Hep yazdım yüreğime yazdım, kafama yazdım aslında kendi içimde hep yaz'dım!
Sonra Rıfat Çakır Hocamın teklifiyle yazdıklarımı kağıda dökmeye, sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayattan hikayeler, hayata dair ne varsa ilk yazıma toplumun temeli aileden başlamak istedim.
Son yıllarda aile kavramı pek kalmadı belki de bazılarımızda hiç yoktu. Aile toplumun temelidir. Anne- kadın mutluysa çocuklar ve ailede herkes mutlu olur. Bu mutluluk topluma da yansır. Hep ‘çocuk yetiştirmede anne faktörü önemlidir’ diyerek topu anneye attık. Öyle değildi, geçmişe baktığımızda, evet analarımız saçını süpürge etti, derdini anlatamadı, yükü sırtlandı dindi durdu belki bilinçsizce belki mecburiyetten. Belki de mutsuzdu ama evlatları için mutluluğu oynadı.
Evet, mutluluk aile içinde başlar. Erkek eşini sohbetiyle, anlayışıyla mutlu edebiliyorsa bu anneye çocuklara ve yine topluma yansır. Yuva kuracak gençlerimize en büyük tavsiyemdir; bazı örneklerde olduğu gibi evlilik sırf evlenmiş olmak için olmamalı. İnsanın ruhuna, yüreğine, muhabbetine dokunmalı…
Doğarken anne babamızı seçme şansımız olmuyor. Doğuyor, büyüyor, kendimizi geliştiriyor, yetiştiriyoruz ama eşini seçme şansın illaki var. Hayatta eşini ve işini iyi seçmek gerekiyor. İşte o zaman hayat bildiği yerden gelsin el ele verdikten sonra tüm zorluklar aşılır.
Bana burada yazma fırsatı sağlayan kültür abidesi kıymetli yürek Rıfat Çakır Hocama saygı ve selamlarımla çok teşekkür ediyorum. İnşallah bir nebze de olsa yüreklere dokunup örnek olabilirim.