İrfan Ünver Nasrattınoğlu
Köşe Yazarı
İrfan Ünver Nasrattınoğlu
 

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD Ve Astsubayların Talepleri Üzerine

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yapıp, emeklilik ve maluliyet nedeni ile ayrılan, Astsubay toplumunu ve mensuplarını bir arada toplamak, birlik ve beraberliği ile sosyal dayanışmasını sağlamak amacı ile 29.12.1962 tarihinde Nuri Emeç, İbrahim Yiğinsu, Hakkı Baysal, Hasan Basri Ünal, Cevat Aydınoğlu, A. Fikri Kaçamaklı, Tayyip Taçyıldız, Hüseyin Barışsever, Recep Gürer, Nazmi Vural ve İbrahim Süer tarafından Türkiye Emekli, Malûl, Müstafi Astsubaylar Yardımlaşma Cemiyeti  (TEMAY) kurulmuştur. 1970’li yılların başında bir yandan şubelerin açılması hız kazanırken diğer yandan özlük haklarıyla ilgili yoğun mücadele süreci başlatılmıştır. O aşamada ben Diyarbakır’da, 3. Hv. Kv. K.lığı karargâhında Şark hizmetini yapıyordum. Genç meslektaşlarım, subaylarla aramızdaki özlük hakları konusundaki uçurumun giderek açılması üzerine büyük bir moral çöküntüsü ve infial içindelerdi. Kuşkusuz bu durumdan evlerimizdeki eşlerimiz ve aile bireylerimiz de olumsuz etkilenmişlerdi. Ordu Evinde ve lojmanlarda birbirleriyle komşu olan eşlerimiz, kamuoyu oluşturmak ve Milletimizi (ve elbette Silahlı Kuvvetlerimizi) yönetenlerin kendilerini kaptırdıkları vurdumduymazlıktan ayılmalarını sağlamak amacıyla bir eylem kararı almış ve bu kararlarını, halkı da arkalarına alarak, görkemli bir yürüyüşle gerçekleştirmişlerdi. Astsubay eşlerinin yürümeleri, o tarihteki siyasilerin üzerinde ne gibi bir etki yaptı, bilmiyorum. Ama çok geçmeden, Hv. K.K.Org. Muhsin Batur’un Diyarbakır’a geleceğini öğrenmiştik…O gün tüm Hava Astsubayları, Kuvvet’in sinema salonunda toplanmışlardı. Muhsin Paşa salona girerken, peşindeki general ve subayların tamamının dışarıya çıkmalarını söylemiş, aynı zamanda konser ve gösterilerin de yapıldığı salonun sahne bölümüne koyulan masanın önündeki koltuğa oturduktan sonra, güzel ve hoşumuza giden sözlerle bize hitap etmişti. Sözlerin son bölümünde Astsb. Özlük hakları konusuna girmiş, maaşların ayarlanmasından söz ederken de mealen şöyle demişti… “Biliyorsunuz, maaşların, yapılan zamların miktarını siyasi irade belirler. Sonra TBMM’nde görüşülüp, müzakere edilir ve oylama yapılarak kanunlaşır…” Sinema salonu doluydu. Zira 3.Hava Kuvveti Komutanlığındaki Astsubaylardan başka, Diyarbakır Garnizonunda görevli Kara ve Jandarma Kuvvetleri personeli olan Astsubaylar da vardı. Muhsin Paşa tekrar etmiş: “Yani bu maaş ve özlük haklarının artırılması konusu kanun meselesidir…” Paşa bir süre gözlerini salonda gezdirdikten sonra, “Kanun nasıl yapılır?... Bilen bir arkadaşınız varsa gelip burada anlatsın!...” demişti. Benden daha kıdemli meslektaşlarım vardı. Baktım ki, bunların hiç birisinin kürsüye çıkıp söz edeceği yoktu. Sağ kolumu kaldırıp, Komutanımıza baktım. Sert bir şekilde bana, “gel anlat!” demiş, ben de kanunların nasıl yapıldığını, Mecliste oylama aşamasına kadar geçilen süreci anlattıktan sonra, şunu söylemiştim: “Ancak, Askerlerle ilgili kanunlar hakkında mutlaka Genel Kurmay Başkanlığının görüşü alınır…” Demek istediğim o idi ki, “siz isterseniz, bizim zamlar ve özlük haklarımız verilir…” Zira, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık vurguladığı gibi o tarihlerde, askeri vesayet vardı… 6 Mayıs 1973 tarihinde Ankara’da yapılan TEMAY Büyük Genel Kurul Toplantısında bazı değişikliklerle kabul edilen Dernek Tüzüğünün 1630 sayılı Dernekler kanununa uygunluğu, İçişleri Bakanlığınca onaylanmış, böylelikle Derneğimiz tüzel kişilik kazanmıştır. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle tüm derneklerin faaliyetleri sonlandırılmış, yaklaşık 4 yıllık bir aranın ardından 17 Ekim 1984 tarihinde, 2847 ile 2908 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine uygun olarak kamu yararına faaliyet gösteren dernekler statüsünde, Kerim Kalkan (Genel Başkan), Metin Sarıpınarlı (Genel Sekreter), Yusuf As (Sayman), Mustafa Toydemir, İlhami Karabulut, Mehmet Daregenli ve Hüseyin Öziçi tarafından “TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ” (TEMAD) kurulmuştur. Bu tarihten itibaren Yönetim Kurulu yoğun bir çalışma temposu içinde yeniden bir örgütlenme sürecine girmiş ve üye sayısını artırmış, Şube sayısını da 97’ye çıkarmıştır. Kuruluşundan bugüne TEMAD Genel Başkanları; Kerim KALKAN (1984-1989) Metin SARIPINARLI (1989-1991), Orhan ÖZKAN (1991-1999), Ali ŞENCAN (1999-2004), Mustafa EROL (2004-2011), Ahmet KESER (2011-2017), Hamza DÜRGEN (2017…)’dir. ***             TEMAD’a ilk üye olanlardan biriydim. Başkan Kerim Kalkan’la zaman zaman görüşürdüm. Orhan Özkan’la aynı dönemde naspedildiğimiz için, bir anlamda devre arkadaşımdı ve onunla samimiyetimiz daha çoktu. Üst düzey ziyaretlerde, Yönetim Kurulu Üyesi olmadığım halde beni de yanına alırdı. Av. Ali Şencan ile de ilişkilerimiz yoğundu. Bir gün tanıdığım bazı meslektaşlarım bana gelerek, yapılacak olan Genel Kurul Toplantısında Başkan Adayı olmamı ısrarla talep ettiler. Ben o tarihlerde hem Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu’nun Genel Başkanlığını, hem de bizzat kurduğum bazı Dostluk Derneklerinin Başkanlığını veya Genel Sekreterliği görevini yapıyordum, ki TEMAD Başkanı olarak çalışabilecek zamanım olamazdı. Söz konusu Genel Kurul toplantısı arifesinde bir akşam saatlerinde Orhan Özkan ve Ali Şencan gibi iki eski Başkan büroma gelerek, aday olmam konusunda ısrarla baskı yaptılar. Gecenin geç saatlerine kadar “hayır” dememe rağmen, neticede” peki” dedim ve adaylığı kabul ettim. Benim aday olmam için, daha sonraki Başkan Ahmet Keser de çok ısrar etmişti ve hatta, şayet TEMAD’a hizmet yolunda yeterli zaman ve fırsat bulamazsam, çekilip yerimi Keser’e bırakabileceğim de söylenmişti. Zira benim Başkan adayı olacağım listede Ahmet Keser de Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer alacaktı.             O Kongrede iki Başkan adayı vardı, birisi ben, öteki ise, Mustafa Erol idi. Erol üyelerin bir kısmını örgütlemiş ve benim aleyhimde sloganlar atılmasını sağlamıştı. Genel Kurul Başkanı önce beni kürsüye çağırmıştı. Ben daha, meslektaşlarımı selamlarken, bir grup, meslektaşım mesleğimize yakışmayacak tarzda sloganlar atmaya başlamışlardı. Bir süre susup, üzüntüyle o militan gruba bakmış ve mealen şöyle demiştim: “Sıradan bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının, özellikle işçi sendikalarının Genel Kurullarında dahi işitmediğim sözlerinizle beni çok üzdünüz. Sizi kınıyor ve Başkan adaylığından çekiliyorum!...”             Kürsüden inmiş, kısa bir süre sonra da salonu terk etmiştim. Tabii öteki aday Mustafa Erol, tek aday olarak Başkan seçilmişti…O Genel Kurul bana göstermiş idi ki, bazı meslektaşlarımız arasında, bize asla yakışmayacak kişiler vardı!... Sonraki Genel Kurulda da, Ahmet Keser, amacına ulaşarak, Başkan olmuştu.             Halen Başkanlık görevinin ikinci dönemini idrak eden Hamza Dürgen, bugüne kadar Başkanlık yapan meslektaşlarımız arasında, görevi en iyi şekilde yapan, donanımlı, seviyeli tek kelimeyle mükemmel bir kişilik ortaya koymuştur. ******* Bizim yıllar önce de maruz kaldığımız haksızlıkların artık sona ermesi, daha doğrusu erdirilmesi en halisane temennimdir. Vatan savunmasında en önde bulunan Astsubaylara tazminat verilmesi konusunda uzun yılardır çeşitli çalışmalar yapıldığı kamuoyunun bilgisi dahilindedir.  