Nice Nice
Bir pozitiviste sorsan “Önce nicelik” der ve niteliğin, niceliğin türevinde gelişen bir şey olduğunu söyler.
Pozitivistler için tüm “oluş” fiziki, maddi gerçekliktir. Oysa ilkin oluşu açıklamak gerekmez mi? Çünkü pozitivistlerin de kullandığı şu “fizik” kavramı dahi düşüncededir ve düşüncede olan fiziki, maddi bir şey değildir.
Bir egzistansiyalist gibi kestirip atamaz ve varlığı, onun öncesi üzerine düşünmeden olduğu durumdan başlatamayız. Kesekâğıdını kesekâğıdı olarak ele alıp, onu var eden düşünceyi yok sayamayız. Pozitivistlere yer yer egzistansiyalistlerle neredeyse bir olduklarını söylersek, fena karşı çıkarlar ama sanki öyledir.
Var olanın tüm potansiyelini içinde barındıran öz ya da daha temel bir kavram olarak töz de bir varlık değil midir? Kesekâğıdını var eden akıl, öncesinde ona olan ihtiyacı duyumsar, düşüncesini geliştirir ve fizik gerçeklik olarak da onu var kılar. İlkin var olan onun düşüncesidir ve kuvveden fiile geçen o son düşüncenin de bir öncesi vardır.
*
Matematik felsefesiyle ilgili bir konuya kısaca değinmek yararlı olabilir. “Bir” sayı mıdır? Hayır oluştur. Varlıktır. Sayı iki ile başlar. Birin tekrarı olarak iki, bir sayıdır. Üç, dört, beş…
Felsefenin konularıyla yormayacağız sizleri. ANKHABER’in 50. sayısıyla eriştiği bu nicelik durumunda, onu ilkin var eden nitelik kavramı üzerinde durmamak olmazdı. Çünkü niceliğin, ancak niteliğin unsuru olduğunu ve onun varlığının sonrasında var olduğunu biliyoruz.
Önce nitelik!
*
Şimdi yüzümüzü pozitivistlere çevirebilir ve deneyimin önemi üzerinde durabiliriz. Gelişim için insan, deneyim ve üretim içinde olmalıdır. Çünkü böylece açınacaktır ondaki potansiyel. Tabii deneyimi ya da buna “deney”, “gözlem” diyelim, bilgiye yükseltmeden. Çünkü akılda bir kazanım içermediği takdirde insan, istediği deneyimi yaşasın, bir şeyleri tekrarlaya dursun...
Gözlemlenen şey akla taşındığı anda da, eş bir deyişle kavrama taşınmış ve fizik gerçekliğin ilerisine geçilmiş olur. Fiziğin ilerisi olarak kirlenmiş bir kavram olan metafizikten anladığımızın, bir mistiğin ve de bir pozitivistin anladığı olmadığını; insanın bilgiyle, nesnellikle ilişkisinde yol göstericinin, rasyonalizm olduğu düşüncemizi de paylaşalım.
ANKHABER’in bugün elde ettiği niceliği konu ederken, kendi kendimize “Nitelikliyiz biz” demenin peşinde olamayacağımızı söylemeye gerek var mı? Nitelikli olmaya çalışıyoruz ama. “Nitelik gözetmeyen çokluk, bizden uzak olsun” diyerek, nice nice sayılara...
Ekleme
Tarihi: 07 Ekim 2021 - Perşembe
Nice Nice
Bir pozitiviste sorsan “Önce nicelik” der ve niteliğin, niceliğin türevinde gelişen bir şey olduğunu söyler.
Pozitivistler için tüm “oluş” fiziki, maddi gerçekliktir. Oysa ilkin oluşu açıklamak gerekmez mi? Çünkü pozitivistlerin de kullandığı şu “fizik” kavramı dahi düşüncededir ve düşüncede olan fiziki, maddi bir şey değildir.
Bir egzistansiyalist gibi kestirip atamaz ve varlığı, onun öncesi üzerine düşünmeden olduğu durumdan başlatamayız. Kesekâğıdını kesekâğıdı olarak ele alıp, onu var eden düşünceyi yok sayamayız. Pozitivistlere yer yer egzistansiyalistlerle neredeyse bir olduklarını söylersek, fena karşı çıkarlar ama sanki öyledir.
Var olanın tüm potansiyelini içinde barındıran öz ya da daha temel bir kavram olarak töz de bir varlık değil midir? Kesekâğıdını var eden akıl, öncesinde ona olan ihtiyacı duyumsar, düşüncesini geliştirir ve fizik gerçeklik olarak da onu var kılar. İlkin var olan onun düşüncesidir ve kuvveden fiile geçen o son düşüncenin de bir öncesi vardır.
*
Matematik felsefesiyle ilgili bir konuya kısaca değinmek yararlı olabilir. “Bir” sayı mıdır? Hayır oluştur. Varlıktır. Sayı iki ile başlar. Birin tekrarı olarak iki, bir sayıdır. Üç, dört, beş…
Felsefenin konularıyla yormayacağız sizleri. ANKHABER’in 50. sayısıyla eriştiği bu nicelik durumunda, onu ilkin var eden nitelik kavramı üzerinde durmamak olmazdı. Çünkü niceliğin, ancak niteliğin unsuru olduğunu ve onun varlığının sonrasında var olduğunu biliyoruz.
Önce nitelik!
*
Şimdi yüzümüzü pozitivistlere çevirebilir ve deneyimin önemi üzerinde durabiliriz. Gelişim için insan, deneyim ve üretim içinde olmalıdır. Çünkü böylece açınacaktır ondaki potansiyel. Tabii deneyimi ya da buna “deney”, “gözlem” diyelim, bilgiye yükseltmeden. Çünkü akılda bir kazanım içermediği takdirde insan, istediği deneyimi yaşasın, bir şeyleri tekrarlaya dursun...
Gözlemlenen şey akla taşındığı anda da, eş bir deyişle kavrama taşınmış ve fizik gerçekliğin ilerisine geçilmiş olur. Fiziğin ilerisi olarak kirlenmiş bir kavram olan metafizikten anladığımızın, bir mistiğin ve de bir pozitivistin anladığı olmadığını; insanın bilgiyle, nesnellikle ilişkisinde yol göstericinin, rasyonalizm olduğu düşüncemizi de paylaşalım.
ANKHABER’in bugün elde ettiği niceliği konu ederken, kendi kendimize “Nitelikliyiz biz” demenin peşinde olamayacağımızı söylemeye gerek var mı? Nitelikli olmaya çalışıyoruz ama. “Nitelik gözetmeyen çokluk, bizden uzak olsun” diyerek, nice nice sayılara...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.