Funda Gökçen
Köşe Yazarı
Funda Gökçen
 

“Güneş Tutulması Savaşının Olduğu Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası Köyüne Gidiyoruz”

Heredot’un Kayıp Başkent diye tarif ettiği Orta Kapadokya bölgesinin savunması en güçlü şehri Pteria’yı dünyada merak etmeyen hiçbir tarihçi yoktur. Efsaneye göre Lidya Kralı Krezüs, Yunanistan’da bulunan meşhur Delfi kehanet merkezine gider ve Haliys Nehrini geçtiği takdirde ne olacağını sorar. Halys Kızılırmak’ın antik çağdaki adıdır. Derler ki; “O ırmak geçildiğinde güçlü bir imparatorluk yok olacak”… Umutlanan Krezüs bu kehaneti kendi lehine yorar, tanrıların da işaret ettiği bir destekle ordusunun yönünü doğuya çevirir, Medleri yok edeceği konusunda haddinden fazla umutludur. Halys nehrini geçer, Pteria’yı kuşatır, şehir halkını tutsak eder. Ama unuttuğu ve bilmediği bir şey vardır. Yaptığı bu girişim Pers Kralı Büyük Kiros’un takibindedir ve öfkesi üzerindedir. MÖ. 547 yılında Lidya ve Med orduları Kerkenes Dağı eteklerinde, Pteria yakınlarında, bugün Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Karakocaoğlu Kışlası köyünde karşılaşır. Aylarca savaşırlar fakat yenişemezler. 547 yılının 28 Mayıs günü yine bir savaş esnasındayken güneş tutulur, ortalık karanlığa bürünür. Her iki ordu kurmayları ve stratejistleri bu anlamsız savaşlarıyla tanrıyı kızdırdıklarını, güneşin bu yüzden karardığını düşünerek bir araya gelip anlaşırlar ve bu anlamsız savaşa son verirler. Krezüs bugün Manisanın Salihli ilçesinde bulunan başkenti Sart’a dönerken o yıl içinde başka bir savaş beklememektedir. Fakat kin dolu Büyük Kiros, gizlice Krezüs’ün peşindedir. Gelir ve umulmadık bir zamanda Lidya başkenti Sart’ı kuşatır. Timba Savaşıyla Liidya’yı tarihe gömer. Delphi’de tahmin edilip söylenen kehanet gerçekleşmiştir. Krezüs güçlü bir imparatorluğu yok etmiştir, ama maalesef ki kendi imparatorluğunu… İşte Heredot’un masalsı kalemi ve mitolojik anlatılarıyla tarih teknokratları ve tarih sevdalılarının hüzünle okuyup merak ettikleri bu savaşın geçtiği yer Kerkens Dağı eteklerindeki Karakocaoğlu Kışlası köyüdür ve biz de kısmet olursa 25-26 Mayıs tarihlerinde bu cennet köyde olacağız. Ankara’nın sevilen simalarından Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası Köyü Dernek Başkanı Serkan ARAS; tanıtım, takdim ve temsil adına kültürel faaliyetleri en kapsamlı ve en nitelikli bir şekilde yapan kültür insanı kimliğiyle biliniyor. Şehrini, insanını ve yöresel motiflerini metropol kentlerde liyakatla tanıtan Başkan ARAS, gerçek sahibi oldukları Kerkenes Dağını ve gizemli Pteria şehrini dünyaya kurumlar ötesi bir performansla duyuran ve tanıtan bir tarih bilgesi, kültür hazinesi önek bir şahsiyet. Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası dünyanın en görgülü, en misafirperver ve en kültürlü köylerinden biri. Tarih-kültür araştırmacıları Orta Anadolu coğrafyasıyla ilgili tüm tarihi, kültürel, etnografik, etimolojik, musiki, mimari, gastronomi ve bölgeyle ilgili merak edilen onlarca akademik bilgiyi, kurumlar üstü detay donanımıyla hepsini de Serkan ARAS Başkandan ve yönetim kurulu arkadaşlarından derliyor. Başkan ARAS Kerkenes Kışlasını anlatırken; “Benim köyüm ülkesi ve milletini en üst limitten seven, milli ve manevi değerlerine yürekten bağlı, sevgi dili hakimiyetinde saygı ve şiarın liyakatla uygulandığı, büyük-küçük edep hiyerarşisinin en faziletlisinden yaşandığı yüreği güzel birbirinden pırlanta insanların yurdudur. Bize ait ve bizim olan Kerkenes Dağını ve üzerindeki Demir Çağının gizmeli şehri Pteria’yı bütün dünya