Rıfat Çakır
Köşe Yazarı
Rıfat Çakır
 

Yağlıpınar Kafkas Festivali Aziz Ve Asil Soylu Karaçaylar-Malkarlar

Azameti ve asaletiyle Kafkas coğrafyasının en asil güzelliğini oluşturan Elbruz Dağlarının eteklerinde bereketli topraklar, pırlanta göller, binbir çeşit çiçekler, rengarenk kuşlar, zümrüt ormanlar ve cenneti andıran nakış nakış güzelliklerle süslü masal gibi bir diyarların sahibi, Dünyanın en güzel insanları Karaçay ve Malkarlardan bahsedeceğim sizlere. Bilirsiniz ki cömertlik, misafirperverlik, erdem ve fazilet denilince herkesin aklına ilk gelen Çerkesler, bulundukları her yere değer katan, saygı, sevgi hiyerarşisini en candan ve en samimi uygulayan, milli-manevi değerlerine özünden bağlı, ülkesine aşık, ülküsüne sadık, ilkesinde kararlı aziz ve asil soylu yüce bir millettir.               Makam, ünvan, mevkii, statü ayırt etmeden, kim olursanız olun, nerden gelirseniz gelin, evlerine, köylerine yolunuz düşmeyegörsün. Emsalsiz bir güleryüzle karşılanır, eşsiz ilgi ve ikramlara boğulur, konuk kimliğinizle başlarına taç olursunuz. Görgü, bilgi, saygı ve erdemin en yücesine şahit olurken, çocuğundan yaşlısına hepsinin asaletine hayran kalırsınız.             Geçtiğimiz 20 Ekim Pazar günü Gölbaşı Kafkas Derneğinin Efsane Başkanı TOLGA GENCER, Yağlıpınar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Platformunun Bilge Yöneticisi Zahide BALCI, Yağlıpınar Mahallesinin çalışkan Muhtarı İbrahim MİRZA ve Ressamların Kraliçesi diye bilinen dünyaca ünlü değerimiz Vicdan KARA BEK önderliğinde öyle bir Kafkas Şöleni tertip edildiki, bu zaman kadar tüm gördüklerinizi unutun derim. Kafkas coğrafyasının tarihi, kültürü, folklorik motifleri, etnografik aksesuarları,halk  dansları, kahramanlık hikayeleri, musiki figürleri, mimari desenleri, damak çatlatan gastronomisi, gönül doyuran sohbet gelenekleri, donanımlı insan değerleri ve tüm sanatsal zenginlikleriyle gelen herkesi büyülediler. STK arenalarında faaliyet gösteren tüm yöneticilerin Başkanların Kralı dediği Gölbaşı Kafkas Dernekleri Başkanı Tolga GENÇER’le programlarıyla iligili bizlere şöyle dedi. “Güzel insanlar biliyorsunuz ki dernek, federasyon, vakıf, konfederasyon vs. gibi oluşumlarının kuruluş gayeleri ve asli görevi acı-tatlı günlerde kenetlenip, sosyal ve finansal imkanlar dahilinde yardımlaşıp samimi dayanışmalar sergilemektir. Temsil edilen kültürün tarihi derinliği, folklorik motifleri, geleneksel ritüelleri, gastronomik zenginliği, coğrafik desenleri, ölümsüz değerleri, etnoğrafik aksesuarları ve o kültürü faklı kılıp öne çıkaran tüm detay unsurlarıyla tanıtmak, anlatmak, aktarmak ve heralanda saygınlık kazandırmak gerçek amaç olmalıdır.” Dedi. Festivalin onur konuklarından Yakapınar Karaçay Malkar Derneğinin Efsane Başkanı Faruk KAYA’da; “Havası, suyu, toprağı ve güleryüzlü insanlarıyla altın gönüllere sahip Karaçay-Malkar Çerkeslerinin yardımseverlik, misafirperverlik, vefa, cömertlik, fedakarlık ve herkese örnek olmasını amaçladığımız imrenilir bağlılık erdemlerini tüm Dünya milletleri görsün istiyoruz.” Dedi.             Köyü, köylüsü, milleti ve memleketi için samimi emekler harcayıp örnek hizmetler üreten Yağlıpınar Mahallesi Muhtarı İbrahim MİRZA’da diyor ki; “Nerde bir fedakarlık, nerde bir kahramanlık hikayesi, nerde bir erdemli güzellik varsa orda mutlaka bir Çerkesin adı ve imzası olur. Kuruluş yıldönümüne denk getirerek başlattığımız bu enfes şöleni inşallah gelenekselleştireceğiz ve her yıl dahada mükemmelini yapacağız. Kaynaşma ve dayanışmaya yönelik gezi, piknik, şenlik, iftar, kültürel organizasyon, tanıtım faaliyetleri  vs. gibi birbirinden renkli organizasyonlarla sürekli biraya gelip milli birlik, beraberlik, komşuluk akrabalık ve hemşehrilik bağlarını dahada güçlendireceğiz. Atalarımızdan miras misafirperverlik, tevazu ve cömertliği liyakatla uygulayıp, kültür ve geleneklerimizi deforme etmeden liyakatla sergileyeceğiz.” dedi.  