Mehmet Akif Işık
Köşe Yazarı
Mehmet Akif Işık
 

“Bir Zamanlar Devlet Memurluğuna Giriş” Eğitimde Nereden Nereye Geldik…

Eskiden Devlet Memurluğuna girebilmek için KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) yoktu.  Her kurum alacağı personel için ya Bakanlık merkezinde veya hangi il için eleman alınacaksa o ilde sınav yapar ve sınavı kazananlardan kadro sayısı kadarını Devlet Memuru olarak işe alırdı. Hatta bir ara “Sınav Kazandı Belgesi” diye garip bir şey çıkarmışlardı.  Buna göre herhangi bir kurumda memuriyet sınavına girip 50 puanın üzerinde not alanlar sınavı kazanmış kabul ediliyor, ancak kadro sayısı yeterli olmadığı için, puan sıralamasına göre atanamadıklarından dolayı bu kişilere, “Devlet Memurluğu Giriş Sınavını” kazandığını belgeleyen bir yazı veriliyordu (Bu yazıya “Sınav Kazandı Belgesi” diyorlardı). Bu belgeyle de (Şayet torpili varsa) başka kurumlarda herhangi bir sınava tabi tutulmadan boş kadrolara atanabiliyordu. Ancak zaman içerisinde bu konuda da sahtekârlıklar yapılmaya başlanmıştı. Gerek sınavlardaki usulsüzlükler ve gerekse  “Sınav Kazandı Belgesi”nin sahteliği ile ilgili birçok iddia Teftiş Kurullarına iletilmeye başlanmıştı. İddialar genellikle; soruları doğru cevaplamadığı, dolayısıyla sınavı kazanmadığı halde bazı kişilerin sınavı kazanmış gibi gösterilerek işe alındığı. Yazılı sınavı kazanamadığı halde mülakata (sözlü sınava) alınıp sınavı kazandırılıp işe alınanlar olduğu.  Ayrıca; “Sınav Kazandı Belgesi” getirenlerin aslında o kurumda hiç sınava girmediği veya o kurumda sınav yapılmadığı halde sanki sınav yapılmış ve sınavı kazanmış gibi gösterilerek belge verildiği şeklinde idi.  Şikâyetlerin artması üzerine Teftiş Kurulları harekete geçmişti. Bir müfettiş olarak bana da, başka bir müfettiş arkadaşımla birlikte, 23 vilayette bu konuda inceleme ve soruşturma yapma görevi verilmişti. 1978-1980 yılları arasında yapılan sınavları ve o dönemde işe alınanların alım şeklini soruşturacaktık. Öncelikle, soruşturma dönemi içerisinde Bakanlığımıza bağlı kurumlara eleman alınıp alınmadığı ve alındı ise ne şekilde alındığı, sınav kazandı belgesi ile alınanların o sınava girip girmedikleri konusunda bu vilayetlere birer yazı göndermiş ve bize cevabı geldikten sonra de o illere giderek inceleme ve soruşturmamızı yapmıştık. Elbette ki çok enteresan olaylar bizi bekliyordu. Öncelikle Bakanlık merkezinde incelememizi sürdürmüştük. Yazılı sınavı kazanmadığı halde sözlü sınava tabi tutulup işe alınanlarla ilgili soruşturmamız sırasında; ilgili şube müdürüne sorduğumuz soruya aldığımız cevap karşısında gülmek mi yoksa ağlamak mı gerektiğini birbirimize sormuştuk. Sorumuz; “Sınav yönetmeliğinde yazılı sınavı kazananlar sözlü sınava (mülakata) alınır” hükmü bulunmasına rağmen neden yazılı sınavı kazanamayan bu kişiyi sözlü sınava tabi tutup işe aldınız”. Şeklinde idi. Aldığımız cevap: “Ama müfettiş bey yönetmelikte yazılı sınavı kazanamayan sözlü sınava alınmaz denmiyor ki” idi.   Şimdi buna güler misiniz, ağlar mısınız? Bir Belde Belediyesinden aldığı “Sınav kazandı belgesi” ile işe giren memurla ilgili olarak o belediye ile yaptığımız yazışmamıza verilen cevapta: Belediyelerinde sınav yapılmış olduğu ve ilgili kişinin bu sınavı kazandığı cevabı gelmiş, yazının ekine de; sınav yapıldığını belgeleyen Belediye Encümen Azalarının imzalarını taşıyan bir tutanak eklenmişti. Tutanağa baktığımda imzaların atılış şekli dikkatimi çekmiş ve diğer müfettiş arkadaşıma bu tutanakta bir gariplik olduğunu, imzaların sahte olabileceğini söylemiş ve o beldeye gidip soruşturma yapmıştık: Soruşturma sırasında tutanağı gösterdiğimiz Belediye Encümen Azaları bu imzaların kendilerine ait olmadığını ve böyle bir sınav yapılmadığını belirtmişlerdi. Tutanağı bir üst yazı ile