Dünya; savaşların yol açtığı yıkımlar; açlık ve iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık, kıtlık, gibi felaketlerle boğuşurken Türkiye tarihi bir seçime gidiyor. Geçmişte çok gördük, seçim öncesinde bazı vaatler verilir. Bunlar genellikle tüm sorunları şu kadar sürede çözeriz ya da herkese ev ve otomobil gibi ‘çılgın’ söylemleri içerir. Bu vaatlerde bulunanlardan biri iktidara geldiğinde söylediklerinin tersi işler yapınca vatandaş büyük bir hayal kırıklığına uğrardı. Ömrünü bu ülkeyi sevmeye adamış biri olarak ve de hiçbir partiyi ve şahsı kastetmeden, “Türkiye’yi 6 ayda düze çıkarmak mümkün” diyor ve görüşümü, “Verin iktidarı görün çözümleri” şeklinde netleştiriyorum. Bu çerçevede, bazı duygularımı, düşüncelerimi de sizlerle şöyle paylaşmak istiyorum: Tanıyanlar bilir; diktatör zihniyetli değilim, bu düşünceyi taşıyanlara da karşıyım. Öncelikle şunları vurgulamak isterim: Demokrasi, Cumhuriyet, Atatürk aşığıyım. “Önce vatan, önce millet” diyenlerdenim. Ve işte reçetem: 1- Devlet dairelerine liyakatli kişilerin göreve getirilmesi, 2- İhale yasalarının şeffaf yapılması, 3- İsrafın önlenmesi, 4- Bazı siyasilerin iş takiplerinin yasaklanması, 5- Milletvekillerini halkın seçmesi, parti genel merkezlerinin sultasının kaldırılması, 6- İdam cezasının getirilmesi, ucuz kahramanlıkların cezalandırılması, 7- Hukukun adil uygulanması, 8- Kuvvetlinin, zayıfı ezmesinin önlenmesi, 9- Atatürk ilke ve inkılaplarının uygulanması, 10- Şehit ve Gazilerimize layık oldukları saygının gösterilmesi, 11- Sapıkların, hırsızlık yapanların en ağır cezaya çarptırılması, 12- Vatana, cana kastedenlerin idam edilmesi, 13- Peşkeşin yok edilmesi, 14- Namuslu insanlardan kurulu bir denetim mekanizması oluşturulması, 15- Eğitim, öğretimin sil baştan ele alınması, 16- Devlet bütçesinin korunması, Atatürk’ün yaktığı meşalenin ardından yürünmesi, 17- Dini istismar edenlerin Müslümanlığın özel kalem müdürü kesilmelerinin önlenmesi, inancın aracılardan kurtarılması ve Allah ile kul arasında yaşanmasının sağlanması… Evet, bu bağlamda uygulamalar gerçekleşsin, siz o zaman Türkiye’nin değil Ay’a, Mars’a çıktığına şahit olursunuz… Yukarıda yazdıklarımı uygulamak elzemdir ve hiç de zor değildir. Yetki bende olursa, bu yazdıklarıma karşı çıkacakları Yozgat - Ankara arasına kurulacak darağaçlarında sallandırmak da boynumun borcudur… Herkes hayal kurabilir, ben de böyle bir hayal kurdum!