınırları içerisinde yaşayan Türk unsurların çoğunluğu Gagauzlar’dır. Gagauzlar’ın sivrilen simalarından birisi olan Yuri Dimçoğlu’nu, iş yerinde ziyaret ettim. Siyasetle de meşguldü ve bir de milletvekili seçilince boş vakti kalmamıştı. Bu genç Gagauz, bende zeki, örgütçü bir kişi izlenimi bıraktı. Odesa’nın Antalya adlı restoranında bir öğle yemeği yerken, hayli bilgiler edinmiştim.
Ukrayna'nın güneyinde Karadeniz kıyısında kurulmuş bulunan Odesa'nın nüfusu 1,5 milyon civarındadır. Büyük tersanesi, birçok avantajlara sahip güçlü limanı, balıkçılık filosu, yolcuları ve büyük tüccarlarıyla Odesa bugün, Ukrayna'nın en büyük liman kentidir. Odesa, metal, inşaat sanayii ve makinenin de arasında bulunduğu yaklaşık 200 endüstri kuruluşuyla bir sanayi merkezidir de. Aynı zamanda şehirde Askeri sanayi kompleksi de bulunmaktadır. Odesa Ukrayna'nın diğer şehirleri ve başkaülkelerin önemli şehirleriyle taşımacılık bağlantıları vardır.
Arkeolojik anıtlar Odesa’nın M.Ö. 3000 yıllarında yerleşim yeri olduğunu kanıtlamaktadır. M.Ö. 1. Bin yılın ortalarında Büyük Göç esnasında Kuzeyden birbirini izleyen göç kabileleri Hunlar, Avarlar, Peçenekler ve Polovtlar Karadeniz kıyı şeridine yerleştiler. Orta Çağ boyunca Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Kanat, Büyük Litvanya Prensliği, Golden Horde, Galich, Volyn ve Kiev Rus Prensliği bu topraklarda hüküm sürdü. 18. Yüzyılın sonlarında bölge Rus birliklerinin egemenliği altına girdi.
1873 yılında endüstrinin hızla gelişmesini kolaylaştıran bir suyolu inşa edildi. Novorovsky Üniversitesi 1865 yılında Güney Batı Rusya Bilim ve Kültür Merkezi Odesa'da kuruldu. I. Dünya Savaşı, Bolşevik İhtilali ve II. Dünya Savaşı yıllarında şehrin nüfusunu iki kat azalttı. 1920'li ve 30'lu yıllarda şehrin ekonomisi canlandı ve yeni sanayi girişimleri kuruldu. 60'lı yıllarda Odesa limanı yenilenmeye ve şehrin ekonomik büyümesine yeni bir güç verdi. Ukrayna'nın bağımsızlığından sonra da ülkenin en önemli "deniz kapısı"dır… Limanda bulunan eski bir binanın kapısının üzerinde, bir Osmanlı tuğrası yer almaktadır. Bu bina vaktiyle, hacca gidenlerin konaklama yeri olarak kullanılmıştı.
Odesa'da 1 opera, 6 tiyatro, 1 sirk, 1 filarmoni salonu ve büyük bir film stüdyosu ile 13 müze, 9 sinema ve 40 kütüphane vardır. 26 kapalı spor salonuna ve 18 stadyuma sahip olan Odesa'da tam 22 üniversite bulunmaktadır.
1873 yılında rönesans tarzında inşa edilen Odesa Opera ve Bale Tiyatrosu 1665 koltuk kapasitelidir. 1834 - 1841 yılları arasında dizayn edilen Potyomkin merdiven basamakları adını 1905 yılındaki ayaklanmadan dolayı çıkan meşhur "Potyomkin" deniz savaşından almıştır. Potyomkin basamaklarının alt kısmında 1967 tarihinde inşa edilen Deniz Yolcu Terminali ile 1865 yılında inşa edilen Odesa Eyalet Üniversitesi, kısa bir zaman öncesine kadar şehrin bilimsel hayat merkezi idi. Ukrayna'nın beş büyük şehrinden biri olan Odesa; ülkenin en büyük limanı ve önemli bir ulaşım kavşağıdır. Ukrayna Bilim Akademisi, Deniz Ekoloji Merkezi, Seçme ve Genetik Enstitüsü, Şarap Geliştirme ve Üretme Enstitüsü, Filatov Göz Kliniği ve diğer fakültelerde yaklaşık olarak 200 bin öğrenci öğrenim gördüğünden Odesa'ya öğrencilerin şehri denebilir. İstanbul, Odesa'nın kardeş şehirlerinden biridir.
Odesa’da öğrendiğim ilginç şeylerden birisi de, Odesa yakınındaki Böğürtlen köyünde Ahıska Türkleri’nin yaşamakta olduklarıdır. Genel bir değerlendirmeyle Odesa, salt Ukrayna’nın değil, dünyanın görülesi kentlerinden biridir.
Delikanlı okurlarımız için de bir tüyo vermek isterim: Dünyanın en güzel ve arkadaş canlısı kızları Odesa’da yaşamaktadır!