bize gönderen Belediye Başkan Vekilini sorduğumuzda da; bu şahsın “dağa çıktığı” söylenmişti. Bakanlığımıza bağlı taşra birimlerinde yapılan sınavları kazanarak Devlet Memuru olarak işe alınanların sınav kâğıtlarını incelediğimizde yanlış cevap veren bazı adayların da sınavı kazanmış gibi gösterildiğini tespit etmiş ve sorulan sorulara verilen enteresan cevapları not almaya başlamıştım. İşte; ilk, orta ve lise eğitiminin ne derece sağlıklı olduğunun göstergesi olan ve bundan sonra KPSS’ye girecek memur adaylarına yardımcı olabilecek(!) bazı sorular ve cevapları, sınav kâğıtlarında yazıldıkları şekliyle aşağıya aynen aldım. (Soru ve cevaplar sadece bir Vilayete ait değil değişik Vilayetlerden derlenmiştir.) Soru: İsim nedir, kaç çeşittir: Cevap: İsim bir cümledir ve bir eşyanın ismidir ve bir insanında ismidir. İsim 29 tanedir A.B.C…..Z ve iki türlü isim vardır. 1. Büyük harftir 2. Küçük harftir ve biri kalın seslidir ve biri ince seslidir. İsim ikiye ayrılmıştır. Soru: Herhangibir resmi daireye girebilmek için müracaat dilekçesi yazınız. Cevap: Kaymakamlık Makamına Bir memur alınmakta olduğunu ilanı okuyunca öğrendim,  şartlarına göre kendimi bu işi layık buldum ve şartlarını kabul ederek dilekçemin kabul edilmesini arz ederim. Soru: İlçenizdeki tarihi eserleri sayınız. Cevap: Eser bulunan yerler saatçi Mustafanın bahçesi, Bademlikteki caminin yerinde başka bildiğim yok. (Saatçi Mustafa’yı da ihbar etmiş oldu) Soru: Kaç türlü yönetim vardır. En iyisi hangisidir. Cevap: Sıkı yönetim normal yönetim en iyisi sıkı yönetimdir. Soru: Karanlık, uzun, geniş, yüksek kelimelerinin zıt anlamlarını yazınız. Cevap: Akşamları elektrik kesintisi uzun sürdüğü zaman – Zıt –niye kesildi. Soru: Sakla samanı gelir zamanı. Atasözünden ne anlıyorsunuz. Açıklayınız: Cevap:  Açıklaması; paraya ihtiyacın oldu başka bir eşyaya ihtiyacın olur arkadaşımız var olan eşyayı inkar eder biz de söyleriz onunda bir gün ihtiyacı olacak biz komşuya gideriz ihtiyacımız için komşu bize de yok der bir gün olur o komşu da bize gelce biz de o komşuya yok deriz her şey karşılıktır açıklaması budur. Soru:  “Bugünün işini yarına bırakma” ata sözünü açıklayınız. Cevap: Bugünkü işini yarına bırakma ki yarınki işinide geriye bırakma. Bu günkü işini yarına bırakan haindir. Soru:  İstanbul kim tarafından, hangi tarihte, kimlerden alınmıştır. Cevap: İstanbul Fati Sultan Süleyman almıştır. İngiliz, Yunanistan Bulgaristandan almıştır.         Soru: “Ağaç yaş iken eğilir” atasözünden ne anlıyorsunuz. Cevap: İnsanlar küçükken eğitilir. Çünkü yaşlandığı zaman ne desen anlamaz. Soru: İncecikten bir kar yağar  Tozar elif elif diye Ak elleri kalem tutar  Yazar elif elif diye  a) Dörtlüğünün temasını (Ana duygusunu) belirtiniz. b) Dörtlükten ne anladığınızı açıklayınız. Cevap: a)Karacaoğlan’ın Elif’e karşı duygularını anlatıyor. b) Elifin un elemesi ve hamur açışı konu ediliyor.      Soru: Metrenin as ve üst katlarını yazınız: Cevap: Kilometre, Hakimetre,  Dekimetre, Termometre. Soru:  “İğneyi kendine batır sonra çuvaldızı ele batır” atasözünü açıklayınız. Cevap: Bu bir dikiş makinası olabilir Sorulara yukarıdakilerin dışında çok daha değişik cevaplar verenler de vardı. Ancak daha fazla uzatmamak için sadece birer cevabı yazdım. Bu cevapları verenler sınavı kazandırılmış ve Devlet Memuru olarak işe alınmıştı.  Şimdi gelin hep birlikte bunların aldığı eğitime ağlayalım mı gülelim mi? Acaba bu sorular şimdi sorulsa bunlara benzer cevaplar alınır mı? Televizyon programlarında yapılan yarışmalarda sorulan sorulara verilen cevaplara bakacak olursak, sanıyorum şimdi de aynı durumlarla karşılaşabiliriz. Ah… eğitim ..Ah..demekten başka ne yapabiliriz ki.  Hoşça kalınız. 
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2022 - Pazartesi

