En pahalı arsa: Türkiye
Süleyman Demirel, Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız; Türk siyasi tarihimizin en renkli kişisi desek abartmış olmayız! Yaşam öyküsü yakın tarihimizin özeti gibi. Genç yaşında başladığı liderlik serüvenini birkaç kez başbakanlıkla taçlandırmış; darbelere maruz kalmış, Zincirbozan’da tutukluluğu tatmış, siyasi serüvenini zirvede tamamlamış bir devlet adamı… Hataları, yanlışları yok mu sorusunu tarihe, tarihçilere bırakalım…
Sözleri, söylev yeteneği sempatisi, herkes tarafından takdirle ve hayranlıkla karşılanan biriydi. Cumhurbaşkanlığı dönemindeki yansız ve dengeli davranışları, karşıtlarının bile geçmişteki yanlışlarını görmezden gelmesini sağlamıştı. İçinde benim de bulunduğum bir grupla, kendisini Çankaya Köşkü’nde ziyaret etmiştik. Sebeb-i ziyaretimizle ilgili konuyu görüştükten sonra, öğütlerini de dinlemiştik. Sözlerini “Arkadaşlar Türkiye Dünya’nın en pahalı arsası ve bu coğrafyada yaşamanın bedeli ağır.” diyerek bitirmişti. Yıllardır, unutmadığım bu söz şimdilerde daha sık aklıma gelir oldu.
Kanla, irfanla kurulan bu yurt, ekonomik ve siyasi anlamda zor günler yaşıyor. Müsebbipler pek umursar görünmüyorlar, sürekli başkalarını suçlayıp, sorumluluktan kaçmayı yeğliyorlar.
Her şey ateş pahası iken cumhuriyetin kazanımlarını çarçur etmekten de geri durmuyorlar. Her şey pahalanırken, emeği ucuzlatıp, bölge ülkelerinin yağma alanına dönen ülkemizi kalp umutlarla oyalamaya çalışıyorlar…
Demirel’in “Dünya’nın en pahalı arsası” sözü bağlamından kopmuş biçimde, günümüzde yaşanıyor: Ortalama ücret konusunda OECD ülkeleri arasında en düşük, ticari ürün bazında en yüksek fiyatlamalar yaşanıyor. Yaşamak daha da zorlaşırken, insanlık değer yitiriyor.
Hiç oy vermemişler dahi Demirel’i özlüyor… Hiç olmazsa esprileri gülümsetiyor.
Ekleme
Tarihi: 13 Ocak 2022 - Perşembe
En pahalı arsa: Türkiye
Süleyman Demirel, Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız; Türk siyasi tarihimizin en renkli kişisi desek abartmış olmayız! Yaşam öyküsü yakın tarihimizin özeti gibi. Genç yaşında başladığı liderlik serüvenini birkaç kez başbakanlıkla taçlandırmış; darbelere maruz kalmış, Zincirbozan’da tutukluluğu tatmış, siyasi serüvenini zirvede tamamlamış bir devlet adamı… Hataları, yanlışları yok mu sorusunu tarihe, tarihçilere bırakalım…
Sözleri, söylev yeteneği sempatisi, herkes tarafından takdirle ve hayranlıkla karşılanan biriydi. Cumhurbaşkanlığı dönemindeki yansız ve dengeli davranışları, karşıtlarının bile geçmişteki yanlışlarını görmezden gelmesini sağlamıştı. İçinde benim de bulunduğum bir grupla, kendisini Çankaya Köşkü’nde ziyaret etmiştik. Sebeb-i ziyaretimizle ilgili konuyu görüştükten sonra, öğütlerini de dinlemiştik. Sözlerini “Arkadaşlar Türkiye Dünya’nın en pahalı arsası ve bu coğrafyada yaşamanın bedeli ağır.” diyerek bitirmişti. Yıllardır, unutmadığım bu söz şimdilerde daha sık aklıma gelir oldu.
Kanla, irfanla kurulan bu yurt, ekonomik ve siyasi anlamda zor günler yaşıyor. Müsebbipler pek umursar görünmüyorlar, sürekli başkalarını suçlayıp, sorumluluktan kaçmayı yeğliyorlar.
Her şey ateş pahası iken cumhuriyetin kazanımlarını çarçur etmekten de geri durmuyorlar. Her şey pahalanırken, emeği ucuzlatıp, bölge ülkelerinin yağma alanına dönen ülkemizi kalp umutlarla oyalamaya çalışıyorlar…
Demirel’in “Dünya’nın en pahalı arsası” sözü bağlamından kopmuş biçimde, günümüzde yaşanıyor: Ortalama ücret konusunda OECD ülkeleri arasında en düşük, ticari ürün bazında en yüksek fiyatlamalar yaşanıyor. Yaşamak daha da zorlaşırken, insanlık değer yitiriyor.
Hiç oy vermemişler dahi Demirel’i özlüyor… Hiç olmazsa esprileri gülümsetiyor.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.