Kısıtlı imkanlarına rağmen metropol kentlerin bile yapamayacağı çok kusursuz bir organizasyon gerçekleştirdiler. Ressamlık Sanatının Ordinaryüsü Sihirli Fırça Vijdan KARA BEK resimleriyle, Prof.Dr. Ufuk TAVKUL kitaplarıyla, Dünyaca ünlü Karikatürist Emrah ARIKAN da hayran bırakan eserleriyle yer aldığı bu buluşma, muhteşem bir şenlik havasında geçti. Avrupai görgüsü, kültürel donatısı, bilge şahşiyeti ve mükemmel hitabetiyle Türkiye’nin en güzel konuşan hanımefendisi statüsündeki Yağlıpınar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Zahide BALCI festivalle ilgili bizlere; “Rakımı Avrupa’nın, sevgisi  gönüllerin, özlemiyse tüm yüreklerin zirvesinde baki Karaçay-Malkar coğrafyasının emsalsiz erdemini, kanaatkar tevazusunu, imrenilir kültürü ve asaletli geleneklerini liyakatla yaşayıp yaşatmaya devam edeceğiz. Zaten kültür ve gelenekler tarihsel birikimle şekillenen, aile ve toplumun birlikte besleyip büyüttüğü birbirinden yüce değerler silsilesidir. Karaçaylar, Balkarlar, Adigeler ve tüm Çerkesler ata topraklarına ve yaşadığı her memlekete aidiyet duygusu eşsiz, toplumsal bilinci yüksek, milli, manevi, kutsi tüm değerlerine özünden bağlı, sadık ve sadakatli millettir.” Dedi. Resim Sanatının Ordinaryüsü Sihirli Fırça Vijdan KARA BEK Hocam diyor ki; “Dünyanın neresinde olursa olsun bir Çerkes’in acısı hepimizi birden yaralar. Sevincide öyle, anında hepimize birden yansır. Asaletli ve omurgalı insanlarıyla bilinen Karaçay-Malkarların yüreğindeki eşsiz vatanseverlik, ülkü, ülke, ilke ve bayrak tutkusu tüm milletlerin takdirindedir. Bizde çocuklarımıza ve gelecek nesillerimize bu emsalsiz karakterlerimizle birlikte duyarlı gönlümüzü, yardımsever ruhumuzu, töre ve geleneklerimizi gurur ve övünçle aktarmaya devam edeceğiz. Sadece benim değil, en küçüğümüzden, en büyüğümüze tüm Karaçayların Türkiyemiz ve Özvatanımız için yapamayacağı hiçbir fedakarlık yoktur. Biz ülkemize, ülkümüze ve ilkemize olan sadakatle kutsal bildiğimiz topraklarımıza çekinmeden can vermeye yemin edip, atalarımızdan gördüğümüz hanedanlık, hürmet, hizmet, izzet ve ikramları yine aynı cömertlikte yaşamaya ve yaşatmaya and içtik.” Dedi. Kafkas kültürlerini Dünyada en etkili ve en nitelikli tanıtan kültür abidesi kıymet Karaçay Malkar Federasyonu Başkanı Hüsameddin KORKMAZ Başkanımda diyor ki; “Biz Karaçay ve Malkarların insani, irfani ve insafi yönü çok duygulu ve hassastır. Sadece ülkemizde değil, dünyanın neresinde olursa olsun bir mağdur insan yatağına aç girse önce bizim iştahımız kesilir. Kurduğumuz empatiyle aynı acıyı bizde anında yüreğimizde hissederiz. O mazluma nasıl dokunabiliriz, ne yapabiliriz düşüncesiyle kahroluruz. Biz tüm insanlara, tüm canlılara ve tüm doğaya eşsiz bir merhamet, emsalsiz bir incelikle yaklaşırız. Çünkü Kafkas coğrafyası yüreği güzel, ince ruhlu, merhamet abidesi insanların yurdudur.” Dedi. Bilgisi, kültürü ve donanımıyla Çerkes kültürünü Dünyada en iyi tanıtan kıymetlerden biride Başkent Karaçay Derneği Başkanı Naile BAHÇE’de o programdaydı. Bir hanımefendilik, nezaket ve zarafet abidesi olan Sayın Naile Bahçe Hoca diyorki; “Kafkas coğrafyası tarifsiz güzelliği ve göz kamaştıran ışıltısıyla Dünyanın incisi konumundadır. Bu zümrüt coğrafyanın yakut insanları vatanına, milletine, bayrağına farklı bir tutkuyla bağlıdır. Sevinç ve acılarda Petunya çiçekleri kadar duygulu, Begonviller kadar zarif, krizantemler kadar asildir.” Diyor.             