“Bir Zamanlar Devlet Memurluğuna Giriş” Eğitimde Nereden Nereye Geldik…

Eskiden Devlet Memurluğuna girebilmek için KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) yoktu.  Her kurum alacağı personel için ya Bakanlık merkezinde veya hangi il için eleman alınacaksa o ilde sınav yapar ve sınavı kazananlardan kadro sayısı kadarını Devlet Memuru olarak işe alırdı. Hatta bir ara “Sınav Kazandı Belgesi” diye garip bir şey çıkarmışlardı.  Buna göre herhangi bir kurumda memuriyet sınavına girip 50 puanın üzerinde not alanlar sınavı kazanmış kabul ediliyor, ancak kadro sayısı yeterli olmadığı için, puan sıralamasına göre atanamadıklarından dolayı bu kişilere, “Devlet Memurluğu Giriş Sınavını” kazandığını belgeleyen bir yazı veriliyordu (Bu yazıya “Sınav Kazandı Belgesi” diyorlardı). Bu belgeyle de (Şayet torpili varsa) başka kurumlarda herhangi bir sınava tabi tutulmadan boş kadrolara atanabiliyordu. Ancak zaman içerisinde bu konuda da sahtekârlıklar yapılmaya başlanmıştı. Gerek sınavlardaki usulsüzlükler ve gerekse  “Sınav Kazandı Belgesi”nin sahteliği ile ilgili birçok iddia Teftiş Kurullarına iletilmeye başlanmıştı.

