Tarihi Ankara, Ankaralı seymenlerin atlı gösteri yaptıkları diğnek oyunları (değnek) sergiledikleri Sinsin Ateşi Yaktıkları alan; Oğuz Kırı.
Bugün Unutulan Cirit Oyunlarının merkezi Ankaralıların Diğnek dedikleri atlı yarışmalar. Ve Kılıç yerine Kullandıkları Çekme Diğnek Oyunları 1806 yılında Osmanlının Kılıç taşımayı yasaklamasından sonra Seymenlerin eğitim yaptıkları Diğnek oyunları burada yapılmakta idi. Rahmetli Yağcıoğlu Fehmi Efe’nin Halil Bedi Yönetgen’e anlattıklarından ( Anadolu Derlemeleri eseri ) ve seymen sohbetlerinde anlattıklarına göre; koltuk altından orta parmak boyuna uzanan kızılcık veya sağlam ağaçlardan hazırlanan diğnek, seymenlerin hem eğitim hem de koruma silahı gibi kullandıkları bir nesne idi. Bağa bahçeye giderken yazıya yabana giderken taşıdıkları Diğnek önemli bir koruma aracı olmuştur.
Rahmetli Babaannem Samiye Balaban’ın anlattığına göre Rahmetli Dedem Rıfat Balaban'ın Ağabeyi Bakırcı Osman efe ( Hayt Osman Lakaplı ) kale çıkışında Bakırcı dükkanı varmış Ankara’nın ünlü dövme Bakırcılarındanmış ve ünlü bir seymenmiş. Hayatında kama bıçak taşımaz ve sadece sırtında enseden beline giren Çekme Diğnek =Değnek taşırmış. Esat Bağlarında Bağ komşusunun Bir yaban tarafından sırtından Bıçaklandığını görür atının terkisine alıp Hekime yetiştirir. Hayatının kurtulmasını sağlar gel zaman git zaman Ulucanlarda bağ komşusunu sırtından bıçaklayan adamı görür ve hesap sorar Adam hemen Kamasına davransa da. Osman dedem Sırtından Çekme değneği çekmesi ile adamın Köprücük kemiğine vurması bir olur köprücük kemiği kırılan adamın elinde kaması düşer adamı zaptiyelere teslim eder.
Tahminim odur ki Çekme Diğnek Uzakdoğu sporları gibi Ankaralı seymenlerin kullandıkları koruma spor dalı Matrak sanatının da babası gibi.
Gelelim Oğuz Kırı ve Kızılay Binasının olduğu alan hakkında bilgilere. Milli mücadele İstiklal Harbi sırasında Ordunun Bir çok şeye ihtiyacı vardır Askerin potini ayakkabısı yoktur eksiktir. Gıdası azdır süngüsü azdır mermisi azdır ulaşım aracı yoktur.
Tekalif-i Milliye kanunu çıkmadan önce yapılan yardım çağrısına Ankara’nın tümü bu çağrıya uyar her aile potin postal çarık yerine iki çift yün çorap örer Kızılay binasının olduğu alana kurulan Askeri yardım çadırlarına teslim eder. Buranın komutanı Doktor Miralay Mehmet Arif ( Finci ) dir onun neferlerine adı ile teslim eder. Sadece çorap mı, pencere demirleri. Süngü yapılmak için bakır kap kacak. Çinko yağmur olukları kurşun nesneler. Mermi yapılması için Ve gıda için Ankaralıların yufka ekmeği Şebit Küp peynirler kuru üzümler zerdeli kuruları teslim edilir Miralay Mehmet Arif Bey bu toplanan yardımları cepheye en kısa zamanda ulaştırmaya gayret eder vasıta mı Ankaralıların bağışladığı atlar öküz arabaları kağnılar ile ve bu yüzden Oğuz kırının ortasına Kızılay Binası inşa edilir
Bu olaylar Tarih kitaplarında yazmaz Sözlü Tarihimizin bir parçasıdır gerçek yaşanmış olaylardır Ankaralının öz verisidir. Bu anıları anlatanları rahmet ve şükranla anıyorum. RUHLARI ŞAD OLSUN HALUK BALABAN.
NOT: Milli mücadele sırasında Türk ordusunda sadece 2 kamyon varken yunan ordusunda 824 adet kamyon mevcuttur. Süvari ve at sayımız Yunan ordusundan fazladır.