bilirken, maalesef ilgili kurumlarımız hiç de yeterince tanıtamıyor. Güneş Tutulması Savaşı dedikleri Medler ve Lidyalılar arasındaki savaş benim köyüm Karakocaoğlu Kışlasında olmuş. Bir savaş için en stratejik önem ve imkanları sağlayan Ötüyüz, Kertme, Bozbel, Üç Arhaç ve Arek Depesi dediğimiz mevkilerimiz Heredot’un tarif ettiği savaş alanlarıyla birebir örtüşüyor ve anlatılan tüm efsanelerin izlerini taşıyor.” şeklinde sözlerini noktaladı. Başkan ARAS’ın kültürlü, çalışkan hepsi birbirinden kıymetli Haşim ARLIER, Cemil DOĞAN, Haydar KOÇER ve Haydar Ali BOZKURT gibi saygın bir yönetim kurulu var. Kurucu Başkan Cemal KOÇER’de her zaman bir yönetim kurulu üyesi gibi yanlarında oluyor ve onlara güç veriyor. Muhtarları, azaları, yurt içi, yurt dışı dünyanın dört bir yanına dağılmış bütün köylüleri Karakocaoğlu Kışlası deyince anında birleşiyor, canla başla seferber oluyor ve dünyanın en güzel insanları olduklarını her yerde ispatlıyorlar. Sorgun bölgesinin en çalışkan muhtarı olarak bilinen Haydar KOÇER sofrası açık, gönlü bol, köyünü köylüsünü her yerde yücelten bir asilzade. Eski Muhtar Yusuf CANDAŞ’ı zaten Yozgat bölgesinde bilmeyen yok. Emeği ve ekmeği cömert kral bir insan. Yönetim Kurulu Üyesi Haşim ARLIER; “Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası, Ankara Savaşı sonrası bölgemizdeki Kara Tatarların Türkistan coğrafyası ve Maveraünnehir Bölgesine göçleriyle boşaldıktan sonra, Bozok Platosuna ilk iskan edilen en eski köylerdendir. Mor dağları, ballı üzümleri ve misafirperver gönülleriyle Türkiye’nin en güzel köyü bizim köydür.” diyor. Yönetim Kurulu Üyesi Cemil DOĞAN; “Bizde vatan, bayrak ve millet sevdası bambaşkadır. Kerkenes Kışlası pırlanta yürekli, derya gönüllü, özü-sözü bir hanedan insanların yurdudur.” diyor. Yönetim Kurulu Üyesi Haydar KOÇER ise; Bu köyde biri üzülürse hepimiz üzülürüz. Birimiz sevinice de o mutluluk hepimizindir. Kaderimiz, kederimiz, neşemiz, sevincimiz her yerde ortak. Büyükler hepimizin büyüğü, küçüklerse hepimizin emanetidir. Bu köye ait olmak bize Allah’ın en büyük ödülüdür.” diyor Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Ali BOZKURT’da; “Bu kadar estetik bir coğrafya, bu kadar bereketli bir ova, bu kadar heybetli bir dağ, bu kadar zengin bir tarih, bu kadar güler yüzlü ve misafirperver insanları başka bir yerde göremezsiniz. Ne mutlu Kerkenes Kışlası köyündenim diyene.” diyor. Kerkenes Kışlalılar gibi köyü, köylüsü, memleketi ve ülkesini yürekten seven, doğası, tarihi, ülküsü ve ilkesine sadakatle bağlı, güler yüzlü, sofrası açık, yüreği temiz samimi ve misafirperver değerleri tanımak inanın beni de çok mutlu etti. İnşallah 25-26 Mayıs tarihlerinde dünyanın en güzel insanlarıyla birlikte ben de Karakoca Kışlası köyünde olacağım. Kayıp Şehir Piteria Antik Kentini, efsane savaşın geçtiği gizemli yerleri göreceğim. Projesi bana ait olan bölgesel tarihi konu alan tanıtım sunumları yapıp, o yörenin insanları huzurunda videolar çekeceğiz. Elbette ki bu güzel köy ve bu candan insanları yazmaya, anlatmaya, tanıtmaya devam edeceğim. Hatta bu köyün asaletli hanedan insanlarını, kültürünü, geleneklerini konu edindiğim bir belgesel de yazmayı planlıyorum. Zümrüt Karakocaoğlu Kışlasının yakut gönüllü insanlarına, Bilge Başkan Serkan ARAS’a ve birbirinden çalışkan yönetim kurullarına, muhtarlarımıza ve bu müthiş organizasyonun tüm emektarlarına gönüller dolusu selamlarımı sunuyor, 25-26 Mayıs tarihlerinde Kerkenes’te buluşmak dileğiyle hepinizi de Allah’a emanet ediyorum.
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2024 - Salı