Son olarak Milli Savunma Bakanlığımızca hazırlanmış olan taslak kanun teklifinde kıdemli başçavuşlara tazminat hususu düzenlenmiş ancak bu teklif TBMM’de geçen yasama döneminde kanunlaşamadan kadük olmuştur. Milli Savunma Bakanlığı aynı teklif üzerinde yeniden düzenlemeler yaparak Cumhurbaşkanlığına sunmuştur. Astsubay kamuoyunun büyük bir beklenti içerisinde olduğu Kıdemli Başçavuşlara tazminat ödenmesi konusunda Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan taslak teklifin Ek 41. maddesine Cumhurbaşkanlığında yapılan görüşmeler esnasında Maliye ve Bütçe temsilcileri tarafından olumsuz görüş bildirildiği bilgisi TEMAD Yönetimine ulaşmıştır. TEMAD Başkanlığı gelişmelerle ilgili olarak üyelerini bilgilendirmekte ve demektedir ki; “Milli Savunma Bakanlığı tarafından bizzat teklif ve takip edilen Astsubaylara verilecek tazminata ilişkin kamuoyunda büyük bir beklenti bulunduğu, bu kapsamda söz konusu taslak kanun teklifi içerisinde bulunan Astsubay tazminatlarının yetkili kurumlarca olumlu sonuçlanması için konunun hassasiyeti Milli Savunma Bakanlığı yetkililerine TEMAD Genel Başkanlığı tarafından bir kez daha iletilmiştir. Konunun önemine binaen kamuoyundaki büyük beklentilerin de göz önüne alınarak Cumhurbaşkanlığımızın önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelecek olan Milli Savunma Bakanlığına ait torba yasa teklifi içerisinde tazminatların da bulunması hususunda gerekli hassasiyeti göstermesi ve kamuoyundaki büyük beklentiye karşılık vermesi en büyük arzumuzdur. Konuyu TEMAD Genel Başkanlığı olarak yakinen takip ettiğimizi, Türkiye genelinde teşkilatlanmış olan büyük bir STK olduğumuz bilinciyle muvazzaf meslektaşlarımızın moral ve motivasyonu ile görev yapma şevkini güçlendirecek, emekli personelin sıkıntılarını bir nebze olsa da giderecek, birlik ve beraberliğimizi artıracak olan ve üyelerimizin mağduriyetinin giderilebilmesi için gereken her türlü yasal teşebbüsün tarafımızca değerlendirileceği, bu konulardaki azim ve kararlılığımızın sonuç alıncaya kadar devam edeceği hususu kamuoyunun takdirine sunulur.” Ben Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Astsubayların haklı taleplerine mutlaka bir olumlu yanıt bulacağına inanıyorum. Zira, Sayın Erdoğan, 2002 yılından bu yana, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temel direği olan Astsubayları subaylardan ayırmamış, özellikle ABD gibi gelişmiş bir ülkede olduğu gibi, subay ile astsubayı eşit ölçülerle değerlendirmiştir. Bir Astsb çocuğu olan Sayın Bülent Arınç TBMM Başkanı olmuş; kimi Astsb. çocukları Bakan olmuş, kimi Emekli Astsubaylar Milletvekili yapılmıştır. Ve son Hükümette, müstafi bir Astsb. Dışişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir makama oturtulmuştur. Ben 955-17 sicil numaralı Emekli bir Astsubayım. 20 yıl fiili hizmetten sonra emekliye ayrıldım. Üçüncü dereceden emekli olmuştum. Merhum Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde tüm Astsubaylara birer derece daha verilince, İkinci Dereceden maaş almaya başladım. Daha sonra da Sayın Recep Tayyip Erdoğan, tüm Astsubayları birer derece yükseltince ben, emekli maaşımı birinci dereceden almaya başladım. Utanıyorum ama yazacağım, Son zamlardan sonra aylık maaşım 25 bin lira civarındadır!...İşte gerektiğinde vatan ve millet için ölüme bile koşan bir Emekli Astsubayın maaşı budur!... Demek istediğim odur ki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı döneminde, Astsubaylar pek haksızlığa uğramadılar. Dolayısıyla bizim hanımların 1970’li yıllardaki tepki ve eylemlerinin, bugünkü koşullarda yinelenmesini tasvip etmem. Bu nedenle ben, TEMAD’ın  ısrarla üzerinde durduğu ve askeri vesayet dönemlerinden beri maruz kaldığı haksızlığın Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tarafından giderileceğine inanıyorum.
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2024 - Cuma

