Hayatımız sayılı günlerden ibaret. Bir bakmışsın hiç ummadığın bir anda hayat bitivermiş; dünyaya gözlerini kapatmışsın. Bugün varız yarın yok! Su gibi akıp giden ömrümüzde merhamet, iyilik, zarafet hasıl olsun… Zihni ve kalbi huzursuz olan hem bedensel hem ruhsal olarak sağlıksız oluyor Sağlık gittiği zaman da her şey boş. Stres tüm hastalıkların başında geliyor. Ne kadar gergin olur, vücudumuza stres yüklersek bir o kadar sağlıksız, mutsuz, tahammülsüz oluyoruz. Akıl sağlığı en önemlisi ama son yıllarda akıl sağlığımızı koruyabiliyor muyuz? Tartışılır… Günler, haftalar, yıllar hatta saatler hızlıca geçip gidiyor. 2023 nasıl geldiyse bir bakmışsınız hooop 2024’te olacağız. 365 günü 365 sayfa öykü olacak koca bir yıl var önümüzde.  Heybenizin hırsla, kibirle, nefretle, umutsuzlukla doldurulmasına izin vermeyin. Pişman olmamak için heybemizi merhametle, güzelliklerle, dostlarla, iyiliklerle dolduralım. Mesela bu yılı gereksiz israf edip tüketmeyelim. Birinin yüzünde gülümseme sebebimiz olsun… Sistemin bize yüklediği mutsuzluktan çıkıp daha çok güler yüzle sevgiyi, hoş görüyü üretelim. Metroya her bindiğimde görüyorum; insanların omuzları düşük, bedenleri yorgun… Gözlerinden umutsuzluk, mutsuzluk akıyor. Bırakın yetişkinleri çocuklar, gençler umutsuz, hayalsiz. Onlar bizden daha dertli. Ülke olarak, toplum olarak nereye gidiyoruz? Kendimizi sarsmanın zamanı gelmedi mi? Çocukları at yarışı gibi koşturan sisteme dur diyelim! Okul, etüt, dershane, telefon, avm arasında sıkışan çocuklarımız nefes alamıyor ve hazıra konuyor. Zorluk çekmeden elde ettiklerinin tadını alamadan her şeyi önlerine sunuyoruz. Çocuklarımız geleceğimiz. Tabii ki okusunlar hem de anlayarak, dinleyerek. Amaç körü körüne, ezbere sistemle okul bitirmek olmasın. Ev yakın / uzak fark etmiyor; çocuklar okul önüne kadar otomobillerle bırakılıyor, çantaları itinayla taşınıyor. İzin verseler sınıfa birlikte gireceğiz… Oysa… Bırakın yolda yürüsün, bir kedinin başını okşasın, üzerine yağan yağmuru hissetsin, birine gülümseyip selam versin. İyiyi kötüyü algılasın, robotlaşmadan hayatı öğrensin. Geleceğimizi ancak hayatın tadını çıkarmayı, koşulsuz sevmeyi, yaratıcılığı, çok soru sormayı, düşünen ve hayalinin peşinden giden, seveceği mesleği yaparak mutlu çocuklarla inşa edebiliriz. Hadi bu yıl çocuklarımızı kurtarma yılı olsun! Okuyan, sorgulayan; vatanını, bayrağını seven; inançlı, mutlu bireyler yetiştirelim. Ne eklersek onu biçeriz. Fiziksel, ruhsal, zihinsel uyarılara açık olalım. Sezgilerimiz güçlü olsun. Bizler bir bütünüz ve birbirimizle varız. Markette, yolda, otobüste, metroda, parkta karşılaştığımız bir insana tek bir sözümüz, davranışımız onun tüm yaşamına ışık olabilir. Amacı uyutmak hissizleştirmek olan yozlaşmanın karanlığında savrulmayalım. Geçmiş geride kaldı… Kendimizi değiştirelim. Çünkü hikayemizi kendimizin yazacağı yeni bir sayfa açıldı. 2023 hepimiz için uyanış, diriliş ve dönüşüm yılı olsun. Muhabbetle...