Dünya değişiyor; üstelik büyük bir hızla. Bunun farkına varanlar olduğu gibi varamayanlar ve varsa bile umursamayanlar da bulunuyor. Kendi adıma şunu söyleyebilirim: Kardeşimin 7-8 yıldır yaptığı değerlendirmelerin ve uyarıların önemini geç anladım. Anlamakla kalmadım, yansımalarını son 1 yıldır yoğun biçimde hissediyorum. Cümle biraz gizemli oldu ama saklısı, gizlisi yok: Dünya değişiyor! Değişen dünyada bireyin talepleri, toplumun yerleşik anlayışı, insan ilişkileri, iş ortamları, ülkelerin menfaat çatışması gibi, gündelik hayata ilişkin bugüne ve yarına dönük iyi / kötü gelişmeler, haklı / haksız talepler, umutlar, endişeler var... Asıl değişim… En önemli değişim ise ‘iklim krizi’ ve ‘çevre felaketi’ başlıklarıyla gündeme oturan sorunlar yumağıyla gösteriyor kendisini. Bu türden değişimle yaşanmaz hale gelmeye başlayan dünyada işler kolay olmayacak gibi görünüyor… Örneğin, büyük bir su sorunu bekliyor hepimizi… Artık daha yüksek sesle dile getirilen kıtlık, artacak olan açlıktan ölümlerin habercisi… Değişen iklim ve buna bağlı gelişen suyun azalması, havanın kirlenmesi, türlerin soyunun tükenmesi gibi olumsuzluklar dünyanın yaşanır olmaktan çıkması yönündeki gelişmeler bakımından dikkat edilmesi gereken gerçekler… Çevreyi bozan, iklim dengesini altüst eden ve insan ürünü olan değişiklikler insanların işini daha da zorlaştırıyor. Evet, şuna hazır olalım: Oluşan yeni bir dünya var ve bu dünyanın yeni kuralları olacak. *** Farklı bir nesil Değişim sadece doğanın dokusunda değil, insanlar arası ve insanın kendi kendisiyle ilişkisini belirleyen konularda da değişim var. Buna en çarpıcı örnek, ‘mesleki’ değişimler… Meslek konusunu ele alırken göze çarpan ilk şey şu: Bambaşka bir nesil geliyor... Bu neslin isteği, hedefi, sabrı ve dünyası çok farklı… Bu kadar farklı olanların dünyada bir fark yaratması ve değişimlere, gelişmelere el atması hatta el koyması da kaçınılmaz oluyor. İş ortamları artık mesai kavramından uzak; internet ve bilgisayar odaklı hal alıyor. Dünyayı etkisi altına alan iki yıllık koronavirüs salgınında neler yaşadığımız ortada. Her yaş grubu bu süreçten farklı etkilendi. Gençler, taleplerine uygun bir ortamın oluşmasını tebessümle izliyor olabilir ama bu gelişmelerin birey ve toplum üzerinde ne tür değişimlere yol açacağını kestirmek zor. Bununla ilgili gözlemler, veriler kısa süre içinde yansıyacaktır kamuoyuna. Bekleyelim görelim… *** Teknoloji köprüsü olan kent: Ankara Dünya değişir, Türkiye değişir de Ankara değişmez mi? Değişir elbet! Başkent kimliğinin hakkını her alanda vermede kararlı olan başlangıçlar kenti Ankara; şehri yönetenlerin, tarihi sorumluluğun bilincinde olarak attığı adımlarla geleceğin dünyasında yerini alıyor. En çarpıcı örnek Ankara Büyükşehir Belediyesi, BLD 4.0 dijital dönüşüm uygulamaları ile başlattığı çalışmalarını hızlandırarak devam ediyor. Kurulan teknoloji merkezlerinin sayısı 3’e çıkıyor. TechBridge adı verilen merkezler, gençlere sağladığı imkanlar kadar geleceğin meslekleri için de tüm şans ve donanım kapılarını açıyor. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın duyurduğu ve Kuzey Yıldızı ile Dikmen Teknoloji Köprüsü’nden sonra 3. adres olacak Ansera TechBridge Akademi, bilişim sektörünün gelişimine katkı sunacak. Gelecek ellerinde Dijital çağa ayak uydurmak için kurulan ve Ankaralı gençler için büyük şans olan bu merkezlerin önemi gelecekte daha iyi anlaşılacak. Kriptolojiden robotik kodlamaya, metaverse eğitiminden oyun geliştirmeye kadar gençlere bilişimde geniş bir alan ve bilgi edinme, beceri geliştirme olanağı sunan bu merkezlerde yetişenler geleceğin Ankara’sını, Türkiye’sini hatta dünyasını kuracak… Başkan Yavaş haklı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Çağı yakalamış ve gençlere alan açmış bir Başkent miras kıracağız” diyor. Başkan haklı! Çünkü Ankara bu hizmetlerle çağı yakalıyor. Oluşan yepyeni dünyanın teknolojik yeniliklerini ıskalamıyor.