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD Ve Astsubayların Talepleri Üzerine

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yapıp, emeklilik ve maluliyet nedeni ile ayrılan, Astsubay toplumunu ve mensuplarını bir arada toplamak, birlik ve beraberliği ile sosyal dayanışmasını sağlamak amacı ile 29.12.1962 tarihinde Nuri Emeç, İbrahim Yiğinsu, Hakkı Baysal, Hasan Basri Ünal, Cevat Aydınoğlu, A. Fikri Kaçamaklı, Tayyip Taçyıldız, Hüseyin Barışsever, Recep Gürer, Nazmi Vural ve İbrahim Süer tarafından Türkiye Emekli, Malûl, Müstafi Astsubaylar Yardımlaşma Cemiyeti  (TEMAY) kurulmuştur.

1970’li yılların başında bir yandan şubelerin açılması hız kazanırken diğer yandan özlük haklarıyla ilgili yoğun mücadele süreci başlatılmıştır. O aşamada ben Diyarbakır’da, 3. Hv. Kv. K.lığı karargâhında Şark hizmetini yapıyordum. Genç meslektaşlarım, subaylarla aramızdaki özlük hakları konusundaki uçurumun giderek açılması üzerine büyük bir moral çöküntüsü ve infial içindelerdi. Kuşkusuz bu durumdan evlerimizdeki eşlerimiz ve aile bireylerimiz de olumsuz etkilenmişlerdi. Ordu Evinde ve lojmanlarda birbirleriyle komşu olan eşlerimiz, kamuoyu oluşturmak ve Milletimizi (ve elbette Silahlı Kuvvetlerimizi) yönetenlerin kendilerini kaptırdıkları vurdumduymazlıktan ayılmalarını sağlamak amacıyla bir eylem kararı almış ve bu kararlarını, halkı da arkalarına alarak, görkemli bir yürüyüşle gerçekleştirmişlerdi.

