Yalan
Yalan da çağ atladı, teknik olanakları çoğaldı. Basbayağı bir yatırım alanı oldu. Geniş bir kullanım ağı oluşturdu. Sanatta, siyasette yaratıcı yalanlar dönemi başladı. Büyülü yalanlar, bağımlılık yarattı. Kitleler yalanlarla avutuldu; kandırıldı. Kanma sözünü olumsuz anlamda söylemiyorum. Çok susadığınızda kana kana su içmek istersiniz ya… O hesap. Acı gerçeklere karşı, tatlı yalanlar kazandı. Bir şarkıdaki “yalan da olsa hoşuma gidiyor.” sözü tersinden de olsa bir eğilimin altını çiziyor. İyisiyle kötüsüyle yalan yalandır. Etik açıdan herkes, kendi meşrebince değerlendirmesini kendi yapar.
Söylenen yalanın tutması, ısrarına bağlıdır. Yalan takip gerektirir. Söylene söylene mitler yaratır, efsaneler üretir, kutsallık kazanır. Gerçekle savaşımında, gerçeği hep alt etmiştir. Gerçek utangaç, yalan arsızdır. Yalanın üstün başarısı, göz kamaştırıcıdır. Yoksa, anlı şanlı, ihtişamlı adamlar neden yalana dört elle sarılsınlar?
Çoğunuz bilgi sahibisinizdir; geçen yüzyılda öne çıkmış, Goebbels adında biri var: Joseph Goebbels, Adolf Hitler’in propaganda bakanı… Bu günlerde bizi aşırı derecede kıskanan Almanya, o sıralarda dünyayı kasıp kavuruyor. Büyük silah sanayisinin, donanımlı ordusunun yanında, daha büyük ve etkileyici bir güce de sahip yani, yalana dayalı propagandaya. Goebbels’den mülhem şu yalanlara bir bakar mısınız?
“Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır”
“Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.”
“Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.”
“önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.”
Sonra ne oldu?
Yakınçağ tarihi kitapları ayrıntılı bir biçimde yazar. Führer’inin intiharının ardından Goebbels’i (birkaç gün onun yerine geçse de) ve ailesini kötü bir son beklemektedir, çok trajik bir son.
Yüz binlerce insanın ölümünden sorumlu bu insanlık düşmanı, nihayet tarihin hunharlar listesindeki yerini almıştır!
Yazının sonunu bir sözümüzle bağlayalım:
YALANA YASLANMAYIN, YALAN ÖRÜLMEMİŞ BİR DUVARDIR…
Ekleme
Tarihi: 23 Aralık 2021 - Perşembe
Yalan
Yalan da çağ atladı, teknik olanakları çoğaldı. Basbayağı bir yatırım alanı oldu. Geniş bir kullanım ağı oluşturdu. Sanatta, siyasette yaratıcı yalanlar dönemi başladı. Büyülü yalanlar, bağımlılık yarattı. Kitleler yalanlarla avutuldu; kandırıldı. Kanma sözünü olumsuz anlamda söylemiyorum. Çok susadığınızda kana kana su içmek istersiniz ya… O hesap. Acı gerçeklere karşı, tatlı yalanlar kazandı. Bir şarkıdaki “yalan da olsa hoşuma gidiyor.” sözü tersinden de olsa bir eğilimin altını çiziyor. İyisiyle kötüsüyle yalan yalandır. Etik açıdan herkes, kendi meşrebince değerlendirmesini kendi yapar.
Söylenen yalanın tutması, ısrarına bağlıdır. Yalan takip gerektirir. Söylene söylene mitler yaratır, efsaneler üretir, kutsallık kazanır. Gerçekle savaşımında, gerçeği hep alt etmiştir. Gerçek utangaç, yalan arsızdır. Yalanın üstün başarısı, göz kamaştırıcıdır. Yoksa, anlı şanlı, ihtişamlı adamlar neden yalana dört elle sarılsınlar?
Çoğunuz bilgi sahibisinizdir; geçen yüzyılda öne çıkmış, Goebbels adında biri var: Joseph Goebbels, Adolf Hitler’in propaganda bakanı… Bu günlerde bizi aşırı derecede kıskanan Almanya, o sıralarda dünyayı kasıp kavuruyor. Büyük silah sanayisinin, donanımlı ordusunun yanında, daha büyük ve etkileyici bir güce de sahip yani, yalana dayalı propagandaya. Goebbels’den mülhem şu yalanlara bir bakar mısınız?
“Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır”
“Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.”
“Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.”
“önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.”
Sonra ne oldu?
Yakınçağ tarihi kitapları ayrıntılı bir biçimde yazar. Führer’inin intiharının ardından Goebbels’i (birkaç gün onun yerine geçse de) ve ailesini kötü bir son beklemektedir, çok trajik bir son.
Yüz binlerce insanın ölümünden sorumlu bu insanlık düşmanı, nihayet tarihin hunharlar listesindeki yerini almıştır!
Yazının sonunu bir sözümüzle bağlayalım:
YALANA YASLANMAYIN, YALAN ÖRÜLMEMİŞ BİR DUVARDIR…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.