İddialar genellikle; soruları doğru cevaplamadığı, dolayısıyla sınavı kazanmadığı halde bazı kişilerin sınavı kazanmış gibi gösterilerek işe alındığı. Yazılı sınavı kazanamadığı halde mülakata (sözlü sınava) alınıp sınavı kazandırılıp işe alınanlar olduğu.  Ayrıca; “Sınav Kazandı Belgesi” getirenlerin aslında o kurumda hiç sınava girmediği veya o kurumda sınav yapılmadığı halde sanki sınav yapılmış ve sınavı kazanmış gibi gösterilerek belge verildiği şeklinde idi.  Şikâyetlerin artması üzerine Teftiş Kurulları harekete geçmişti. Bir müfettiş olarak bana da, başka bir müfettiş arkadaşımla birlikte, 23 vilayette bu konuda inceleme ve soruşturma yapma görevi verilmişti. 1978-1980 yılları arasında yapılan sınavları ve o dönemde işe alınanların alım şeklini soruşturacaktık. Öncelikle, soruşturma dönemi içerisinde Bakanlığımıza bağlı kurumlara eleman alınıp alınmadığı ve alındı ise ne şekilde alındığı, sınav kazandı belgesi ile alınanların o sınava girip girmedikleri konusunda bu vilayetlere birer yazı göndermiş ve bize cevabı geldikten sonra de o illere giderek inceleme ve soruşturmamızı yapmıştık. Elbette ki çok enteresan olaylar bizi bekliyordu. Öncelikle Bakanlık merkezinde incelememizi sürdürmüştük. Yazılı sınavı kazanmadığı halde sözlü sınava tabi tutulup işe alınanlarla ilgili soruşturmamız sırasında; ilgili şube müdürüne sorduğumuz soruya aldığımız cevap karşısında gülmek mi yoksa ağlamak mı gerektiğini birbirimize sormuştuk. Sorumuz; “Sınav yönetmeliğinde yazılı sınavı kazananlar sözlü sınava (mülakata) alınır” hükmü bulunmasına rağmen neden yazılı sınavı kazanamayan bu kişiyi sözlü sınava tabi tutup işe aldınız”. Şeklinde idi. Aldığımız cevap: “Ama müfettiş bey yönetmelikte yazılı sınavı kazanamayan sözlü sınava alınmaz denmiyor ki” idi.   Şimdi buna güler misiniz, ağlar mısınız?

Bir Belde Belediyesinden aldığı “Sınav kazandı belgesi” ile işe giren memurla ilgili olarak o belediye ile yaptığımız yazışmamıza verilen cevapta: Belediyelerinde sınav yapılmış olduğu ve ilgili kişinin bu sınavı kazandığı cevabı gelmiş, yazının ekine de; sınav yapıldığını belgeleyen Belediye Encümen Azalarının imzalarını taşıyan bir tutanak eklenmişti. Tutanağa baktığımda imzaların atılış şekli dikkatimi çekmiş ve diğer müfettiş arkadaşıma bu tutanakta bir gariplik olduğunu, imzaların sahte olabileceğini söylemiş ve o beldeye gidip soruşturma yapmıştık: Soruşturma sırasında tutanağı gösterdiğimiz Belediye Encümen Azaları bu imzaların kendilerine ait olmadığını ve böyle bir sınav yapılmadığını belirtmişlerdi. Tutanağı bir üst yazı ile bize gönderen Belediye Başkan Vekilini sorduğumuzda da; bu şahsın “dağa çıktığı” söylenmişti.

Bakanlığımıza bağlı taşra birimlerinde yapılan sınavları kazanarak Devlet Memuru olarak işe alınanların sınav kâğıtlarını incelediğimizde yanlış cevap veren bazı adayların da sınavı kazanmış gibi gösterildiğini tespit etmiş ve sorulan sorulara verilen enteresan cevapları not almaya başlamıştım. İşte; ilk, orta ve lise eğitiminin ne derece sağlıklı olduğunun göstergesi olan ve bundan sonra KPSS’ye girecek memur adaylarına yardımcı olabilecek(!) bazı sorular ve cevapları, sınav kâğıtlarında yazıldıkları şekliyle aşağıya aynen aldım. (Soru ve cevaplar sadece bir Vilayete ait değil değişik Vilayetlerden derlenmiştir.)

Soru: İsim nedir, kaç çeşittir:

Cevap: İsim bir cümledir ve bir eşyanın ismidir ve bir insanında ismidir. İsim 29 tanedir A.B.C…..Z ve iki türlü isim vardır. 1. Büyük harftir 2. Küçük harftir ve biri kalın seslidir ve biri ince seslidir. İsim ikiye ayrılmıştır.