Astsubay eşlerinin yürümeleri, o tarihteki siyasilerin üzerinde ne gibi bir etki yaptı, bilmiyorum. Ama çok geçmeden, Hv. K.K.Org. Muhsin Batur’un Diyarbakır’a geleceğini öğrenmiştik…O gün tüm Hava Astsubayları, Kuvvet’in sinema salonunda toplanmışlardı. Muhsin Paşa salona girerken, peşindeki general ve subayların tamamının dışarıya çıkmalarını söylemiş, aynı zamanda konser ve gösterilerin de yapıldığı salonun sahne bölümüne koyulan masanın önündeki koltuğa oturduktan sonra, güzel ve hoşumuza giden sözlerle bize hitap etmişti. Sözlerin son bölümünde Astsb. Özlük hakları konusuna girmiş, maaşların ayarlanmasından söz ederken de mealen şöyle demişti… “Biliyorsunuz, maaşların, yapılan zamların miktarını siyasi irade belirler. Sonra TBMM’nde görüşülüp, müzakere edilir ve oylama yapılarak kanunlaşır…”

Sinema salonu doluydu. Zira 3.Hava Kuvveti Komutanlığındaki Astsubaylardan başka, Diyarbakır Garnizonunda görevli Kara ve Jandarma Kuvvetleri personeli olan Astsubaylar da vardı. Muhsin Paşa tekrar etmiş: “Yani bu maaş ve özlük haklarının artırılması konusu kanun meselesidir…” Paşa bir süre gözlerini salonda gezdirdikten sonra, “Kanun nasıl yapılır?... Bilen bir arkadaşınız varsa gelip burada anlatsın!...” demişti.

Benden daha kıdemli meslektaşlarım vardı. Baktım ki, bunların hiç birisinin kürsüye çıkıp söz edeceği yoktu. Sağ kolumu kaldırıp, Komutanımıza baktım. Sert bir şekilde bana, “gel anlat!” demiş, ben de kanunların nasıl yapıldığını, Mecliste oylama aşamasına kadar geçilen süreci anlattıktan sonra, şunu söylemiştim: “Ancak, Askerlerle ilgili kanunlar hakkında mutlaka Genel Kurmay Başkanlığının görüşü alınır…” Demek istediğim o idi ki, “siz isterseniz, bizim zamlar ve özlük haklarımız verilir…”

Zira, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık vurguladığı gibi o tarihlerde, askeri vesayet vardı…

6 Mayıs 1973 tarihinde Ankara’da yapılan TEMAY Büyük Genel Kurul Toplantısında bazı değişikliklerle kabul edilen Dernek Tüzüğünün 1630 sayılı Dernekler kanununa uygunluğu, İçişleri Bakanlığınca onaylanmış, böylelikle Derneğimiz tüzel kişilik kazanmıştır.

12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle tüm derneklerin faaliyetleri sonlandırılmış, yaklaşık 4 yıllık bir aranın ardından 17 Ekim 1984 tarihinde, 2847 ile 2908 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine uygun olarak kamu yararına faaliyet gösteren dernekler statüsünde, Kerim Kalkan (Genel Başkan), Metin Sarıpınarlı (Genel Sekreter), Yusuf As (Sayman), Mustafa Toydemir, İlhami Karabulut, Mehmet Daregenli ve Hüseyin Öziçi tarafından “TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ” (TEMAD) kurulmuştur.

Bu tarihten itibaren Yönetim Kurulu yoğun bir çalışma temposu içinde yeniden bir örgütlenme sürecine girmiş ve üye sayısını artırmış, Şube sayısını da 97’ye çıkarmıştır.

Kuruluşundan bugüne TEMAD Genel Başkanları; Kerim KALKAN (1984-1989) Metin SARIPINARLI (1989-1991), Orhan ÖZKAN (1991-1999), Ali ŞENCAN (1999-2004), Mustafa EROL (2004-2011), Ahmet KESER (2011-2017), Hamza DÜRGEN (2017…)’dir.

