Ankara'nın UNESCO Dünya Miras Listesi Adaylığı…
-3-
Dünden bugüne yaşananlara bakınca, sorunların aşılabilmesi için Başkent Ankara’nın tarihi, kültürel ve doğal mirasının korunması konusunda bir ortak aklın ve vizyonun oluşturulması gerekiyordu. Kentteki tüm kamu kurumlarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve sıradan vatandaşın benimseyeceği ve katkıda bulunmak isteyeceği, kendini ait hissedeceği ve sahipleneceği bir hedef belirlenmesi önemli bir aşama olarak öne çıkıyor. Bundan beş yıl önce 2016 yılı Mayıs Ayı içerisinde çok geniş katılımla gerçekleştirilen bir etkinlikle kamuoyunun dikkatine sunduğumuz “Ankara Kentinin UNESCO Dünya Miras Alanı Adaylığı” böyle bir başlangıç sayılabilirdi. Dünya Miras Alanlığı gibi bir çerçevede hareket edilmesi Ankara tarihi kent dokusunun maket kente dönüşmesini engelleyerek ve tarihi dokunun Ankara Kentine, Türkiye’ye ve tüm insanlığa katkıda bulunacak bir alana dönüştürülmesini sağlayabilir.
Dünyadaki örnekler, savaş ve afetler gibi çok olağanüstü durumlar olmadığı durumlarda UNESCO Dünya Miras Alanı olmanın bir kentin tarihi dokusuna çok önemli düşünsel ve teknik katkılarda bulunduğunu göstermektedir.
Bu faydalar şöyle özetlenebilir:
Öncelikle dünya miras listesine aday olunması için o alanın tarihsel değerine ilişkin tüm tarihsel birikim bilimsel bir anlayışla bir araya getirilmekte ve bir adaylık dosyası hazırlanmaktadır. Bu anlamda dağınık halde bulunan bilimsel birikimin yerel yönetimler tarafından kullanılması ve farkındalık yaratılması için çok önemlidir. Dünyanın birçok yerinde dünya miras listesi hazırlıkları bilimsel bilginin kurumlar tarafından benimsenmesinde önemli katkılarda bulunmaktadır.
Yine dünya miras listesi adaylığı için alanın yerel sahiplenmesini güçlendirecek, alanın yönetsel koordinasyonunu sağlayacak ve işbirliklerini arttıracak bir “alan yönetimi” kurulması gerekmektedir. Konusunda uzman bilim insanlarından ve kurum temsilcilerinden oluşan bu yönetsel yapı alanın takip edilmesini ve sahip çıkılmasını sağlamaktadır.
Yine alan yönetiminin yanı sıra alanda yapılacak tüm yatırım ve projeleri koordine edecek bir yönetim planının oluşturulması gerekmektedir. Bu yönetim planı alandaki yetki sahibi tüm kurum ve kuruluşların koordine edilmesini sağlamaktadır.
Yönetim planıyla eş zamanlı olarak alanın koruma amaçlı imar planlarının yapılması da gerekmektedir. Koruma planlarının yapılması, alandaki birçok sorunun çözümü ve maket korumadan uzaklaşılması için temel teşkil etmektedir.
Dünya miras alanlığı statüsü alındığında, tüm dünyanın dikkati dünya miras alanına çekilmektedir. Dünya miras alanı olan yer hem bilimsel araştırmalar hem de popüler kültür ürünlerine konu olmaktadır. Bu hem alanın tanınırlığını arttırmakta, hem yapılacak yanlış uygulamalara tepkileri ciddileştirmekte hem de alana gelen nitelikli ziyaretçilerin sayısını arttırmaktadır.
Geçen beş yılda özellikle Başkent Ankara’nın merkezinde Hacı Bayram ve Arslanhane Camisi gibi ağırlıklı olarak tekil yapılar UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine kabul edildi, cumhuriyet dönemi modern mimari eserlerine ilişkin bir çalışma da UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından sürdürülüyor. Ancak, hala bahsetmiş olduğum bir bütünsel planlama ve yönetsel çerçeve ortaya çıkabilmiş değil. Tarafların iyi niyetli olduğu düşünüldüğünde bu konuda bütünleştirici bir yapıya ihtiyaç olduğu söylenebilir.
