Hayatımızda hepimizin canını acıtan vefasızlar mutlaka olmuştur. Arkadaşlıkta, dostlukta, eşte, işte, aşkta hayatımızın her alanında emek verdiklerimiz mutlaka vardır ve canımızı da en fazla onlar yakar. La Edri'nin bir sözü var, "Bir insana değer vermek, özen göstermek, onun kıymetini bilmekte bir kültürdür. Bunun eğitimi yoktur, kitaplarda yazmaz. Yolu insan olmaktan geçer" der. Yani emek vermek karşı tarafa değer verdiğini insan olduğunu gösterir. Lakin karşı taraf ne kadar anlar. Hep şu sözü kulağıma küpe etmişimdir. "İyilikten anlamakta zeka, yürek gerektirir." Gönül gözün açıksa anlarsın açık değilse bu duygudan yoksunsan sürekli benmerkezci insanların arasında sıkışıp kalırsın. Empati yoksunları karşı tarafı anlayamaz. Çünkü onların hayat felsefesi tamamen kendine odaklıdır. Halbuki mutluluk karşılıklıdır al ver-ver al.
Bunu hep nefes alıp, nefes vermeye benzetirim. Aldığımız nefesi bile geri verebiliyorsak hiç bir şey bizim değil. Elinizi, vicdanınızı, sevginizi korkak alıştırmayın. Birinin yüreğine dokunmak onda güzel izler bırakmak hiçte zor değil, yeter ki insani duygularla hareket edelim. Günümüze baktığımızda insan insandan kaçıyor…
Neden kaçıyor, neden bir tenhada yalnızlığı seçiyor? zaman zaman benim de kaçma isteğim olur; insansız ve sakin bir yerde yalnız kalmak isterim. "Tefekkür", yani düşünmek, algılamak, çevrede olup biten her şeyin farkında olmak ağacın, hayvanın, doğanın, insanın her şeyin ruhunu hissetmek, her bir mahlukun hay sırrına imtisal ettiğini görmek için kapatırım tüm kapılarımı. Bir nebze de olsa iyi gelir. Kötülere karşı hep savaş verdim. Kalpsiz, yüreksiz, nankör, vefasız çok insan tanıdım. Elbette hepimizin kaldırımlara yıkılıp hayal kırıklığına uğradığımız anlar olmuştur ama ısrarla pes etmedik...
Canımız acıya acıya kalktık…
Arada böyle bana bir geliyor; kılıçları kuşanıp sözüm ona onlar gibi olmak ama olmuyor; karşı tarafın anlaması için yaşattığını yaşatmak istersin, onlar gibi olmaya çalışırsın fakat yetişme tarzınız, Allah'a olan inancınız ve en önemlisi de insan olan tarafınız, insana olan sevginiz ağır basar; kötülük yapamaz sadece Allah'a havale edersiniz.
Yine de içtiğiniz bir yudum suyun, bir fincan kahvenin hakkını vermeye çalışırsınız...
Dünya insanını dinine, diline, ırkına rengine, görüşüne göre çeşit çeşit ayırdık. Halbuki sadece iki çeşit insan vardı iyi ve kötü; hangisi olmak istersen tercih senindi. Aslında hepimiz iyi biri olarak doğuyoruz. Aile, çevre faktörü etkiliyor… Çocuk, genç ne görürse onu örnek alıyor. İçindeki duyguları merhameti, vefayı, sevgiyi, saygıyı öldürüp kötülüğü seçiyor. Ben artık iyi biriyle karşılaştığımda onların korunmaya alınması taraftarıyım! Vefasız, nankör, bencil, empati yoksunu o kadar çok insan var ki! bir insanı dilce, gönülce kırmanın vebali büyük. Hayat hepimiz için yeterince zor zaten. Kendi yaralıyken kalbinize merhem olmuş insanlara vefasız olmayın; acısına, yarasına tuz basmayın. Vesselam...