***

            TEMAD’a ilk üye olanlardan biriydim. Başkan Kerim Kalkan’la zaman zaman görüşürdüm. Orhan Özkan’la aynı dönemde naspedildiğimiz için, bir anlamda devre arkadaşımdı ve onunla samimiyetimiz daha çoktu. Üst düzey ziyaretlerde, Yönetim Kurulu Üyesi olmadığım halde beni de yanına alırdı. Av. Ali Şencan ile de ilişkilerimiz yoğundu. Bir gün tanıdığım bazı meslektaşlarım bana gelerek, yapılacak olan Genel Kurul Toplantısında Başkan Adayı olmamı ısrarla talep ettiler. Ben o tarihlerde hem Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu’nun Genel Başkanlığını, hem de bizzat kurduğum bazı Dostluk Derneklerinin Başkanlığını veya Genel Sekreterliği görevini yapıyordum, ki TEMAD Başkanı olarak çalışabilecek zamanım olamazdı. Söz konusu Genel Kurul toplantısı arifesinde bir akşam saatlerinde Orhan Özkan ve Ali Şencan gibi iki eski Başkan büroma gelerek, aday olmam konusunda ısrarla baskı yaptılar. Gecenin geç saatlerine kadar “hayır” dememe rağmen, neticede” peki” dedim ve adaylığı kabul ettim. Benim aday olmam için, daha sonraki Başkan Ahmet Keser de çok ısrar etmişti ve hatta, şayet TEMAD’a hizmet yolunda yeterli zaman ve fırsat bulamazsam, çekilip yerimi Keser’e bırakabileceğim de söylenmişti. Zira benim Başkan adayı olacağım listede Ahmet Keser de Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer alacaktı.

            O Kongrede iki Başkan adayı vardı, birisi ben, öteki ise, Mustafa Erol idi. Erol üyelerin bir kısmını örgütlemiş ve benim aleyhimde sloganlar atılmasını sağlamıştı. Genel Kurul Başkanı önce beni kürsüye çağırmıştı. Ben daha, meslektaşlarımı selamlarken, bir grup, meslektaşım mesleğimize yakışmayacak tarzda sloganlar atmaya başlamışlardı. Bir süre susup, üzüntüyle o militan gruba bakmış ve mealen şöyle demiştim: “Sıradan bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının, özellikle işçi sendikalarının Genel Kurullarında dahi işitmediğim sözlerinizle beni çok üzdünüz. Sizi kınıyor ve Başkan adaylığından çekiliyorum!...”

            Kürsüden inmiş, kısa bir süre sonra da salonu terk etmiştim. Tabii öteki aday Mustafa Erol, tek aday olarak Başkan seçilmişti…O Genel Kurul bana göstermiş idi ki, bazı meslektaşlarımız arasında, bize asla yakışmayacak kişiler vardı!... Sonraki Genel Kurulda da, Ahmet Keser, amacına ulaşarak, Başkan olmuştu.

            Halen Başkanlık görevinin ikinci dönemini idrak eden Hamza Dürgen, bugüne kadar Başkanlık yapan meslektaşlarımız arasında, görevi en iyi şekilde yapan, donanımlı, seviyeli tek kelimeyle mükemmel bir kişilik ortaya koymuştur.

*******

Bizim yıllar önce de maruz kaldığımız haksızlıkların artık sona ermesi, daha doğrusu erdirilmesi en halisane temennimdir. Vatan savunmasında en önde bulunan Astsubaylara tazminat verilmesi konusunda uzun yılardır çeşitli çalışmalar yapıldığı kamuoyunun bilgisi dahilindedir.  Son olarak Milli Savunma Bakanlığımızca hazırlanmış olan taslak kanun teklifinde kıdemli başçavuşlara tazminat hususu düzenlenmiş ancak bu teklif TBMM’de geçen yasama döneminde kanunlaşamadan kadük olmuştur. Milli Savunma Bakanlığı aynı teklif üzerinde yeniden düzenlemeler yaparak Cumhurbaşkanlığına sunmuştur.