Dünya medeniyetleri arasında en özel ve en saygın yere sahip asalet dolu Çerkes kültürü ve geleneklerini nesilden nesile aktarmayı amaçlayan bu festivalde, Kafkas halk dansları, sohbet gelenekleri, folklorik motifler, kol taşı, çuval yarışı, ağızda kaşıkla yumurta taşıma, toy-tepsev denilen düğün yarışları vs gibi ismini sayamadığım kültürel desenlerle süslü birçok bölgesel zenginlikler sergilendi. Sanat, siyaset, bürokrasi ve akademik camianın eser ve erdemlerini takdirle örnek gösterdiği bilge değerlerden Çerkes Derneği yöneticileri Yusuf HATUK, Şafak ÖZEN, Tolga GENÇER, Zahide BALCI, Naile BAHÇE ve Ressam Vijdan KARA BEK; katılan konuklara bölge tarihi ve kültürüyle ilgili çok detaylı bilgiler sundular.   Emeğinde samimi, ekmeğinde cömert, sofrası açık, gönlü emsalsiz hanedan Yağlıpınar halkıda herkesi kendi evlerine gelmiş gibi candan ağırladılar. Aktüel faaliyetlerde, yardımlaşma, dayanışma, kültürel tanıtım, birlik-beraberlik şenlikleri, tanışma-kaynaşma buluşmaları, acı ve sevinçlerin paylaşımı, sıla-ı rahim ziyaretleri, hasta-mağdur, yaşlı takipleri, kısaca kibarlık ve inceliklerle süslü birçok güzelliği layıkı ve liyakatıyla sergileme parkurunda asla rakip tanımadıklarını ispat ederek herkesin alkışlarını aldılar, gönüllerini fethettiler. .  Yağlıpınar’ın Kuruluş Yıldönümü ve Kafkas Festivali adı verilen bu şenliğe kültürüne hakim, kurulları ve kurallarıyla insanını yücelten çok nitelikli Çerkes Federasyonları ve dernekleride iştirak etti. Karaçay Malkar Federasyonu Başkanı Hüsameddin Korkmaz, Ankara Çerkes Derneği Başkanı Yusuf Hatuk, Şimali Kafkas Derneği Başkan Yadımcısı ibrahim Işıldar, Mingitav Derneği Başkan Yadımcısı Selim İtez, Başkent Karaçay Derneği Başkanı Naile Bahçe, Çifteler Karaçay Malkar Derneği Yöneticileri ve Yakapınar Karaçay Malkar Derneği Başkanı Faruk Kaya gibi diplomasi inceliğinde temsil yetisine sahip milletini yücelten karizmatik değerler katıldı. Gölbaşı Belediye Başkanı, Kaymakamı, milletvekilleri, bürokratlar, sanatçılar ve kültürüne özlem duyan Kafkas göçmenleride oradaydı.   Babacan gönülleri ve vizyoner emekleriyle Başkentin en kral muhtarları olarak bilinen Hacımuratlı Mahallesi Muhtarı Uğur AÇIK ile Oğulbey Mahallesi Muhtarı Mustafa CEBECİ’yle de konuştuk. Diyorlar ki; “Ülkemizde yaşayan Karaçay-Malkar-Adige ve tüm Çerkeslerin saygılı yaşamlarını hep güzel yerlerde güzel insanlardan duyuyor, milletimiz adına gururlanıyoruz. Dünya medeniyetlerinin yüz akı bu eşsiz insanların sadece saygılı ve cömert yaşamları değil aynı zamanda saygın şahsiyetlerini, emsalsiz misafirperverliklerini, hanelerine konuk olan herkesi çok yücelttiklerini gören herkes zaten takdir ediyor. Anadolu kültürüyle uyumlu Çerkes hanelerinde onların ekmeğini yemeyen, yardım ve iyiliklerini görmeyen kimse kalmamıştır. Bu yüzden en büyük saygıyı, en samimi duaları ve gerçek sevgiyi herzaman Çerkesler hakeder.” Dediler.         Yeryüzünün en egzotik, en masalsı ve en güzel coğrafyası olarak bilinen Kafkasların en asil milleti olan Çerkeslerin doğa, insan, bitki ve hayvan sevgilerinin, vefa, yardımlaşma ve dayanışma duygularının inanın emsali yoktur. Soğuk-sıcak, savaş-barış, açlık-kıtlık hangi gerekçeyle olursa olsun antik çağdan beri Kafkaslardan hiç ayrılmamış tek yerli halk.. Helede Elbruz Dağının iki yamacında yaşayan pırlanta kalpli Karaçaylar ve Malkarlar adeta bir kanatsız melek.. Zümrüt Elbruz Dağlarının kartallar kadar özgür, ceylanlar kadar masum bu güzel insanlarının huzuru, 1920'li yıllarda Sovyetler'in Kollektivizim denen politikası dahilinde rakımı yüksek yerleşkelerinden koparılıp düz zeminlere kurulan köylere iskanla bozulmuş.   