Kur’an’a göre, “dua edene Allah karşılık verir.” (el-Mü’min 40/60)
İslâm Ansiklopedisi’ne göre, “Allah’a sunulacak talepleri sözlü veya yazılı olarak dile getiren metinlere dua denilir. İslâm literatüründe dua, Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve tâzim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder.
Dua, insanların bir güce, yaratıcıya yalvarma, ondan talepte bulunma şeklidir. TDK Türkçe Sözlük de duayı yalvarış olarak tanımlamış.
Ramazan ayı bağışlanma ve dua ayıdır. Ülkede seçim rüzgârları esiyor. 14 Mayıs’ta sandığa gideceğiz ve oy kullanacağız. Hepimiz seçimlerin ülkemiz için hayırlara, güzelliklere vesile olmasını isteriz. Başımıza bela arıyor değiliz. Vekil seçeceğiz. Vekil, asili temsil eder. Vekil, asilin yetkilerini haizdir. Özetle, temsilcilerimizi seçeceğiz.
Bir seçmenim; ülkemin bugünü ve geleceği için güzellikler ve iyilikler umut ediyorum. Duanın gücüne inanıyorum. Önce duamı edeceğim, sonra oyumu kullanacağım.
Atalarımız, “Olmayacak duaya âmin denmez” demişler. “Seçim duası mı olurmuş kardeşim!” diyecek okurlar bu dileklerime âmin demesin. Herkesin duası, yakarışı, talebi farklıdır. Dua gönülden, eylemden ve dilden doğar.
Dileyen Paylaşabilir
Aşağıdaki dua benim kişisel duamdır, dileyen paylaşabilir:
“Allah’ım! Merhametsizleri, adaletsizleri, sözünün eri olmayanları, tükürdüğünü yalayanları, vaadinde durmayanları, yapamayacağı şeyleri söyleyenleri, liyakatsizleri, dirayetsizleri, vefasızları, ahlâksızları, namussuzları, utanmazları, rantçıları, paracıları, tokatçıları, dolapçıları, kul hakkı yiyenleri, iki yüzlüleri, yüzsüzleri, yüzü kızarmayanları, ar damarı çatlamışları, inanç tacirlerini, menfaatçileri, çıkarcıları, kalleşleri, kaypakları, yüzü gülmeyenleri, güldürmeyenleri, mizah yoksunlarını, eleştiri karşıtlarını, kayırmacıları, bölücüleri, hak yiyicileri, emek düşmanlarını, kan dökücüleri, kan emicileri, zengin sevicileri, hık deyicileri, evet efendimcileri, şakşakçıları, haysiyetsizleri, şerefsizleri, haysiyet cellatlarını, iftira atanları, tepeden bakanları, alttan alanları, kuyu kazanları, oyun bozanları, yasakçıları, yavşakları, yalakaları, yağcıları, yalayıcıları, yardakçıları, yılışıkları, küfürbazları, kararsızları, kılıksızları, tacizcileri, mobingçileri, ekmekle oynayanları, paramızı pul edenleri, başımızı öne eğdirenleri, gülmeyi unutturanları, mutsuzluk bulaştıranları, umudumuzu kıranları, günümüzü zehir edenleri, geleceğimizi karartanları, başımızı ağrıtanları, kılık-kıyafet zaptiyelerini, yaşam tarzımıza karışanları, ikna odacılarını, inancımızla alay edenleri, kendi mahallesinden başka her mahalleye düşman olanları, kirlileri, kibirlileri, kindarları, arsızları, hırsızları, bal yapmaz arıları, salakları, asalakları, her şeyi bilenleri, halkını sevmeyenleri, kalbimizi kıranları, yuvamızı yıkanları, makam sevdalılarını, fesatları, Zübükleri, Bekçi Murtazaları, fırıldakları, sorumsuzları, tembelleri, hımbılları, mızmızları, alıkları, insafsızları, hortumcuları, beleşçileri, peşkeşçileri, aç gözlüleri, soytarıları, palavracıları, aldananları, aldatanları, kuzuyu kurda emanet edenleri, başımıza çorap örenleri, havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletenleri, değerlerimizi israf edenleri, şatafatı hak belleyenleri, gösteriş düşkünlerini, ambar farelerini, tedbirsizleri, şevksizleri, ahdine hıyanet