Orhan Kemal Erkılıç
Köşe Yazarı
Orhan Kemal Erkılıç
 

Diploma mı? Sosyal beceri mi?

Türkiye’nin en büyük sorunlardan birinin ‘işsizlik’ değil ‘mesleksizlik’ olduğunu daha önce farklı değerlendirmelerde anlatmaya çalışmıştım. Özellikle COVID-19 süreci ve sonrası çok net şekilde yaşanan ‘usta’ krizi bunun en açık kanıtıydı. Tamirci, tesisatçı bulmak için verilen çabayı ve ödenen tutarları hatırlayın!.. Pandemiydi, etrafımızı saran savaş çemberiydi ve toplumda oluşan tembellik (!) derken gelecek kaygısı da artarak devam ediyor. Umudumuz var ama zamanımız yok!.. Bir de alıştık ‘masa başı işe’… Kolay gelire, işe gitmeden kazanmaya!.. Hâl böyle olunca kısa yoldan para kazanmak isteyenler çoğalıyor. Yaş grubu daha genç olanların zaten hiçbir şeye zamanı ve sabrı yok. Onlar sonuç odaklı ve haklı oldukları çok fazla konu var. Ancak… Bir de masanın diğer tarafı var! Yönetici ya da iş sahibi olanlar farklı arayışlar içinde! Gençler her şeyi hızlı şekilde elde etmek istiyor. İş verenin ve yöneticinin derdi ise burada çok farklılaşıyor; çünkü onlar diploma değil sosyal beceri de arıyor, duygu yönetimi de!.. İyi iletişim kuran, pek çok özelliği kazanmış olan gençler bugün sadece bilgisayar başında yayın yaparak ya da birkaç bağlantı ile çok çok iyi paralar kazanabiliyor. Dünya değişti, hayat artık eskisi değil… Beklentiler ise bambaşka… İşte yeni dünyanın çalışma hayatı ve gençler için bazı notlar: *Yeni nesil, üniversiteyi çok istemiyor. Bunun başlıca nedenleri arasında, geleceklerini görememeleri, hedef koymada zorlanmaları ve her şeyi hızlı bir şekilde elde etme beklentisi yer alıyor. Gençler, sabırsız ve hızlı sonuçlar bekliyorlar. Bu beklentiler karşılanmadığında ise umutsuzluğa kapılıyorlar. Sıkılıp, eğitimden uzaklaşıyor. *Sosyal medya gibi platformlarda, hızlı ve kolay yoldan para kazanma yollarını görmek, gençlerin üniversite eğitiminin önemini sorgulamalarına neden oluyor. Ancak, üniversiteler olarak gençlere hayatlarına gerçekten dokunduğumuzu hissettirebilirsek ve onların fikirlerine değer verip karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşturabilirsek, gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmak mümkün olur. Unutulmamalıdır ki, bu kuşak çok şeyler yapıyor ve onları anlamak için aynı ortamda nefes almayı öğrenmemiz gerekiyor. *Amerika’nın en ünlü üniversiteleri artık ağırlıklı olarak sosyal duygusal beceri kazandırma eğitimleri de veriyor. Dolayısıyla artık eskisi gibi sadece bilgi anlatımıyla eğitim yapmıyorlar. *Eğitim artık tek taraflı sadece hocanın anlatımıyla olmuyor. Bu çocuklar hıza alışmış çocuklar. Parmaklarının ucunda ekranları var. Karşılarında saatlerce bir şeylerin anlatılması onları bağlamıyor. İnteraktif olarak onların da katılımcı olduğu müfredatın bu kişisel özellikleri kazanabilecekleri sistemlerin kurulması önemli.  *Artık iş yerleri de sosyal becerileri gelişmiş çalışanlara öncelik veriyor. İş dünyası ‘duygu dengelemesi’ bilen çalışanlar arıyor. Yani strese dayanmak, olumlu düşünmek ve duyguları denetleyip kontrol etmek gerekli. Bunun yanı sıra başkalarıyla ilişki. Ortak çalışma yapabilmesi yani takım çalışması için öz güven, öz yeterlik. Değişen dünyanın yeni kurallarına göre her alanda güncellenmeliyiz…
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2024 - Perşembe

Diploma mı? Sosyal beceri mi?