Dahası, 1864 yılından beri üzerlerinde oynanan sürgün politikaları, 1885 ve 1886’lı yıllarda tekrarlanmış, 1905 ve 1906’lı yıllarda Ata topraklşarında bir nevi etnik temizliğe uğramışlar, 2. Dünya savaşı öncesi ve aşamalarında ise Alman ordusuyla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle bu zulümler tekrarlanarak 1944 yılında kahreden bir soykırım ve sürgüne daha uğramışlar. Karaçaylar Kazak steplerine, Balkarlar Kırgız dağlarına yollanmışlar. Sadece oralaramı?.. Osmanlı Devletine, Sibirya Tundralarına, Türkmenistan çöllerine yani hiç alışık olmadıkları farklı farklı iklimlere, farklı farklı coğrafyalara sürülmüşler. Oysaki Almanların bölgeyi işgali sırasında binlerce Malkar ve Karaçaylı Sovyet ordusunda askermiş. Etnik soykırım ve sürgünler sırasında çok kayıplar vermişler, bir ara toprakları Gürcistan’a bağlanmış, onlardan boşalan yerlere Svanlar yerleştirilmiş.   Hani dedim ya Karaçaylar ve Malkarlar Dünyanın en aziz ve en asil soylu milleti diye. Dürüstlük abidesi has karakterleriyle gittikleri her yerde sevilmiş, değer görmüşler. Ellerinde olanı cömertçe paylaşmış, mazluma ve mağdura tüm imkanlarıyla kol kanat gerip yardıma koşmuşlar. Zalime, zulümkara ilk onlar başkaldırmış, vatan ve hürriyet uğruna cesurca can vermişler. Türk Kurtuluş Savaşının her aşamasında yer aldıkları gibi, Libya’ya, Suriye’ye gidenler orduda üst düzey mevkilere gelmiş, Ürdün’e göçenler başkent Amman’ı kurmuş, hatta Mısır devletinin kurucu unsurları arasında bulunmuşlar.  Karaçay ve Balkarlara son sürgünlerinde geçen bir 14 yılın ardından 1956’da itibarları geri verilsede eski huzuru bir türlü tesis edememişler. 1926 öncesinde olduğu gibi Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı’yı yeniden kurup, yerlerinden koparılan birçok Balkar ve Karaçay geri getirilmeye başlanmış, fakat tam istedikleri ortamı bulamayınca 1991’de başkent Çerkessk olan Karaçay Çerkesya ve Nalçik olan Kabarday Balkarya özerk cumhuriyetleri statüsüyle Rusya Federasyonuna dahil olmuşlar.             Aslında hepsinin tek kökeni Çerkes ama, milli birlik ve beraberliklerini bozma amaçlı sürgün ve iskanlar nedeniyle oluşan coğrafik kopukluğu iyi değerlendiren Sovyet politik oyunları kimine Adige, kimine Şapsığ, kimine Kabardey, Kimine Balkar, kimine Karaçay, kimine Çeçen, kimine İnguş falan diyerek etnik kabileler oluşturmuş. Ama ne amaç güdürlürse güdülsün bu asil milletin asaletine hiçbir zarar verememişler.  Hanedan asaletleri, açık sofraları ve eşsiz güleryüzleriyle bizleri karşılayan Yağlıpınarlılara kucaklar dolusu çiçek, gönüller dolusu selamlar gönderiyoruz. İnsan kalitesinin en yüksek, erdem ve tevazunun en yüce, paylaşım ve himayenin yürekten, dostluk ve vefanın en samimi, en şahsiyetli ve en sadakatlisinin uygulandığı Yağlıpınar’ın helal ekmeği, ve cömert gönülleri hürmetine Cenab-ı Allah zaten burayı güzel insanlarla, bereket ve güzelliklerle süslemiş.   Kalitesi, kalibresi ve karakterleriyle hem kendilerine hemde temsil ettikleri asil kültüre tarifsiz saygınlık kazandıran Yağlıpınlarlıların Dernek Başkanına, yönetim kurullarına, üyelerine, muhtarına, Kafkas coğrafyasının yiğit ve hanedan gönülleri tüm Çerkeslere gönüller dolusu mihnet ve teşekkürlerimi sunuyorum. Ve biliyorum ki, onların kutsi emekleri, vatansever duyguları ve asil ruhlarından kazanan sadece Türkiyemiz değil, tüm Dünya olduğunu görüyor, ahirete intikal edenlerine Allah’tan rahmet, yaşayan birbirinden seçkin değerlerine sağlık ve uzun ömürler diliyorum. Var olun aziz ve asil soylu Yağlıpınarlılar.
Ekleme Tarihi: 23 Ekim 2024 - Çarşamba

