Kuvay Sanlı
Köşe Yazarı
Kuvay Sanlı
 

Akort 

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığının ikinci mi üçüncü mü olacağı tartışmaları için, "Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bunu gündeme getiren arkadaşlar, milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar. Bu, hukukçuların yapacağı bir tartışma" dedi. Şentop milletvekillerinin görüşlerini elbette eleştirebilir. Ancak başkanı olduğu kurumun üyeleriyle ilgili bu değerlendirmesi, ülkemizde milletvekili görevinin olması gerekenin ne kadar dışında algılandığının ilanı gibi. Yasama görevini yürüten kişiler, hukuk üzerine düşünmeden, konuşup tartışmadan mı yasa yapacaklar? Deneyimli bir siyasetçi ve bir hukuk profesörü olan Şentop böylelikle, tüze (hukuk) üzerine düşünmek, tüzeyi yapan aklın boyunu aşar demiş oldu.  Mustafa Şentop'un cümlelerinin devamında değindiği "Genel kültür düzeyiyle her konuda konuşulması" yanlışı, aslında önemli ve yararlı bir uyarıcı. * İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir çocuğun CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelttiği hakarete ilişkin, "Çocuktan al haberi" dedi. Yaşanan bu tatsız olayda üzerine düşünülen, yapılanın çocukça bir hata mı olduğu, yoksa büyüklerinin mi onu bu yanlışa yönlendirdikleri konusuydu. "Çocuktan al haberi" sözü, haberin kaynağını çocuk olarak değil anne baba olarak gösterir. Yani çocuk, çocuk haliyle haber üretmez, büyüklerinden duyduğunu tekrarlar. Kimsenin küçük bir çocuğu böylesi rollere soyunduracağını düşünemeyiz ama kullandığı deyimin anlamı itibarıyla Soylu, baltayı taşa vurmuş görünüyor. * Ülkemizde enflasyon rakamlarının %100 oranlarında seyrettiği 90'lı yıllarda, sohbet düzeyinde şu konuşulurdu: "Eğer yarın sabah, ülkedeki tüm insanlar enflasyon düşüncesini unutarak uyanırlarsa, enflasyon diye bir şey olmaz." Bu söz, akılda yer eden düşüncenin önemini ortaya koyar ancak bir o kadar da bir değişimin gerçekleşmesinin ne denli zor olduğunu… Çünkü kimse unutarak güne başlamayacaktır ve insan düşüncesi zaman içinde somut gerçeklerle şekillenmiştir. Mutlak bir yapısöküm beklentisi gerçek dışıdır. Benzer bir örnek, bir köprü üzerinde tüm yüzeyi kaplayacak sayıda insanın aynı anda zıplamasıyla, en güçlü köprünün dahi yıkılacağı teorik yaklaşımıdır. Bu düşünce, tonlarca yükle kamyonların geçtiği köprünün zayıflığını değil, aslında ne kadar güçlü olduğunu anlatır. Çünkü tüm insanların yere eş zamanlı düşerek kuvvet uygulamaları, bu teorik olasılığın gerçekleşmesi neredeyse imkânsızdır. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, psikolojinin önemine değinmesi anlaşılır bir çabadır ama mutlak belirleyici düzeye taşıması değil. Yurttaş Homo Economicus'un tercihlerine, "psikolojik davranış bozukluğu" teşhisi koyarak psikiyatrinin alanına girmesi hiç değil. * Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan. Altı genel başkanın imzasını taşıyan kısa açıklamanın beş yerinde “uzlaşı” kavramına yer verilmiş. Uzlaşmak, “Kaç vekillik sana, kaç bakanlık bana” benzeri konuların yüklemidir ve bazı örneklerde yararlı olabilir ancak ülke ölçeğinde idealin arayışı, uzlaşmanın konusu olamaz. Liderler en doğru en gerçek olanı arar, bulur ve uygularlar.  * Metinde önem verildiği anlaşılan siyasi etik kanununa ne demeli? Etik kanunla belirlenemez. Etiğin kanunu olmaz. “Etik kanunu” anlatımı, özgürlük tutsaklığı düzeyinde bir oksimorondur ve kullananın etiğin de kanunun da ne olduğunu bilmediğini düşündürür.   “Siyasi etik” diye bir şey de olmaz; solcu etik - sağcı etik... Siyasette etik olur. Siyaset etiği olur. “Kamu yönetiminde liyakat” diye bir şey olmaz. Kamu yöneticilerinde liyakat… Bu kısa metindeki Türk Dili yazım kuralı ve anlam bilgisi yanlışlarının her birine değil ama en önemlisine değinelim: “Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları referansı” indirgemedir. Çünkü evrenselin arayışında belki bugünün olgusal olarak iyi, en iyi olanını karşılar ama bundan fazlasını değil. Bir liderin bir ulusa sunduğu özellikle kısa ve ön bir metnin her noktasında göz, kavramsal referans arar.
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2022 - Perşembe