(SÜRECEK)
Ekleme
Tarihi: 06 Ocak 2022 - Perşembe
Ankara'nın UNESCO Dünya Miras Listesi Adaylığı…
-3-
Dünden bugüne yaşananlara bakınca, sorunların aşılabilmesi için Başkent Ankara’nın tarihi, kültürel ve doğal mirasının korunması konusunda bir ortak aklın ve vizyonun oluşturulması gerekiyordu. Kentteki tüm kamu kurumlarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve sıradan vatandaşın benimseyeceği ve katkıda bulunmak isteyeceği, kendini ait hissedeceği ve sahipleneceği bir hedef belirlenmesi önemli bir aşama olarak öne çıkıyor. Bundan beş yıl önce 2016 yılı Mayıs Ayı içerisinde çok geniş katılımla gerçekleştirilen bir etkinlikle kamuoyunun dikkatine sunduğumuz “Ankara Kentinin UNESCO Dünya Miras Alanı Adaylığı” böyle bir başlangıç sayılabilirdi. Dünya Miras Alanlığı gibi bir çerçevede hareket edilmesi Ankara tarihi kent dokusunun maket kente dönüşmesini engelleyerek ve tarihi dokunun Ankara Kentine, Türkiye’ye ve tüm insanlığa katkıda bulunacak bir alana dönüştürülmesini sağlayabilir.
Dünyadaki örnekler, savaş ve afetler gibi çok olağanüstü durumlar olmadığı durumlarda UNESCO Dünya Miras Alanı olmanın bir kentin tarihi dokusuna çok önemli düşünsel ve teknik katkılarda bulunduğunu göstermektedir.
Bu faydalar şöyle özetlenebilir:
Öncelikle dünya miras listesine aday olunması için o alanın tarihsel değerine ilişkin tüm tarihsel birikim bilimsel bir anlayışla bir araya getirilmekte ve bir adaylık dosyası hazırlanmaktadır. Bu anlamda dağınık halde bulunan bilimsel birikimin yerel yönetimler tarafından kullanılması ve farkındalık yaratılması için çok önemlidir. Dünyanın birçok yerinde dünya miras listesi hazırlıkları bilimsel bilginin kurumlar tarafından benimsenmesinde önemli katkılarda bulunmaktadır.
Yine dünya miras listesi adaylığı için alanın yerel sahiplenmesini güçlendirecek, alanın yönetsel koordinasyonunu sağlayacak ve işbirliklerini arttıracak bir “alan yönetimi” kurulması gerekmektedir. Konusunda uzman bilim insanlarından ve kurum temsilcilerinden oluşan bu yönetsel yapı alanın takip edilmesini ve sahip çıkılmasını sağlamaktadır.
Yine alan yönetiminin yanı sıra alanda yapılacak tüm yatırım ve projeleri koordine edecek bir yönetim planının oluşturulması gerekmektedir. Bu yönetim planı alandaki yetki sahibi tüm kurum ve kuruluşların koordine edilmesini sağlamaktadır.
Yönetim planıyla eş zamanlı olarak alanın koruma amaçlı imar planlarının yapılması da gerekmektedir. Koruma planlarının yapılması, alandaki birçok sorunun çözümü ve maket korumadan uzaklaşılması için temel teşkil etmektedir.
Dünya miras alanlığı statüsü alındığında, tüm dünyanın dikkati dünya miras alanına çekilmektedir. Dünya miras alanı olan yer hem bilimsel araştırmalar hem de popüler kültür ürünlerine konu olmaktadır. Bu hem alanın tanınırlığını arttırmakta, hem yapılacak yanlış uygulamalara tepkileri ciddileştirmekte hem de alana gelen nitelikli ziyaretçilerin sayısını arttırmaktadır.
Geçen beş yılda özellikle Başkent Ankara’nın merkezinde Hacı Bayram ve Arslanhane Camisi gibi ağırlıklı olarak tekil yapılar UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine kabul edildi, cumhuriyet dönemi modern mimari eserlerine ilişkin bir çalışma da UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından sürdürülüyor. Ancak, hala bahsetmiş olduğum bir bütünsel planlama ve yönetsel çerçeve ortaya çıkabilmiş değil. Tarafların iyi niyetli olduğu düşünüldüğünde bu konuda bütünleştirici bir yapıya ihtiyaç olduğu söylenebilir.
(SÜRECEK)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.