Yağlıpınar Kafkas Festivali Aziz Ve Asil Soylu Karaçaylar-Malkarlar

Azameti ve asaletiyle Kafkas coğrafyasının en asil güzelliğini oluşturan Elbruz Dağlarının eteklerinde bereketli topraklar, pırlanta göller, binbir çeşit çiçekler, rengarenk kuşlar, zümrüt ormanlar ve cenneti andıran nakış nakış güzelliklerle süslü masal gibi bir diyarların sahibi, Dünyanın en güzel insanları Karaçay ve Malkarlardan bahsedeceğim sizlere.

Bilirsiniz ki cömertlik, misafirperverlik, erdem ve fazilet denilince herkesin aklına ilk gelen Çerkesler, bulundukları her yere değer katan, saygı, sevgi hiyerarşisini en candan ve en samimi uygulayan, milli-manevi değerlerine özünden bağlı, ülkesine aşık, ülküsüne sadık, ilkesinde kararlı aziz ve asil soylu yüce bir millettir.  

            Makam, ünvan, mevkii, statü ayırt etmeden, kim olursanız olun, nerden gelirseniz gelin, evlerine, köylerine yolunuz düşmeyegörsün. Emsalsiz bir güleryüzle karşılanır, eşsiz ilgi ve ikramlara boğulur, konuk kimliğinizle başlarına taç olursunuz. Görgü, bilgi, saygı ve erdemin en yücesine şahit olurken, çocuğundan yaşlısına hepsinin asaletine hayran kalırsınız.

            Geçtiğimiz 20 Ekim Pazar günü Gölbaşı Kafkas Derneğinin Efsane Başkanı TOLGA GENCER, Yağlıpınar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Platformunun Bilge Yöneticisi Zahide BALCI, Yağlıpınar Mahallesinin çalışkan Muhtarı İbrahim MİRZA ve Ressamların Kraliçesi diye bilinen dünyaca ünlü değerimiz Vicdan KARA BEK önderliğinde öyle bir Kafkas Şöleni tertip edildiki, bu zaman kadar tüm gördüklerinizi unutun derim.

Kafkas coğrafyasının tarihi, kültürü, folklorik motifleri, etnografik aksesuarları,halk  dansları, kahramanlık hikayeleri, musiki figürleri, mimari desenleri, damak çatlatan gastronomisi, gönül doyuran sohbet gelenekleri, donanımlı insan değerleri ve tüm sanatsal zenginlikleriyle gelen herkesi büyülediler.

STK arenalarında faaliyet gösteren tüm yöneticilerin Başkanların Kralı dediği Gölbaşı Kafkas Dernekleri Başkanı Tolga GENÇER’le programlarıyla iligili bizlere şöyle dedi. “Güzel insanlar biliyorsunuz ki dernek, federasyon, vakıf, konfederasyon vs. gibi oluşumlarının kuruluş gayeleri ve asli görevi acı-tatlı günlerde kenetlenip, sosyal ve finansal imkanlar dahilinde yardımlaşıp samimi dayanışmalar sergilemektir. Temsil edilen kültürün tarihi derinliği, folklorik motifleri, geleneksel ritüelleri, gastronomik zenginliği, coğrafik desenleri, ölümsüz değerleri, etnoğrafik aksesuarları ve o kültürü faklı kılıp öne çıkaran tüm detay unsurlarıyla tanıtmak, anlatmak, aktarmak ve heralanda saygınlık kazandırmak gerçek amaç olmalıdır.” Dedi.

Festivalin onur konuklarından Yakapınar Karaçay Malkar Derneğinin Efsane Başkanı Faruk KAYA’da; “Havası, suyu, toprağı ve güleryüzlü insanlarıyla altın gönüllere sahip Karaçay-Malkar Çerkeslerinin yardımseverlik, misafirperverlik, vefa, cömertlik, fedakarlık ve herkese örnek olmasını amaçladığımız imrenilir bağlılık erdemlerini tüm Dünya milletleri görsün istiyoruz.” Dedi.

            Köyü, köylüsü, milleti ve memleketi için samimi emekler harcayıp örnek hizmetler üreten Yağlıpınar Mahallesi Muhtarı İbrahim MİRZA’da diyor ki; “Nerde bir fedakarlık, nerde bir kahramanlık hikayesi, nerde bir erdemli güzellik varsa orda mutlaka bir Çerkesin adı ve imzası olur. Kuruluş yıldönümüne denk getirerek başlattığımız bu enfes şöleni inşallah gelenekselleştireceğiz ve her yıl dahada mükemmelini yapacağız. Kaynaşma ve dayanışmaya yönelik gezi, piknik, şenlik, iftar, kültürel organizasyon, tanıtım faaliyetleri  vs. gibi birbirinden renkli organizasyonlarla sürekli biraya gelip milli birlik, beraberlik, komşuluk akrabalık ve hemşehrilik bağlarını dahada güçlendireceğiz. Atalarımızdan miras misafirperverlik, tevazu ve cömertliği liyakatla uygulayıp, kültür ve geleneklerimizi deforme etmeden liyakatla sergileyeceğiz.” dedi. 