“Güneş Tutulması Savaşının Olduğu Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası Köyüne Gidiyoruz”

Heredot’un Kayıp Başkent diye tarif ettiği Orta Kapadokya bölgesinin savunması en güçlü şehri Pteria’yı dünyada merak etmeyen hiçbir tarihçi yoktur.

Efsaneye göre Lidya Kralı Krezüs, Yunanistan’da bulunan meşhur Delfi kehanet merkezine gider ve Haliys Nehrini geçtiği takdirde ne olacağını sorar. Halys Kızılırmak’ın antik çağdaki adıdır. Derler ki; “O ırmak geçildiğinde güçlü bir imparatorluk yok olacak”… Umutlanan Krezüs bu kehaneti kendi lehine yorar, tanrıların da işaret ettiği bir destekle ordusunun yönünü doğuya çevirir, Medleri yok edeceği konusunda haddinden fazla umutludur. Halys nehrini geçer, Pteria’yı kuşatır, şehir halkını tutsak eder. Ama unuttuğu ve bilmediği bir şey vardır. Yaptığı bu girişim Pers Kralı Büyük Kiros’un takibindedir ve öfkesi üzerindedir.

MÖ. 547 yılında Lidya ve Med orduları Kerkenes Dağı eteklerinde, Pteria yakınlarında, bugün Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Karakocaoğlu Kışlası köyünde karşılaşır. Aylarca savaşırlar fakat yenişemezler. 547 yılının 28 Mayıs günü yine bir savaş esnasındayken güneş tutulur, ortalık karanlığa bürünür. Her iki ordu kurmayları ve stratejistleri bu anlamsız savaşlarıyla tanrıyı kızdırdıklarını, güneşin bu yüzden karardığını düşünerek bir araya gelip anlaşırlar ve bu anlamsız savaşa son verirler.

Krezüs bugün Manisanın Salihli ilçesinde bulunan başkenti Sart’a dönerken o yıl içinde başka bir savaş beklememektedir. Fakat kin dolu Büyük Kiros, gizlice Krezüs’ün peşindedir. Gelir ve umulmadık bir zamanda Lidya başkenti Sart’ı kuşatır. Timba Savaşıyla Liidya’yı tarihe gömer. Delphi’de tahmin edilip söylenen kehanet gerçekleşmiştir. Krezüs güçlü bir imparatorluğu yok etmiştir, ama maalesef ki kendi imparatorluğunu…

İşte Heredot’un masalsı kalemi ve mitolojik anlatılarıyla tarih teknokratları ve tarih sevdalılarının hüzünle okuyup merak ettikleri bu savaşın geçtiği yer Kerkens Dağı eteklerindeki Karakocaoğlu Kışlası köyüdür ve biz de kısmet olursa 25-26 Mayıs tarihlerinde bu cennet köyde olacağız.

Ankara’nın sevilen simalarından Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası Köyü Dernek Başkanı Serkan ARAS; tanıtım, takdim ve temsil adına kültürel faaliyetleri en kapsamlı ve en nitelikli bir şekilde yapan kültür insanı kimliğiyle biliniyor. Şehrini, insanını ve yöresel motiflerini metropol kentlerde liyakatla tanıtan Başkan ARAS, gerçek sahibi oldukları Kerkenes Dağını ve gizemli Pteria şehrini dünyaya kurumlar ötesi bir performansla duyuran ve tanıtan bir tarih bilgesi, kültür hazinesi önek bir şahsiyet.

Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası dünyanın en görgülü, en misafirperver ve en kültürlü köylerinden biri. Tarih-kültür araştırmacıları Orta Anadolu coğrafyasıyla ilgili tüm tarihi, kültürel, etnografik, etimolojik, musiki, mimari, gastronomi ve bölgeyle ilgili merak edilen onlarca akademik bilgiyi, kurumlar üstü detay donanımıyla hepsini de Serkan ARAS Başkandan ve yönetim kurulu arkadaşlarından derliyor.

Başkan ARAS Kerkenes Kışlasını anlatırken; “Benim köyüm ülkesi ve milletini en üst limitten seven, milli ve manevi değerlerine yürekten bağlı, sevgi dili hakimiyetinde saygı ve şiarın liyakatla uygulandığı, büyük-küçük edep hiyerarşisinin en faziletlisinden yaşandığı yüreği güzel birbirinden pırlanta insanların yurdudur. Bize ait ve bizim olan Kerkenes Dağını ve üzerindeki Demir Çağının gizmeli şehri Pteria’yı bütün dünya bilirken, maalesef ilgili kurumlarımız hiç de yeterince tanıtamıyor. Güneş Tutulması Savaşı dedikleri Medler ve Lidyalılar arasındaki savaş benim köyüm Karakocaoğlu Kışlasında olmuş. Bir savaş için en stratejik önem ve imkanları sağlayan Ötüyüz, Kertme, Bozbel, Üç Arhaç ve Arek Depesi dediğimiz mevkilerimiz Heredot’un tarif ettiği savaş alanlarıyla birebir örtüşüyor ve anlatılan tüm efsanelerin izlerini taşıyor.” şeklinde sözlerini noktaladı.

Başkan ARAS’ın kültürlü, çalışkan hepsi birbirinden kıymetli Haşim ARLIER, Cemil DOĞAN, Haydar KOÇER ve Haydar Ali BOZKURT gibi saygın bir yönetim kurulu var. Kurucu Başkan Cemal KOÇER’de her zaman bir yönetim kurulu üyesi gibi yanlarında oluyor ve onlara güç veriyor. Muhtarları, azaları, yurt içi, yurt dışı dünyanın dört bir yanına dağılmış bütün köylüleri Karakocaoğlu Kışlası deyince anında birleşiyor, canla başla seferber oluyor ve dünyanın en güzel insanları olduklarını her yerde ispatlıyorlar.

Sorgun bölgesinin en çalışkan muhtarı olarak bilinen Haydar KOÇER sofrası açık, gönlü bol, köyünü köylüsünü her yerde yücelten bir asilzade. Eski Muhtar Yusuf CANDAŞ’ı zaten Yozgat bölgesinde bilmeyen yok. Emeği ve ekmeği cömert kral bir insan.

Yönetim Kurulu Üyesi Haşim ARLIER; “Kerkenes Karakocaoğlu Kışlası, Ankara Savaşı sonrası bölgemizdeki Kara Tatarların Türkistan coğrafyası ve Maveraünnehir Bölgesine göçleriyle boşaldıktan sonra, Bozok Platosuna ilk iskan edilen en eski köylerdendir. Mor dağları, ballı üzümleri ve misafirperver gönülleriyle Türkiye’nin en güzel köyü bizim köydür.” diyor.

Yönetim Kurulu Üyesi Cemil DOĞAN; “Bizde vatan, bayrak ve millet sevdası bambaşkadır. Kerkenes Kışlası pırlanta yürekli, derya gönüllü, özü-sözü bir hanedan insanların yurdudur.” diyor.