Türkiye’nin en büyük sorunlardan birinin ‘işsizlik’ değil ‘mesleksizlik’ olduğunu daha önce farklı değerlendirmelerde anlatmaya çalışmıştım. Özellikle COVID-19 süreci ve sonrası çok net şekilde yaşanan ‘usta’ krizi bunun en açık kanıtıydı.

Tamirci, tesisatçı bulmak için verilen çabayı ve ödenen tutarları hatırlayın!..

Pandemiydi, etrafımızı saran savaş çemberiydi ve toplumda oluşan tembellik (!) derken gelecek kaygısı da artarak devam ediyor. Umudumuz var ama zamanımız yok!.. Bir de alıştık ‘masa başı işe’… Kolay gelire, işe gitmeden kazanmaya!..

Hâl böyle olunca kısa yoldan para kazanmak isteyenler çoğalıyor. Yaş grubu daha genç olanların zaten hiçbir şeye zamanı ve sabrı yok. Onlar sonuç odaklı ve haklı oldukları çok fazla konu var.

Ancak…

Bir de masanın diğer tarafı var!

Yönetici ya da iş sahibi olanlar farklı arayışlar içinde!

Gençler her şeyi hızlı şekilde elde etmek istiyor.

İş verenin ve yöneticinin derdi ise burada çok farklılaşıyor; çünkü onlar diploma değil sosyal beceri de arıyor, duygu yönetimi de!..

İyi iletişim kuran, pek çok özelliği kazanmış olan gençler bugün sadece bilgisayar başında yayın yaparak ya da birkaç bağlantı ile çok çok iyi paralar kazanabiliyor.

Dünya değişti, hayat artık eskisi değil… Beklentiler ise bambaşka… İşte yeni dünyanın çalışma hayatı ve gençler için bazı notlar:

*Yeni nesil, üniversiteyi çok istemiyor. Bunun başlıca nedenleri arasında, geleceklerini görememeleri, hedef koymada zorlanmaları ve her şeyi hızlı bir şekilde elde etme beklentisi yer alıyor. Gençler, sabırsız ve hızlı sonuçlar bekliyorlar. Bu beklentiler karşılanmadığında ise umutsuzluğa kapılıyorlar. Sıkılıp, eğitimden uzaklaşıyor.

*Sosyal medya gibi platformlarda, hızlı ve kolay yoldan para kazanma yollarını görmek, gençlerin üniversite eğitiminin önemini sorgulamalarına neden oluyor. Ancak, üniversiteler olarak gençlere hayatlarına gerçekten dokunduğumuzu hissettirebilirsek ve onların fikirlerine değer verip karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşturabilirsek, gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmak mümkün olur. Unutulmamalıdır ki, bu kuşak çok şeyler yapıyor ve onları anlamak için aynı ortamda nefes almayı öğrenmemiz gerekiyor.

*Amerika’nın en ünlü üniversiteleri artık ağırlıklı olarak sosyal duygusal beceri kazandırma eğitimleri de veriyor. Dolayısıyla artık eskisi gibi sadece bilgi anlatımıyla eğitim yapmıyorlar.

*Eğitim artık tek taraflı sadece hocanın anlatımıyla olmuyor. Bu çocuklar hıza alışmış çocuklar. Parmaklarının ucunda ekranları var. Karşılarında saatlerce bir şeylerin anlatılması onları bağlamıyor. İnteraktif olarak onların da katılımcı olduğu müfredatın bu kişisel özellikleri kazanabilecekleri sistemlerin kurulması önemli. 

*Artık iş yerleri de sosyal becerileri gelişmiş çalışanlara öncelik veriyor. İş dünyası ‘duygu dengelemesi’ bilen çalışanlar arıyor. Yani strese dayanmak, olumlu düşünmek ve duyguları denetleyip kontrol etmek gerekli. Bunun yanı sıra başkalarıyla ilişki. Ortak çalışma yapabilmesi yani takım çalışması için öz güven, öz yeterlik.

Değişen dünyanın yeni kurallarına göre her alanda güncellenmeliyiz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.