Dünya miras alanı olmak ve bu konuda Ankara’nın durumu
-4-
Ankara bağlamında ele aldığımız konuya önce genel anlamda değerlendirme yaptıktan sonra yeniden Başkente dönecek olursak; bir yerin dünya miras alanı olması ulusal ve yerel bir gurur vesilesi olup yine yapılan araştırmalar bunun hemşerilik bilincini ve kentlilik kimliğini güçlendirici bir etki oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum korumada yerel sahiplenme ve aidiyet hislerini güçlendirerek korumada insan unsurunu öne çıkarmaktadır.
Dünya miras alanı olmak Birleşmiş Milletler sistemi ve UNESCO ile bağları güçlendirmekte, yerel uzman ve akademisyenlerin kapasiteleri ve birikimi artmaktadır. Bu da alandaki koruma çalışmalarında çok önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Yine dünya miras alanlığı, bir yerin korunmasında kamu, özel sektör, sivil toplum ve halk arasında iş birliği ve eşgüdümü güçlendirici araçlar getirdiği için korumada önemli bir yönetsel kapasite oluşumunu sağlamaktadır.
Dünyada ve özellikle dünya miras alanlarının yoğunlukta olduğu Avrupa Başkentlerinde, dünya miras alanlığı statüsünün korumada doğru ve gelişen uygulamaları yapmak için çok önemli bir araç olduğu görülmektedir.
Geçmişte hoyratça ve ben yaptım oldu şeklinde, maket kentler üreten bir koruma anlayışı yerine sürekli öğrenen ve kendini geliştiren bir koruma yaklaşımının getirilmesi için bu sebeple dünya miras alanlığı süreci Ankara için bir araç olarak kullanılabilir, bu yolla yanlış koruma uygulamalarından vazgeçilmesi sağlanabilirdi. Ankara’da korumada doğru yaklaşımların tercih edilmesi de nihai olarak Ankara’nın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine önemli katkılarda bulunacaktı.
Sayın Mansur Yavaş ile yeni ve farklı bir yönetim anlayışına kavuşan Başkentte, Ankara Kent Konseyi ve bileşenleri ile diğer meslek odalarının, üniversitelerin ve STK’lerin de yönetim aşamalarına dahil olmasıyla oluşan ortak akıl, Ankara’yı hem Türkiye hem de dünyada farklı konumlara yükseltebilir. Ancak, burada iyi niyetin ötesine geçilebilmesi için bazı temel ortak çalışmalarda bir araya gelebilmek önemli görünüyor. Tarihi alanların vizyoner bir yaklaşımla ele alınabilmeleri için başta fiziki planlama, yönetim planlaması gibi yaklaşımların gündeme getirilmesi ve tartışılması önem taşıyor. Bu tartışmalar içerisinde hem uzun vadeli planlama çalışmaları hem de Ankara Kent Konseyinin öncülüğünde uzun yıllar aradan sonra başlatılan mimari ve kentsel tasarım ölçeğindeki yarışmalar süreci anlam kazanacaktır.
Tarihi kent dokusunun mevcut durumda giderek insansızlaştığı, toplumsal ve ekonomik açılardan kan kaybettiği düşünüldüğünde yapılacak çalışmalarda hoşgörü ve anlayışla hareket edilmesinin, farklı paydaşların benzer koruma anlayış ve yaklaşımlarında ortaklaşmasının önemi ortaya çıkacaktır. Bu şekilde de Başkent Ankara’ya kimliğini veren çok önemli mekanların başında gelen Ulus Tarihi Kent Dokusu maket olarak değil yaşayan bir mekan olarak gelecek kuşaklarla buluşabilir.
(BİTTİ)
Ekleme
Tarihi: 13 Ocak 2022 - Perşembe
Dünya miras alanı olmak ve bu konuda Ankara’nın durumu
-4-
Ankara bağlamında ele aldığımız konuya önce genel anlamda değerlendirme yaptıktan sonra yeniden Başkente dönecek olursak; bir yerin dünya miras alanı olması ulusal ve yerel bir gurur vesilesi olup yine yapılan araştırmalar bunun hemşerilik bilincini ve kentlilik kimliğini güçlendirici bir etki oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum korumada yerel sahiplenme ve aidiyet hislerini güçlendirerek korumada insan unsurunu öne çıkarmaktadır.
Dünya miras alanı olmak Birleşmiş Milletler sistemi ve UNESCO ile bağları güçlendirmekte, yerel uzman ve akademisyenlerin kapasiteleri ve birikimi artmaktadır. Bu da alandaki koruma çalışmalarında çok önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Yine dünya miras alanlığı, bir yerin korunmasında kamu, özel sektör, sivil toplum ve halk arasında iş birliği ve eşgüdümü güçlendirici araçlar getirdiği için korumada önemli bir yönetsel kapasite oluşumunu sağlamaktadır.
Dünyada ve özellikle dünya miras alanlarının yoğunlukta olduğu Avrupa Başkentlerinde, dünya miras alanlığı statüsünün korumada doğru ve gelişen uygulamaları yapmak için çok önemli bir araç olduğu görülmektedir.
Geçmişte hoyratça ve ben yaptım oldu şeklinde, maket kentler üreten bir koruma anlayışı yerine sürekli öğrenen ve kendini geliştiren bir koruma yaklaşımının getirilmesi için bu sebeple dünya miras alanlığı süreci Ankara için bir araç olarak kullanılabilir, bu yolla yanlış koruma uygulamalarından vazgeçilmesi sağlanabilirdi. Ankara’da korumada doğru yaklaşımların tercih edilmesi de nihai olarak Ankara’nın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine önemli katkılarda bulunacaktı.
Sayın Mansur Yavaş ile yeni ve farklı bir yönetim anlayışına kavuşan Başkentte, Ankara Kent Konseyi ve bileşenleri ile diğer meslek odalarının, üniversitelerin ve STK’lerin de yönetim aşamalarına dahil olmasıyla oluşan ortak akıl, Ankara’yı hem Türkiye hem de dünyada farklı konumlara yükseltebilir. Ancak, burada iyi niyetin ötesine geçilebilmesi için bazı temel ortak çalışmalarda bir araya gelebilmek önemli görünüyor. Tarihi alanların vizyoner bir yaklaşımla ele alınabilmeleri için başta fiziki planlama, yönetim planlaması gibi yaklaşımların gündeme getirilmesi ve tartışılması önem taşıyor. Bu tartışmalar içerisinde hem uzun vadeli planlama çalışmaları hem de Ankara Kent Konseyinin öncülüğünde uzun yıllar aradan sonra başlatılan mimari ve kentsel tasarım ölçeğindeki yarışmalar süreci anlam kazanacaktır.
Tarihi kent dokusunun mevcut durumda giderek insansızlaştığı, toplumsal ve ekonomik açılardan kan kaybettiği düşünüldüğünde yapılacak çalışmalarda hoşgörü ve anlayışla hareket edilmesinin, farklı paydaşların benzer koruma anlayış ve yaklaşımlarında ortaklaşmasının önemi ortaya çıkacaktır. Bu şekilde de Başkent Ankara’ya kimliğini veren çok önemli mekanların başında gelen Ulus Tarihi Kent Dokusu maket olarak değil yaşayan bir mekan olarak gelecek kuşaklarla buluşabilir.
(BİTTİ)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.