Akort 

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığının ikinci mi üçüncü mü olacağı tartışmaları için, "Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bunu gündeme getiren arkadaşlar, milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar. Bu, hukukçuların yapacağı bir tartışma" dedi. Şentop milletvekillerinin görüşlerini elbette eleştirebilir. Ancak başkanı olduğu kurumun üyeleriyle ilgili bu değerlendirmesi, ülkemizde milletvekili görevinin olması gerekenin ne kadar dışında algılandığının ilanı gibi. Yasama görevini yürüten kişiler, hukuk üzerine düşünmeden, konuşup tartışmadan mı yasa yapacaklar? Deneyimli bir siyasetçi ve bir hukuk profesörü olan Şentop böylelikle, tüze (hukuk) üzerine düşünmek, tüzeyi yapan aklın boyunu aşar demiş oldu.  Mustafa Şentop'un cümlelerinin devamında değindiği "Genel kültür düzeyiyle her konuda konuşulması" yanlışı, aslında önemli ve yararlı bir uyarıcı. * İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir çocuğun CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelttiği hakarete ilişkin, "Çocuktan al haberi" dedi. Yaşanan bu tatsız olayda üzerine düşünülen, yapılanın çocukça bir hata mı olduğu, yoksa büyüklerinin mi onu bu yanlışa yönlendirdikleri konusuydu. "Çocuktan al haberi" sözü, haberin kaynağını çocuk olarak değil anne baba olarak gösterir. Yani çocuk, çocuk haliyle haber üretmez, büyüklerinden duyduğunu tekrarlar. Kimsenin küçük bir çocuğu böylesi rollere soyunduracağını düşünemeyiz ama kullandığı deyimin anlamı itibarıyla Soylu, baltayı taşa vurmuş görünüyor. * Ülkemizde enflasyon rakamlarının %100 oranlarında seyrettiği 90'lı yıllarda, sohbet düzeyinde şu konuşulurdu: "Eğer yarın sabah, ülkedeki tüm insanlar enflasyon düşüncesini unutarak uyanırlarsa, enflasyon diye bir şey olmaz." Bu söz, akılda yer eden düşüncenin önemini ortaya koyar ancak bir o kadar da bir değişimin gerçekleşmesinin ne denli zor olduğunu… Çünkü kimse unutarak güne başlamayacaktır ve insan düşüncesi zaman içinde somut gerçeklerle şekillenmiştir. Mutlak bir yapısöküm beklentisi gerçek dışıdır. Benzer bir örnek, bir köprü üzerinde tüm yüzeyi kaplayacak sayıda insanın aynı anda zıplamasıyla, en güçlü köprünün dahi yıkılacağı teorik yaklaşımıdır. Bu düşünce, tonlarca yükle kamyonların geçtiği köprünün zayıflığını değil, aslında ne kadar güçlü olduğunu anlatır. Çünkü tüm insanların yere eş zamanlı düşerek kuvvet uygulamaları, bu teorik olasılığın gerçekleşmesi neredeyse imkânsızdır. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, psikolojinin önemine değinmesi anlaşılır bir çabadır ama mutlak belirleyici düzeye taşıması değil. Yurttaş Homo Economicus'un tercihlerine, "psikolojik davranış bozukluğu" teşhisi koyarak psikiyatrinin alanına girmesi hiç değil. * Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan. Altı genel başkanın imzasını taşıyan kısa açıklamanın beş yerinde “uzlaşı” kavramına yer verilmiş. Uzlaşmak, “Kaç vekillik sana, kaç bakanlık bana” benzeri konuların yüklemidir ve bazı örneklerde yararlı olabilir ancak ülke ölçeğinde idealin arayışı, uzlaşmanın konusu olamaz. Liderler en doğru en gerçek olanı arar, bulur ve uygularlar.  * Metinde önem verildiği anlaşılan siyasi etik kanununa ne demeli? Etik kanunla belirlenemez. Etiğin kanunu olmaz. “Etik kanunu” anlatımı, özgürlük tutsaklığı düzeyinde bir oksimorondur ve kullananın etiğin de kanunun da ne olduğunu bilmediğini düşündürür.   “Siyasi etik” diye bir şey de olmaz; solcu etik - sağcı etik... Siyasette etik olur. Siyaset etiği olur. “Kamu yönetiminde liyakat” diye bir şey olmaz. Kamu yöneticilerinde liyakat… Bu kısa metindeki Türk Dili yazım kuralı ve anlam bilgisi yanlışlarının her birine değil ama en önemlisine değinelim: “Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları referansı” indirgemedir. Çünkü evrenselin arayışında belki bugünün olgusal olarak iyi, en iyi olanını karşılar ama bundan fazlasını değil. Bir liderin bir ulusa sunduğu özellikle kısa ve ön bir metnin her noktasında göz, kavramsal referans arar.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.