Kısıtlı imkanlarına rağmen metropol kentlerin bile yapamayacağı çok kusursuz bir organizasyon gerçekleştirdiler. Ressamlık Sanatının Ordinaryüsü Sihirli Fırça Vijdan KARA BEK resimleriyle, Prof.Dr. Ufuk TAVKUL kitaplarıyla, Dünyaca ünlü Karikatürist Emrah ARIKAN da hayran bırakan eserleriyle yer aldığı bu buluşma, muhteşem bir şenlik havasında geçti.

Avrupai görgüsü, kültürel donatısı, bilge şahşiyeti ve mükemmel hitabetiyle Türkiye’nin en güzel konuşan hanımefendisi statüsündeki Yağlıpınar Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Zahide BALCI festivalle ilgili bizlere; “Rakımı Avrupa’nın, sevgisi  gönüllerin, özlemiyse tüm yüreklerin zirvesinde baki Karaçay-Malkar coğrafyasının emsalsiz erdemini, kanaatkar tevazusunu, imrenilir kültürü ve asaletli geleneklerini liyakatla yaşayıp yaşatmaya devam edeceğiz. Zaten kültür ve gelenekler tarihsel birikimle şekillenen, aile ve toplumun birlikte besleyip büyüttüğü birbirinden yüce değerler silsilesidir. Karaçaylar, Balkarlar, Adigeler ve tüm Çerkesler ata topraklarına ve yaşadığı her memlekete aidiyet duygusu eşsiz, toplumsal bilinci yüksek, milli, manevi, kutsi tüm değerlerine özünden bağlı, sadık ve sadakatli millettir.” Dedi.

Resim Sanatının Ordinaryüsü Sihirli Fırça Vijdan KARA BEK Hocam diyor ki; “Dünyanın neresinde olursa olsun bir Çerkes’in acısı hepimizi birden yaralar. Sevincide öyle, anında hepimize birden yansır. Asaletli ve omurgalı insanlarıyla bilinen Karaçay-Malkarların yüreğindeki eşsiz vatanseverlik, ülkü, ülke, ilke ve bayrak tutkusu tüm milletlerin takdirindedir. Bizde çocuklarımıza ve gelecek nesillerimize bu emsalsiz karakterlerimizle birlikte duyarlı gönlümüzü, yardımsever ruhumuzu, töre ve geleneklerimizi gurur ve övünçle aktarmaya devam edeceğiz. Sadece benim değil, en küçüğümüzden, en büyüğümüze tüm Karaçayların Türkiyemiz ve Özvatanımız için yapamayacağı hiçbir fedakarlık yoktur. Biz ülkemize, ülkümüze ve ilkemize olan sadakatle kutsal bildiğimiz topraklarımıza çekinmeden can vermeye yemin edip, atalarımızdan gördüğümüz hanedanlık, hürmet, hizmet, izzet ve ikramları yine aynı cömertlikte yaşamaya ve yaşatmaya and içtik.” Dedi.

Kafkas kültürlerini Dünyada en etkili ve en nitelikli tanıtan kültür abidesi kıymet Karaçay Malkar Federasyonu Başkanı Hüsameddin KORKMAZ Başkanımda diyor ki; “Biz Karaçay ve Malkarların insani, irfani ve insafi yönü çok duygulu ve hassastır. Sadece ülkemizde değil, dünyanın neresinde olursa olsun bir mağdur insan yatağına aç girse önce bizim iştahımız kesilir. Kurduğumuz empatiyle aynı acıyı bizde anında yüreğimizde hissederiz. O mazluma nasıl dokunabiliriz, ne yapabiliriz düşüncesiyle kahroluruz. Biz tüm insanlara, tüm canlılara ve tüm doğaya eşsiz bir merhamet, emsalsiz bir incelikle yaklaşırız. Çünkü Kafkas coğrafyası yüreği güzel, ince ruhlu, merhamet abidesi insanların yurdudur.” Dedi.

Bilgisi, kültürü ve donanımıyla Çerkes kültürünü Dünyada en iyi tanıtan kıymetlerden biride Başkent Karaçay Derneği Başkanı Naile BAHÇE’de o programdaydı. Bir hanımefendilik, nezaket ve zarafet abidesi olan Sayın Naile Bahçe Hoca diyorki; “Kafkas coğrafyası tarifsiz güzelliği ve göz kamaştıran ışıltısıyla Dünyanın incisi konumundadır. Bu zümrüt coğrafyanın yakut insanları vatanına, milletine, bayrağına farklı bir tutkuyla bağlıdır. Sevinç ve acılarda Petunya çiçekleri kadar duygulu, Begonviller kadar zarif, krizantemler kadar asildir.” Diyor.