Astsubay kamuoyunun büyük bir beklenti içerisinde olduğu Kıdemli Başçavuşlara tazminat ödenmesi konusunda Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan taslak teklifin Ek 41. maddesine Cumhurbaşkanlığında yapılan görüşmeler esnasında Maliye ve Bütçe temsilcileri tarafından olumsuz görüş bildirildiği bilgisi TEMAD Yönetimine ulaşmıştır.

TEMAD Başkanlığı gelişmelerle ilgili olarak üyelerini bilgilendirmekte ve demektedir ki;

“Milli Savunma Bakanlığı tarafından bizzat teklif ve takip edilen Astsubaylara verilecek tazminata ilişkin kamuoyunda büyük bir beklenti bulunduğu, bu kapsamda söz konusu taslak kanun teklifi içerisinde bulunan Astsubay tazminatlarının yetkili kurumlarca olumlu sonuçlanması için konunun hassasiyeti Milli Savunma Bakanlığı yetkililerine TEMAD Genel Başkanlığı tarafından bir kez daha iletilmiştir.

Konunun önemine binaen kamuoyundaki büyük beklentilerin de göz önüne alınarak Cumhurbaşkanlığımızın önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelecek olan Milli Savunma Bakanlığına ait torba yasa teklifi içerisinde tazminatların da bulunması hususunda gerekli hassasiyeti göstermesi ve kamuoyundaki büyük beklentiye karşılık vermesi en büyük arzumuzdur.

Konuyu TEMAD Genel Başkanlığı olarak yakinen takip ettiğimizi, Türkiye genelinde teşkilatlanmış olan büyük bir STK olduğumuz bilinciyle muvazzaf meslektaşlarımızın moral ve motivasyonu ile görev yapma şevkini güçlendirecek, emekli personelin sıkıntılarını bir nebze olsa da giderecek, birlik ve beraberliğimizi artıracak olan ve üyelerimizin mağduriyetinin giderilebilmesi için gereken her türlü yasal teşebbüsün tarafımızca değerlendirileceği, bu konulardaki azim ve kararlılığımızın sonuç alıncaya kadar devam edeceği hususu kamuoyunun takdirine sunulur.”

Ben Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Astsubayların haklı taleplerine mutlaka bir olumlu yanıt bulacağına inanıyorum. Zira, Sayın Erdoğan, 2002 yılından bu yana, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temel direği olan Astsubayları subaylardan ayırmamış, özellikle ABD gibi gelişmiş bir ülkede olduğu gibi, subay ile astsubayı eşit ölçülerle değerlendirmiştir. Bir Astsb çocuğu olan Sayın Bülent Arınç TBMM Başkanı olmuş; kimi Astsb. çocukları Bakan olmuş, kimi Emekli Astsubaylar Milletvekili yapılmıştır. Ve son Hükümette, müstafi bir Astsb. Dışişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir makama oturtulmuştur.

Ben 955-17 sicil numaralı Emekli bir Astsubayım. 20 yıl fiili hizmetten sonra emekliye ayrıldım. Üçüncü dereceden emekli olmuştum. Merhum Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde tüm Astsubaylara birer derece daha verilince, İkinci Dereceden maaş almaya başladım. Daha sonra da Sayın Recep Tayyip Erdoğan, tüm Astsubayları birer derece yükseltince ben, emekli maaşımı birinci dereceden almaya başladım. Utanıyorum ama yazacağım, Son zamlardan sonra aylık maaşım 25 bin lira civarındadır!...İşte gerektiğinde vatan ve millet için ölüme bile koşan bir Emekli Astsubayın maaşı budur!...

Demek istediğim odur ki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı döneminde, Astsubaylar pek haksızlığa uğramadılar. Dolayısıyla bizim hanımların 1970’li yıllardaki tepki ve eylemlerinin, bugünkü koşullarda yinelenmesini tasvip etmem. Bu nedenle ben, TEMAD’ın  ısrarla üzerinde durduğu ve askeri vesayet dönemlerinden beri maruz kaldığı haksızlığın Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tarafından giderileceğine inanıyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.