Bazı günlerin anlamı ve önemi adından bile büyüktür! Dünya Çevre Günü işte o günlerden biridir. 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olduğunu hatırladım. Dünya Çevre Günü her sene olduğu gibi bu yıl da medyada ve siyasi arenasında; sevgililer günü, anneler-babalar günü kadar ilgi görmedi. Konuya dair diyeceklerimi paylaşmak istiyorum sizlerle.
***
Kökü evrende 13.8 milyar yıla dayanan, üzerinde 4 milyar yıl önce hayat başlayan dünyamızda, yaklaşık 100 bin yıl önce insanın yaşama hissedilir derecede dahil olması ve bilhassa yerleşik düzene geçildiği son 12 bin yılda, güya hep insan refahı ve konforu (!) düşünülerek gerçekleştirildiği ifade edilen; bir yazımda (Bkz. Penceremden Üniversite Gerçekleri ve Ülkem Kitabımda “Tüketirken Tükenmek”) Mahşerin Beşinci Atlısı olarak tanıttığım ve özellikle son 200 yılda elinde taşıdığı endüstri devrimleri ürün ve artıkları; bir tarafta yer altından çıkarılan kömür, petrol, gaz ve çeşitli madenler ile bunların ürün ve artıkları, diğer tarafta yer yüzünde sıcak-soğuk savaş silahları ile enerji elde etmek amacıyla yapılan doğa katliamları, orman yangınları, bilinçsiz ilaçlamamalar, laboratuvarda genetiği değiştirilmiş, kimliği değiştirilmiş canlı organizmalar ve yine laboratuvarda bir çok elementer, moleküler veya nano düzeyde parçalanmalar ile elde edilmiş farklı ürünler ve artıkları ile hem yer altında, hem de yer yüzünde tüm dengeler ve eko sistem alt üst edilmiş ve edilmektedir.
Bunun sonucunda 4 milyar yıllık dünyamızı son 200 yılda, küresel ısınma, salgın hastalıklar, depremler, seller, kasırgalar, musilajlı denizler ve sebebi bilinen bilinmeyen benzer bir çok felaketlerle yaşanmaz hale getirdik.. Fakat öyle arsız olduk ki; bütün bu yaşanan ikazlara aldırış etmeyerek tahribe devam ediyoruz. Bu durumda dünyanın çevre gününü kutlamak ne derece de hakkımız ve haddimizdir tartışılır...
Bütün bunlar yetmezmiş gibi; dünya içini bitirdik uzayı kirletmeye başladık. Dünyanın içerdeki tahribine bağlı olarak litosfer, atmosfer, hidrosfer tabakaları ile biyosfer yaşam alanı da, azalmaya devam etmekte, buna karşılık dünya kabuğunun hemen üzerinde her geçen gün artan uzay atıklarının oluşturduğu tabaka tarafımızdan "Çöposfer" olarak isimlendirilmiş ve dünya literatürüne, Türk Dil Kurumuna armağan edilmiştir. Son yıllarda kalınlığının hızla artması ve temizliği ile ilgili girişimlerde bulunulduğu bildirilmektedir.. Bu durumun kontrolü ve sorgulaması hiç yapılmamaktadır. Bugün bunun ölçülemeyecek sayı ve tona ulaştığı, her geçen gün miktarın arttığı bilinmektedir.
Yine bugün uzay çöplüğünün sadece uzaydaki uydu ve uzaya giden insanlara verebilecekleri zararlar konuşulmakta, kalınlığına bağlı olarak dünya ile evren arasındaki ilişkide var olan çekim-itim alanının etkileneceği, hatta zamanla kaybolacağı ve buna bağlı olarak dünyanın ait olduğu güneş sistemindeki yörüngesinden çıkarak içindekilerle birlikte; kirleten ve kirletmeyen, Kyoto anlaşmasına imza atan atmayan, onaylayan, onaylamayan ülke insanları da dâhil tüm dünyanın evrende karanlık enerji, karanlık kütleler ve karanlık delikler ortamında karanlıklar içinde bir zamanların aydınlık toz parçacıkları halinde dolaşacağı göz ardı edilmemelidir.
Bütün bunlara bağlı olarak; Dünyanın tüm insanların, tüm hayvanların, tüm canlıların ortak evi olduğunu unutmayalım, dünyamızı iç ve dış kirliliklerden koruyalım, dünya gibi evreninde, uzayın da bir çöplük olmadığını düşünelim! Yoksa, aydınlık günlere elveda, karanlık günlere merhaba deriz! Ey yalnız kendisini ve bugünü düşünen dünyalılar Dünya Çevre Gününüz ve anlayışınız kutlu olsun!
Selam sevgi ve saygılarımla...