Kuvay Sanlı
Köşe Yazarı
Kuvay Sanlı
 

Heroyam Slava

Afrika’da devrilen ağaç, biz onu işitmedik diye ses çıkarmamıştır diyebilir miyiz? Felsefenin bu sorgulaması, öznel algılarımızın ilerisinde “şeylerin”, bir kendi gerçekliği olduğunu anlatmak içindir. İnsan deneyim dışı bir varlık değildir ancak akıl, her bir örneği tek tek deneyimlemesine gerek duymamanın imkânını sunar ona. O aklı reddetmezse eğer insan, sıradan bir bilinç için dahi devrilen ağacın çıkardığı gürültü açıktır.  Ukrayna’da olup biten de biz takip etmiyoruz diye olup bitmiyor değil. İnsanlar ölmeye, acılar yaşanmaya devam ediyor. Ancak üçüncü ayını dolduran Ukrayna - Rusya savaşı artık gündemin ilk sıralarında yer bulmuyor. Özgürlük Meydanı’na çevrilmiş kameralar, sadece merakın mı konusuydu yoksa? Çünkü 9 Mayıs’ın önce ve sonrasındaki sessizlik, Zafer Günü’nde Putin’in yapacağı muhtemel hamleye yönelik ilginin, sadece bir tecessüs olduğunu düşündürür. Savaşı yorumlayan uzmanlar, şimdi birer iç politika uzmanı ve en iyisinden semantiğin konusu olabilecek ayrımları, her şeyi açıklayabilecekleri düzey olarak görüyorlar. Bu yaklaşımla da sosyal bilimlerden pozitif bilimlere uzanan farklı konuların gündeme taşınmasıyla, uzmanlıkları hızlıca bu alanlara eviriliyor. Öyle ya, insan uyum sağlayan bir varlıktır. Oysa insanın uyum sağlama yeteneği iyiye yöneliktir ve kötüyle insan sadece mücadele eder, onu yok etmeye çalışır. “Bozulma” uyum değildir. Ukrayna halkının da olup bitene alıştığını düşünmek, kötüyü insana yakıştırmaktır. Kötüyü yakıştırmadığından olsa gerek, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya büyük destek verdikleri açık bir gerçek. Ancak bir diğer gerçek de savaşı sonlandıracak hamlenin yapılmadığı, onu ancak sürdürecek katkının sağlandığı… Yakın coğrafyamıza, biraz Güney’e biraz Doğu’ya bakınca, Batı’nın çelişkisine şaşırmak pek mümkün değil. Hâkim olan çelişki, diyalektik değil bir paradoks, bir yanıltıcı durumdur. Birbirine zıt iki fenomenin varlığıyla beliren anlamsızlık durumudur. Yardım edeceğim derken birinin malını çalmak, canını acıtmaktır. Verir gözüküp, fazlasını ondan almaya çalışmaktır. Tüm bu realite içinde Ukrayna Ordu Korosu, Müslümanların Ramazan Bayramı’nı kutlamak düşüncesiyle Salavat-ı Şerif okudu. İnsanın bu incelikli aklı ve savaşın öznesi olan bir diğer akıl, aynı tarihte aynı coğrafyada var olabilmektedir. Birbirine zıt örneklere tarihin her döneminde rastlanır ancak tarih, akılda ilerleme içerdiği ölçüde tarihtir: Yanılgıların azaldığı, ussallığın arttığı; kötülüğün azaldığı, iyiliğin arttığı…
Ekleme Tarihi: 19 Mayıs 2022 - Perşembe

Heroyam Slava

Afrika’da devrilen ağaç, biz onu işitmedik diye ses çıkarmamıştır diyebilir miyiz? Felsefenin bu sorgulaması, öznel algılarımızın ilerisinde “şeylerin”, bir kendi gerçekliği olduğunu anlatmak içindir. İnsan deneyim dışı bir varlık değildir ancak akıl, her bir örneği tek tek deneyimlemesine gerek duymamanın imkânını sunar ona. O aklı reddetmezse eğer insan, sıradan bir bilinç için dahi devrilen ağacın çıkardığı gürültü açıktır.  Ukrayna’da olup biten de biz takip etmiyoruz diye olup bitmiyor değil. İnsanlar ölmeye, acılar yaşanmaya devam ediyor. Ancak üçüncü ayını dolduran Ukrayna - Rusya savaşı artık gündemin ilk sıralarında yer bulmuyor. Özgürlük Meydanı’na çevrilmiş kameralar, sadece merakın mı konusuydu yoksa? Çünkü 9 Mayıs’ın önce ve sonrasındaki sessizlik, Zafer Günü’nde Putin’in yapacağı muhtemel hamleye yönelik ilginin, sadece bir tecessüs olduğunu düşündürür. Savaşı yorumlayan uzmanlar, şimdi birer iç politika uzmanı ve en iyisinden semantiğin konusu olabilecek ayrımları, her şeyi açıklayabilecekleri düzey olarak görüyorlar. Bu yaklaşımla da sosyal bilimlerden pozitif bilimlere uzanan farklı konuların gündeme taşınmasıyla, uzmanlıkları hızlıca bu alanlara eviriliyor. Öyle ya, insan uyum sağlayan bir varlıktır. Oysa insanın uyum sağlama yeteneği iyiye yöneliktir ve kötüyle insan sadece mücadele eder, onu yok etmeye çalışır. “Bozulma” uyum değildir. Ukrayna halkının da olup bitene alıştığını düşünmek, kötüyü insana yakıştırmaktır. Kötüyü yakıştırmadığından olsa gerek, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya büyük destek verdikleri açık bir gerçek. Ancak bir diğer gerçek de savaşı sonlandıracak hamlenin yapılmadığı, onu ancak sürdürecek katkının sağlandığı… Yakın coğrafyamıza, biraz Güney’e biraz Doğu’ya bakınca, Batı’nın çelişkisine şaşırmak pek mümkün değil. Hâkim olan çelişki, diyalektik değil bir paradoks, bir yanıltıcı durumdur. Birbirine zıt iki fenomenin varlığıyla beliren anlamsızlık durumudur. Yardım edeceğim derken birinin malını çalmak, canını acıtmaktır. Verir gözüküp, fazlasını ondan almaya çalışmaktır. Tüm bu realite içinde Ukrayna Ordu Korosu, Müslümanların Ramazan Bayramı’nı kutlamak düşüncesiyle Salavat-ı Şerif okudu. İnsanın bu incelikli aklı ve savaşın öznesi olan bir diğer akıl, aynı tarihte aynı coğrafyada var olabilmektedir. Birbirine zıt örneklere tarihin her döneminde rastlanır ancak tarih, akılda ilerleme içerdiği ölçüde tarihtir: Yanılgıların azaldığı, ussallığın arttığı; kötülüğün azaldığı, iyiliğin arttığı…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.