28 Ekim 2023’te Boğa burcunun beşinci derecesinde bir ay tutulması yaşayacağız. Yılın son tutulması niteliğini taşıyan bu gök olayı aynı zamanda Boğa/Akrep aksının son tutulma serisi… Ülkemizin Akrep burcu ve 29 Ekim doğumlu bir ülke olduğunu düşündüğümüzde bu tutulmadan TC Devleti’nin yoğun etki alacağını söyleyebiliriz. Astroloji’de yeni yaşımıza hangi göksel kontakla giriyorsak o yılın o enerjide geçeceği düşünülür. Dolayısıyla yeni yaşımıza yani 100. yaşımıza bir tutulma ile merhaba diyecek olmamız oldukça manidar… Tutulmalar, daha evvel ki yazılarımda da belirttiğim gibi önemli… Bir kişi ya da bir ülke haritası yeni yaş döngüsüne tutulma ile giriyorsa yeni yılın çok enteresan olacağını anlarız. Ne manada enteresan? Öncelikle tabii ki TC natal haritamızın Güneş’i ile kontakta olan bir tutulma olması ülkemizin yöneticileri ve yönetimi bağlamında önemli işaretler vermekte. Zira astroloji sembolizminde Güneş, otorite figürlerini anlatır. Bu bağlamda önümüzdeki altı aylık döngü en temelde ülkenin yönetimini, başkanını ve diğer yöneticilerini etkiler gibi duruyor. Bilhassa önümüzdeki altı ay içinde ülkemizin başındaki otorite figürlerinin sağlık koşullarına dikkat etmesi gerekiyor. Aynı zamanda yönetici ya da hükümetin izlediği politikalar da çok önemli... Hem iç politika hem dış politika burada kastettiğim… Çünkü hepimizin bildiği gibi 14 Ekim güneş tutulması dünyada çok sert bir savaş atmosferini tetikledi. Yani burnumuzun dibinde oluşan bu savaş atmosferine şimdilik tarafsız kalsak da ilerleyen dönemlerde bu tarafsızlık politikası bayağı tartışmaya açık bir hale gelebilir.
Ek olarak 28 Ekim’deki ay tutulması ekonomik koşullara atıfta bulunuyor. Çünkü Boğa burcu direkt olarak maddi koşullarla alakalı. Aslında devam eden enflasyon koşulları ve ekonomik zorluklar açısından tutulmanın etkisi bizleri daha da zorlayacak gibi... Ayrıca tutulma sürecinde hem ülkemizde hem dünyada doğal afetler artış gösterecektir. Zaten her şekilde tutulma dönemlerinde dünyada 6 ve üzerinde yıkıcı deprem olma olasılığı yüksektir. An haritasında hava elementinin sıfır düzeyde olması atmosferik koşulların da zorlanacağını gösteriyor. Başka bir açıdan astroloji’de hava elementi akılla özdeşleştirildiğinden tutulma döneminde sıfır akıl yaklaşımlar devrede… Hakkaten yaşananlara bakılırsa Ortadoğu’da aklın devre dışı kaldığı ortada…
Ay tutulmaları dolunay dönemlerinde gerçekleşir. Yani Ekim’in sonları dolunay frekansını tavandan hissettiğimiz, önemli finaller ve sonlanmaların gerçekleştiği, duygusal çalkantıların yoğunlaştığı, fevri ve öfkeli çıkışların arttığı bir zaman olacak. Tüm bu yazdıklarımın yanı sıra tutulma esnasında çokça vurgulanan Mars-Jüpiter karşıtlığı ile her şeyin daha da efsane bir hale gelebileceğini, taşkınlıkların çoğalacağını söyleyebilirim. Süregelen savaş atmosferi ile alakalı ne yazık ki güzel bir öngörü yapmama engel olan bu karşıt açı oldukça patlayıcı… Aslında Kasım ayına ilerlediğimizde 13 Kasım’da kesinleşecek olan Akrep’teki yeniay’ı da düşünürsem işlerin daha da türbülanslı olacağı bir döneme ilerliyoruz. Kasım’daki yeniay Uranüs’yen nitelikte… Dolayısıyla nükleer bir tehdit acaba kapıda mı diye düşünmeden edemiyorum. Allah sonumuzu hayr etsin diyelim. Birileri Tanrı’yı kıyamete mi zorluyor yoksa Levh-i Mahfuz’daki vaad edilen kıyamet vakit geldi mi? Hepimiz yaşayıp göreceğiz.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.