edenleri, dediğim dedik çaldığım düdükçüleri, sağ gösterip sol, sol gösterip sağ vuranları, eli sopalıları, ağzı bozukları, sürekli konuşanları, boşa kürek çekenleri, ensemizde boza pişirenleri, iflahımızı kesenleri, belimizi bükenleri, canımızı sıkanları, kötülükte yarışanları, kamu arazisine çökenleri, çeteleri, vurguncuları, şükürsüzleri, ruhsuzları, tutkusuzları, çevreyi talan edenleri, şehirleri betona çevirenleri, kıyı yağmacılarını, eğitimde çuvallayanları, kültüre uzak duranları, diplomalı işsiz orduları kuranları, ihaleye fesat karıştıranları, yüreğinde sevgi barındırmayanları, hukuk tanımayanları, trafik kurallarına uymayanları, Allah’tan korkmaz kuldan utanmazları, magandaları, trolleri, sosyal medya maymunlarını, şovmenleri, şikecileri, şişecileri, pişkinleri, hamları, çürükleri, gerçekleri gizleyenleri, haberi çarpıtanları, iftiracıları, çamur atanları, tetikçileri, meymenetsizleri, önüne çıkanı fırçalayanları, sığınmacı yangınına körükle gideni, yangından mal kaçıranı, çapsızları, vizyonsuzları, zevksizleri, hödükleri, görgüsüzleri, eblehleri, bunakları, yarım akıllıları, istemezükçüleri, tarihine düşmanları, geçmişine sövenleri, taklacıları, dümencileri, frencileri, figüranları, pozcuları, çorbada tuzu bulunmayanları, eskiye övgü düzenleri, üç maymunu oynayanları, kaşını gözünü oynatanları, kendini seyirci sananları, etliye sütlüye karışmayanları, yenilikten habersizleri, vesayetçileri, işkencecileri, zehir zemberek konuşanları, darbecileri, muhtıracıları, 28 Şubatçıları, çarşıda pazarda yangın çıkaranları, aşımıza zehir katanları, lokmamıza göz dikenleri, kerameti kendinde görenleri, üzüm yiyip üstüne de bağcıyı dövenleri, din ve ideoloji simsarlarını, cahil cühelayı, bal tutup parmak yalayanları, devletin malını deniz sananları, hesap kitap bilmezleri, komplocuları, gulyabanileri, süt oğlanları, üçkâğıtçıları, düzenbazları, kurumların içini boşaltanları, hamasetçileri, sanat ve edebiyattan uzaktakileri, sanatçıyı ve yazarı horlayanları, baharda çiçek koklamayanları, emek verip ter dökmemişleri, iyilik kapılarını kapatanları, şeytanla iş tutanları, özgüveni tavan yapmışları, kibirde rakip tanımayanları, gözü kendinden başkasını görmeyenleri, at gözlüğü takanları, dünyayı kendi gördüğü gibi sananları, bayramdan seyrandan habersizleri, düğünü eğlenceyi yasaklayanları, her şeye kulp takanları, yetim başı okşamayanları, vermenin şifasından habersizleri, pısırıkları, sinsileri, pintileri, tilkileri, kirpileri, her boyaya girip çıkanları, caka satanları, bir dediği bir dediğini tutmayanları başımıza bela etme. Âmin, âmin, âmin…”
Her Renk Kabulüm, Yeter ki Kirli Olmasın
“Rabbimiz! Bize dünyada ve ahirette iyilik ver, bizi ateş azabından koru." (Bakara Suresi, 201. Ayet)
Hz. Muhammed’e ait olduğu öne sürülen şu sözler ne güzeldir:
-Eylemleriniz sizin yöneticilerinizdir.
-Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.
Yukarıda belirtilen çirkinliklerden uzak adaylar baş tâcımdır. İttifakların ve partilerin adının hiç kıymeti yok. Bütün renkler bizim, beyazından siyahına. Yeter ki renkler kirlenmiş olmasın. Renkleri kirletenler bizden uzak olsun. Albert Einstein, “Eğer bir sorununuz varsa ve çözümünü politik sınıftan bekliyorsanız, iki sorununuz var demektir.” demiş. Peki ama kimden bekleyeceğiz?
Not: Seçimleri kim kazanır, diye soranlara yanıtım şudur: Aynadaki yüzümüz.