[simple-author-box]
Spor, hobi olarak yapıldığında insan ve toplum sağlığı bakımından önemli olduğu gibi, uluslararası alanda elde edilen başarılar yoluyla da bir büyük tanıtım aracıdır…
Türkiye ne yazık ki spor alanında bir türlü istenen noktaya gelemiyor, getirilemiyor.
Bilindiği gibi, CHP Spor Kurulu Başkanı ve Genel Başkan Başdanışmanıyım. Bu sıfatımla birçok faaliyetin içinde bulundum ve bulunmaya devam ediyorum. Özel çalışmalar yaptığımız gibi sorunlara ilişkin çözüm önerileri de sunuyoruz kamuoyuna. Örneğin Spor Yasa Taslağı konusu. Taslak adeta yamalı bir bohça, neresinden tutsanız dökülüyor. Bu yasa Türk sporunu ileriye götürmez. Hatta yerinde bile saydırmaz, geriye götürür.
Tokyo Olimpiyatı
Önümüzde bir olimpiyat serüveni var. Geçmişte büyük başarılara imza attığımız bir yarışma alanı olimpiyatlar. 2004 Atina olimpiyatlarında 220 ülke arasında ülkemizi 22. sıraya taşımıştık. Bu büyük bir başarıydı. Bugün sporcu sayımız bir türlü artmıyor. Ülke genelinde spor yapan insan sayısı azalıyor. Biz Spor Kurulu olarak kötü gidişe dur diyecek önerilerde bulunuyoruz. Önümüzde Tokyo Olimpiyatları var. Buraya gidecek sporcuların özelliklerine baktığımız öne çıkan bir husus var: Yerel yönetimler spor alanında çok başarılı. Bu açıdan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri öne çıkıyor. İBBSK, Spor İstanbul ve ASKİ Spor ile EGO spor kulüpleri adeta sporcu fabrikası. ASKİ’den 3 güreşçi ile İstanbul Büyükşehirden 11 sporcu olimpiyatlara katılma hakkı elde etti.
Yasa değişmeli
Spor Yasa Taslağı konusunda birçok açıklamada bulundum. Burada özetlemek istiyorum:
Dediğim gibi yamalı bir bohçaya dönen 3289 sayılı yasa ile karşı karşıyayız. Biz, Türk gençliğine hitap edecek bir yasa yapılsın istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde bize gönderilen yasa tasarısı itirazlarımız üzerine ilgili komisyondan çekildi. 1993 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığında Genel Müdür Yardımcısı idim. Dönemin bakanını ısrarla ikna ederek federasyon başkanlarının işin mutfağından seçilerek getirilmesini anlattık ve kabul gördü. 1993 yılında yapılan ilk seçimlerin komisyon başkanlığını ben yapmıştım ancak bugün karşılaştığımız durum Türk sporunun geriye gitmesi ile ilgilidir. Kanun, Bakanlığa çok yetki vermiştir. Biz yeni yasada amatör spor küplerinin öne çıkacağı spor kulüplerinin önemseneceği yasa beklerken merkeziyetçi bir yasa gördük. Yeni yasa teklifinde Spor federasyonlarına aday olacaklara delegelerin yüzde 15’nin imzasını alma mecburiyeti getiriyor. Danıştay üst kurulunun aldığı bir kararla bu uygula kaldırılmıştır. Bu tekrar gündeme getiriliyor.
Şu an federasyon başkanı olan arkadaşlar Tokyo Olimpiyatlarından sonra yapılacak seçimler için şimdiden imza toplamaya başlamış. Burada bir adaletsizlik, haksızlık söz konusudur.
Planlama yok…
Buradan sesleniyorum: Sporda başarılı olmanın sırrı bu kanundadır. Liyakatin öne çıktığı bir ortam oluşmalı. Bakanlıktaki bir bürokrat halterden anlamıyor ama halterin geleceğini belirliyor. Bugün sporda betonlaşma var. Bir spor salonu düşünün içinde sporcu yok, antrenör yok, sağlık görevlisi, hakem yok, seyirci yok boş duran bir tesisin kime ne faydası var merak ediyorum. Tesis yapılmadan önce planlaması yapılmalı. Ancak yapılmıyor…