Güç, mubah, günah vargeli
"Halka inmek, halka doğru, halk dalkavukluğu" aza (kişiye) indirgenmiş demokrasilerde karşımıza çıkan tartışma alanlarıdır. Böylesi durumlarda kendi alanını genişletme, gücünü berkitme çabasında olan zatlar; sıkça geleneksel değerler üzerinden halkı etkileme yoluna giderler. Zamanın ruhunun gereksindirdiği bilimsel, düşünsel alanların dışında ütopyalar sunarak, geniş yığınların düzey ve isteklerine uygun hayal alanları oluştururlar.
Uslamlama yapıldığında gerçekleşme olasılığı bulunmayan konuları, oldu olacak duygusu yaratarak umut dağıtmak, bir biçimde ellerine geçirdikleri teknolojiyle etik, değer, yasa tanımadan karşısında duranları alan dışına atmak, elde ettikleri sınırsız yetkiyle erki ellerinde tutmak, her türlü yozlaşmanın da kapısını ardına kadar açmaktadır. Biz ve ötekiler ayrıştırması en geçerli yöntemleridir. Kurgulamaya çalıştıkları alanlar akıldan bağımsız, düşünsel derinlikten yoksun, kendi çıkarlarını kutsayan alanlardır. Bizim için mubah, öteki için günah vargeli kurulmuş, kendilerine yontma işlemi aralıksız sürdürülmektedir.
Halkın içinden çıktıkları savları doğrudur; ancak elitleşme süreleri yetersiz, tutarsız ve kuşkuludur. Kendi elitlerini oluşturma sürecinde, devşirme değiştirme ve dönüştürme çabaları parlak sonuçlar doğurmaz. Geçmişten gelen değerleri, yakın geçmişi ıskalayıp uzak geçmişi ululayan, bunu yaparken de tarihi bağlamından koparan uygulamaları yoğunluk kazanmıştır.
Halkta yaratıkları güvencesizlik, en büyük güvenceleridir. Halk iradesi, işlerine geldiği oranda meşrudur. Yoksulluğu ortadan kaldıracak uygulamalar yerine, yoksulluğu kurumsallaştırıp kanıksatacak kurnazlık ve demogojiler peşindedirler. Halk yoksullaştıkça, yozlaşmış elitlerinin servetleri artacaktır.
Halka kala kala, övüneceği ulusal kökeniyle, öteki dünyadaki cennet hayali kalacaktır. Nelerine yetmiyor!
Ekleme
Tarihi: 24 Şubat 2022 - Perşembe
Güç, mubah, günah vargeli
"Halka inmek, halka doğru, halk dalkavukluğu" aza (kişiye) indirgenmiş demokrasilerde karşımıza çıkan tartışma alanlarıdır. Böylesi durumlarda kendi alanını genişletme, gücünü berkitme çabasında olan zatlar; sıkça geleneksel değerler üzerinden halkı etkileme yoluna giderler. Zamanın ruhunun gereksindirdiği bilimsel, düşünsel alanların dışında ütopyalar sunarak, geniş yığınların düzey ve isteklerine uygun hayal alanları oluştururlar.
Uslamlama yapıldığında gerçekleşme olasılığı bulunmayan konuları, oldu olacak duygusu yaratarak umut dağıtmak, bir biçimde ellerine geçirdikleri teknolojiyle etik, değer, yasa tanımadan karşısında duranları alan dışına atmak, elde ettikleri sınırsız yetkiyle erki ellerinde tutmak, her türlü yozlaşmanın da kapısını ardına kadar açmaktadır. Biz ve ötekiler ayrıştırması en geçerli yöntemleridir. Kurgulamaya çalıştıkları alanlar akıldan bağımsız, düşünsel derinlikten yoksun, kendi çıkarlarını kutsayan alanlardır. Bizim için mubah, öteki için günah vargeli kurulmuş, kendilerine yontma işlemi aralıksız sürdürülmektedir.
Halkın içinden çıktıkları savları doğrudur; ancak elitleşme süreleri yetersiz, tutarsız ve kuşkuludur. Kendi elitlerini oluşturma sürecinde, devşirme değiştirme ve dönüştürme çabaları parlak sonuçlar doğurmaz. Geçmişten gelen değerleri, yakın geçmişi ıskalayıp uzak geçmişi ululayan, bunu yaparken de tarihi bağlamından koparan uygulamaları yoğunluk kazanmıştır.
Halkta yaratıkları güvencesizlik, en büyük güvenceleridir. Halk iradesi, işlerine geldiği oranda meşrudur. Yoksulluğu ortadan kaldıracak uygulamalar yerine, yoksulluğu kurumsallaştırıp kanıksatacak kurnazlık ve demogojiler peşindedirler. Halk yoksullaştıkça, yozlaşmış elitlerinin servetleri artacaktır.
Halka kala kala, övüneceği ulusal kökeniyle, öteki dünyadaki cennet hayali kalacaktır. Nelerine yetmiyor!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.