Soru: Herhangibir resmi daireye girebilmek için müracaat dilekçesi yazınız.

Cevap: Kaymakamlık Makamına

Bir memur alınmakta olduğunu ilanı okuyunca öğrendim,  şartlarına göre kendimi bu işi layık buldum ve şartlarını kabul ederek dilekçemin kabul edilmesini arz ederim.

Soru: İlçenizdeki tarihi eserleri sayınız.

Cevap: Eser bulunan yerler saatçi Mustafanın bahçesi, Bademlikteki caminin yerinde başka bildiğim yok. (Saatçi Mustafa’yı da ihbar etmiş oldu)

Soru: Kaç türlü yönetim vardır. En iyisi hangisidir.

Cevap: Sıkı yönetim normal yönetim en iyisi sıkı yönetimdir.

Soru: Karanlık, uzun, geniş, yüksek kelimelerinin zıt anlamlarını yazınız.

Cevap: Akşamları elektrik kesintisi uzun sürdüğü zaman – Zıt –niye kesildi.

Soru: Sakla samanı gelir zamanı. Atasözünden ne anlıyorsunuz. Açıklayınız:

Cevap:  Açıklaması; paraya ihtiyacın oldu başka bir eşyaya ihtiyacın olur arkadaşımız var olan eşyayı inkar eder biz de söyleriz onunda bir gün ihtiyacı olacak biz komşuya gideriz ihtiyacımız için komşu bize de yok der bir gün olur o komşu da bize gelce biz de o komşuya yok deriz her şey karşılıktır açıklaması budur.

Soru:  “Bugünün işini yarına bırakma” ata sözünü açıklayınız.

Cevap: Bugünkü işini yarına bırakma ki yarınki işinide geriye bırakma. Bu günkü işini yarına bırakan haindir.

Soru:  İstanbul kim tarafından, hangi tarihte, kimlerden alınmıştır.

Cevap: İstanbul Fati Sultan Süleyman almıştır. İngiliz, Yunanistan Bulgaristandan almıştır.        

Soru: “Ağaç yaş iken eğilir” atasözünden ne anlıyorsunuz.

Cevap: İnsanlar küçükken eğitilir. Çünkü yaşlandığı zaman ne desen anlamaz.

Soru: İncecikten bir kar yağar

 Tozar elif elif diye

Ak elleri kalem tutar

 Yazar elif elif diye

 a) Dörtlüğünün temasını (Ana duygusunu) belirtiniz.

b) Dörtlükten ne anladığınızı açıklayınız.

Cevap: a)Karacaoğlan’ın Elif’e karşı duygularını anlatıyor.

b) Elifin un elemesi ve hamur açışı konu ediliyor.     

Soru: Metrenin as ve üst katlarını yazınız:

Cevap: Kilometre, Hakimetre,  Dekimetre, Termometre.

Soru:  “İğneyi kendine batır sonra çuvaldızı ele batır” atasözünü açıklayınız.

Cevap: Bu bir dikiş makinası olabilir

Sorulara yukarıdakilerin dışında çok daha değişik cevaplar verenler de vardı. Ancak daha fazla uzatmamak için sadece birer cevabı yazdım. Bu cevapları verenler sınavı kazandırılmış ve Devlet Memuru olarak işe alınmıştı.  Şimdi gelin hep birlikte bunların aldığı eğitime ağlayalım mı gülelim mi?

Acaba bu sorular şimdi sorulsa bunlara benzer cevaplar alınır mı? Televizyon programlarında yapılan yarışmalarda sorulan sorulara verilen cevaplara bakacak olursak, sanıyorum şimdi de aynı durumlarla karşılaşabiliriz. Ah… eğitim ..Ah..demekten başka ne yapabiliriz ki.

 Hoşça kalınız. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yusuf Ziya Acun
(27.09.2022 11:16 - #183)
Muhteşem bir yazı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Adnan
(29.09.2022 21:58 - #184)
Diyarbakırdan selamlar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.