            Dünya medeniyetleri arasında en özel ve en saygın yere sahip asalet dolu Çerkes kültürü ve geleneklerini nesilden nesile aktarmayı amaçlayan bu festivalde, Kafkas halk dansları, sohbet gelenekleri, folklorik motifler, kol taşı, çuval yarışı, ağızda kaşıkla yumurta taşıma, toy-tepsev denilen düğün yarışları vs gibi ismini sayamadığım kültürel desenlerle süslü birçok bölgesel zenginlikler sergilendi.

Sanat, siyaset, bürokrasi ve akademik camianın eser ve erdemlerini takdirle örnek gösterdiği bilge değerlerden Çerkes Derneği yöneticileri Yusuf HATUK, Şafak ÖZEN, Tolga GENÇER, Zahide BALCI, Naile BAHÇE ve Ressam Vijdan KARA BEK; katılan konuklara bölge tarihi ve kültürüyle ilgili çok detaylı bilgiler sundular.  

Emeğinde samimi, ekmeğinde cömert, sofrası açık, gönlü emsalsiz hanedan Yağlıpınar halkıda herkesi kendi evlerine gelmiş gibi candan ağırladılar. Aktüel faaliyetlerde, yardımlaşma, dayanışma, kültürel tanıtım, birlik-beraberlik şenlikleri, tanışma-kaynaşma buluşmaları, acı ve sevinçlerin paylaşımı, sıla-ı rahim ziyaretleri, hasta-mağdur, yaşlı takipleri, kısaca kibarlık ve inceliklerle süslü birçok güzelliği layıkı ve liyakatıyla sergileme parkurunda asla rakip tanımadıklarını ispat ederek herkesin alkışlarını aldılar, gönüllerini fethettiler. . 

Yağlıpınar’ın Kuruluş Yıldönümü ve Kafkas Festivali adı verilen bu şenliğe kültürüne hakim, kurulları ve kurallarıyla insanını yücelten çok nitelikli Çerkes Federasyonları ve dernekleride iştirak etti. Karaçay Malkar Federasyonu Başkanı Hüsameddin Korkmaz, Ankara Çerkes Derneği Başkanı Yusuf Hatuk, Şimali Kafkas Derneği Başkan Yadımcısı ibrahim Işıldar, Mingitav Derneği Başkan Yadımcısı Selim İtez, Başkent Karaçay Derneği Başkanı Naile Bahçe, Çifteler Karaçay Malkar Derneği Yöneticileri ve Yakapınar Karaçay Malkar Derneği Başkanı Faruk Kaya gibi diplomasi inceliğinde temsil yetisine sahip milletini yücelten karizmatik değerler katıldı. Gölbaşı Belediye Başkanı, Kaymakamı, milletvekilleri, bürokratlar, sanatçılar ve kültürüne özlem duyan Kafkas göçmenleride oradaydı.  

Babacan gönülleri ve vizyoner emekleriyle Başkentin en kral muhtarları olarak bilinen Hacımuratlı Mahallesi Muhtarı Uğur AÇIK ile Oğulbey Mahallesi Muhtarı Mustafa CEBECİ’yle de konuştuk. Diyorlar ki; “Ülkemizde yaşayan Karaçay-Malkar-Adige ve tüm Çerkeslerin saygılı yaşamlarını hep güzel yerlerde güzel insanlardan duyuyor, milletimiz adına gururlanıyoruz. Dünya medeniyetlerinin yüz akı bu eşsiz insanların sadece saygılı ve cömert yaşamları değil aynı zamanda saygın şahsiyetlerini, emsalsiz misafirperverliklerini, hanelerine konuk olan herkesi çok yücelttiklerini gören herkes zaten takdir ediyor. Anadolu kültürüyle uyumlu Çerkes hanelerinde onların ekmeğini yemeyen, yardım ve iyiliklerini görmeyen kimse kalmamıştır. Bu yüzden en büyük saygıyı, en samimi duaları ve gerçek sevgiyi herzaman Çerkesler hakeder.” Dediler.        

Yeryüzünün en egzotik, en masalsı ve en güzel coğrafyası olarak bilinen Kafkasların en asil milleti olan Çerkeslerin doğa, insan, bitki ve hayvan sevgilerinin, vefa, yardımlaşma ve dayanışma duygularının inanın emsali yoktur. Soğuk-sıcak, savaş-barış, açlık-kıtlık hangi gerekçeyle olursa olsun antik çağdan beri Kafkaslardan hiç ayrılmamış tek yerli halk.. Helede Elbruz Dağının iki yamacında yaşayan pırlanta kalpli Karaçaylar ve Malkarlar adeta bir kanatsız melek.. Zümrüt Elbruz Dağlarının kartallar kadar özgür, ceylanlar kadar masum bu güzel insanlarının huzuru, 1920'li yıllarda Sovyetler'in Kollektivizim denen politikası dahilinde rakımı yüksek yerleşkelerinden koparılıp düz zeminlere kurulan köylere iskanla bozulmuş.  