Yönetim Kurulu Üyesi Haydar KOÇER ise; Bu köyde biri üzülürse hepimiz üzülürüz. Birimiz sevinice de o mutluluk hepimizindir. Kaderimiz, kederimiz, neşemiz, sevincimiz her yerde ortak. Büyükler hepimizin büyüğü, küçüklerse hepimizin emanetidir. Bu köye ait olmak bize Allah’ın en büyük ödülüdür.” diyor

Yönetim Kurulu Üyesi Haydar Ali BOZKURT’da; “Bu kadar estetik bir coğrafya, bu kadar bereketli bir ova, bu kadar heybetli bir dağ, bu kadar zengin bir tarih, bu kadar güler yüzlü ve misafirperver insanları başka bir yerde göremezsiniz. Ne mutlu Kerkenes Kışlası köyündenim diyene.” diyor.

Kerkenes Kışlalılar gibi köyü, köylüsü, memleketi ve ülkesini yürekten seven, doğası, tarihi, ülküsü ve ilkesine sadakatle bağlı, güler yüzlü, sofrası açık, yüreği temiz samimi ve misafirperver değerleri tanımak inanın beni de çok mutlu etti. İnşallah 25-26 Mayıs tarihlerinde dünyanın en güzel insanlarıyla birlikte ben de Karakoca Kışlası köyünde olacağım. Kayıp Şehir Piteria Antik Kentini, efsane savaşın geçtiği gizemli yerleri göreceğim. Projesi bana ait olan bölgesel tarihi konu alan tanıtım sunumları yapıp, o yörenin insanları huzurunda videolar çekeceğiz. Elbette ki bu güzel köy ve bu candan insanları yazmaya, anlatmaya, tanıtmaya devam edeceğim. Hatta bu köyün asaletli hanedan insanlarını, kültürünü, geleneklerini konu edindiğim bir belgesel de yazmayı planlıyorum.

Zümrüt Karakocaoğlu Kışlasının yakut gönüllü insanlarına, Bilge Başkan Serkan ARAS’a ve birbirinden çalışkan yönetim kurullarına, muhtarlarımıza ve bu müthiş organizasyonun tüm emektarlarına gönüller dolusu selamlarımı sunuyor, 25-26 Mayıs tarihlerinde Kerkenes’te buluşmak dileğiyle hepinizi de Allah’a emanet ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (5)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şahin bozkurt
(21.05.2024 12:12 - #355)
Kaleminize yüreğinize sağlık çok güzel yorum ve araştırma başarılar diliyorum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Şahin bozkurt
(21.05.2024 12:12 - #356)
Kaleminize yüreğinize sağlık çok güzel yorum ve araştırma başarılar diliyorum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Haydar KOÇER
(21.05.2024 12:43 - #357)
Funda hanım bu güzel yorum ve tanıtımlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim ayın 25-26 sizleri ağırlamaktan mutluluk duyarız meslek hayatınızda başarılar dilerim Karakoca oğlu köyü (kerkeniz Kışlası köyü) muhtarı Haydar KOÇER
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Adnan ŞAHİN ( İzmir )
(21.05.2024 16:32 - #358)
Pteria, Bu kadar güzel anlatılırdı, Anadolu'da kapıya benzeyen iki taş arasından girdiğin her yer, tarih eşiği, hangi yana baksan bir güzellik sunar çünkü Anadolu tarih beşşiğidir. Egesinde ayrı bir güzellik , doğusunda ayrı bir özellik vardır, yeter ki gönlü güzel insanlar gezsin görsün, gezmeden önce mutlaka, kıymetli şair- ressam ve yazar Funda hanımın yazılarını okusunlar, oyup bilerek gezmek, gezilerin en güzelidir. Selam ve sevgilerimle
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Adnan ŞAHİN ( İzmir )
(21.05.2024 16:32 - #359)
Pteria, Bu kadar güzel anlatılırdı, Anadolu'da kapıya benzeyen iki taş arasından girdiğin her yer, tarih eşiği, hangi yana baksan bir güzellik sunar çünkü Anadolu tarih beşşiğidir. Egesinde ayrı bir güzellik , doğusunda ayrı bir özellik vardır, yeter ki gönlü güzel insanlar gezsin görsün, gezmeden önce mutlaka, kıymetli şair- ressam ve yazar Funda hanımın yazılarını okusunlar, oyup bilerek gezmek, gezilerin en güzelidir. Selam ve sevgilerimle
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.