Dahası, 1864 yılından beri üzerlerinde oynanan sürgün politikaları, 1885 ve 1886’lı yıllarda tekrarlanmış, 1905 ve 1906’lı yıllarda Ata topraklşarında bir nevi etnik temizliğe uğramışlar, 2. Dünya savaşı öncesi ve aşamalarında ise Alman ordusuyla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle bu zulümler tekrarlanarak 1944 yılında kahreden bir soykırım ve sürgüne daha uğramışlar. Karaçaylar Kazak steplerine, Balkarlar Kırgız dağlarına yollanmışlar. Sadece oralaramı?.. Osmanlı Devletine, Sibirya Tundralarına, Türkmenistan çöllerine yani hiç alışık olmadıkları farklı farklı iklimlere, farklı farklı coğrafyalara sürülmüşler. Oysaki Almanların bölgeyi işgali sırasında binlerce Malkar ve Karaçaylı Sovyet ordusunda askermiş. Etnik soykırım ve sürgünler sırasında çok kayıplar vermişler, bir ara toprakları Gürcistan’a bağlanmış, onlardan boşalan yerlere Svanlar yerleştirilmiş.  

Hani dedim ya Karaçaylar ve Malkarlar Dünyanın en aziz ve en asil soylu milleti diye. Dürüstlük abidesi has karakterleriyle gittikleri her yerde sevilmiş, değer görmüşler. Ellerinde olanı cömertçe paylaşmış, mazluma ve mağdura tüm imkanlarıyla kol kanat gerip yardıma koşmuşlar. Zalime, zulümkara ilk onlar başkaldırmış, vatan ve hürriyet uğruna cesurca can vermişler. Türk Kurtuluş Savaşının her aşamasında yer aldıkları gibi, Libya’ya, Suriye’ye gidenler orduda üst düzey mevkilere gelmiş, Ürdün’e göçenler başkent Amman’ı kurmuş, hatta Mısır devletinin kurucu unsurları arasında bulunmuşlar. 

Karaçay ve Balkarlara son sürgünlerinde geçen bir 14 yılın ardından 1956’da itibarları geri verilsede eski huzuru bir türlü tesis edememişler. 1926 öncesinde olduğu gibi Karaçay-Çerkes Özerk Oblastı’yı yeniden kurup, yerlerinden koparılan birçok Balkar ve Karaçay geri getirilmeye başlanmış, fakat tam istedikleri ortamı bulamayınca 1991’de başkent Çerkessk olan Karaçay Çerkesya ve Nalçik olan Kabarday Balkarya özerk cumhuriyetleri statüsüyle Rusya Federasyonuna dahil olmuşlar.

            Aslında hepsinin tek kökeni Çerkes ama, milli birlik ve beraberliklerini bozma amaçlı sürgün ve iskanlar nedeniyle oluşan coğrafik kopukluğu iyi değerlendiren Sovyet politik oyunları kimine Adige, kimine Şapsığ, kimine Kabardey, Kimine Balkar, kimine Karaçay, kimine Çeçen, kimine İnguş falan diyerek etnik kabileler oluşturmuş. Ama ne amaç güdürlürse güdülsün bu asil milletin asaletine hiçbir zarar verememişler. 

Hanedan asaletleri, açık sofraları ve eşsiz güleryüzleriyle bizleri karşılayan Yağlıpınarlılara kucaklar dolusu çiçek, gönüller dolusu selamlar gönderiyoruz. İnsan kalitesinin en yüksek, erdem ve tevazunun en yüce, paylaşım ve himayenin yürekten, dostluk ve vefanın en samimi, en şahsiyetli ve en sadakatlisinin uygulandığı Yağlıpınar’ın helal ekmeği, ve cömert gönülleri hürmetine Cenab-ı Allah zaten burayı güzel insanlarla, bereket ve güzelliklerle süslemiş.  

Kalitesi, kalibresi ve karakterleriyle hem kendilerine hemde temsil ettikleri asil kültüre tarifsiz saygınlık kazandıran Yağlıpınlarlıların Dernek Başkanına, yönetim kurullarına, üyelerine, muhtarına, Kafkas coğrafyasının yiğit ve hanedan gönülleri tüm Çerkeslere gönüller dolusu mihnet ve teşekkürlerimi sunuyorum. Ve biliyorum ki, onların kutsi emekleri, vatansever duyguları ve asil ruhlarından kazanan sadece Türkiyemiz değil, tüm Dünya olduğunu görüyor, ahirete intikal edenlerine Allah’tan rahmet, yaşayan birbirinden seçkin değerlerine sağlık ve uzun ömürler diliyorum.

Var olun aziz ve asil soylu Yağlıpınarlılar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.