[simple-author-box]
(27 Ekim 1999 tarihli bir yazı)
Basın dünyasında “mesleğin eskisi” olmak bir “ayrıcalık”tır! Çünkü o daha çok okumuş-yazmış, daha çok görmüş-geçirmiş, daha çok darbe-muhtıra yaşamış biridir.
Ancak üstadımız merhum Burhan Felek gibilerin sayısı hiçbir zaman bir elin parmaklarını geçmemiştir.
4 Kasım 1982’de kaybettiğimiz Burhan Felek, 1889’da doğmuş olmanın avantajı ile iki yüzyılın geçiş yolunda bulunma şansına sahip bir üstadımızdı.
Bir süre Evkaf İnşaat Başkatipliği, Ticaret Bakanlığı Hukuk Müşaviri Yardımcılığı, İstanbul İaşe Müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra; Donanma Dergisi ile başladığı gazeteciliği son nefesine kadar sürdürdü.
Gazetecilik yılları
Tasvir-i Efkar’da spor ve foto muhabiri, Vatan, Millet, Yeni Ses, Milliyet, Tan ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarı olarak çalıştı. 1969 yılından ölümüne kadar da Milliyet Gazetesi’nin köşe yazarlığını yaptı.
Tük Basın Birliği’nin kurucularından olan ve 20 yıl Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapan Burhan Felek, spor camiasına da büyük hizmetlerde bulundu.
Mesleğin en büyük onarlarından biri olan “Şeyhülmuharririn” yani “yazarların şeyhi” unvanını alan üstat, hep bu unvanın bilinci içinde hareket etti.
Eski ile yeni...
Yazılarında eski üslubun tadını, yeni üslubun açıklığını birleştiren Burhan Felek, Milliyet Gazetesi’nin 27 Eylül 1982 tarihli sayısında yayımlanan “Kurban!” başlıklı son yazısında bu özelliğini açıkça yansıtıyordu. Yazının ilk üç paragrafı şöyleydi:
“Kurban Bayramı, devleti ile, hükümeti ile, ordusu ile bütünleşmiş Türk milletine kutlu olsun. Cenab-ı Hak cümlemize ve bütün İslam alemine nice mutlu kurban bayramları idrak etmek nasip etsin.
Biz Müslümanların iki dini bayramını vardır. Birisi Şeker Bayramı dediğimiz Ramazan Bayramı ki, buna eski tabirle Iyd-i Fıtır denir ve bu bayramda fukaraya fitre adıyla sadaka verilir.
İkinci bayram Iyd-i Adha denilen Kurban Bayramı’dır. İslam dininde bu daha büyük bayramdır. Hacca gidenler hacı olduktan sonra kurban keserler, gitmeyenlerin hali vakti yerinde olan reşit kadın ve erkek kurban keser.”
1982’de yazılmış bir köşe yazısı olmasına rağmen, 1800’lü yıllardaki Tanzimat dönemi yazarlarının “eğitici” üslubunu görmek mümkün. Aynı yazının son paragrafını da okursak bunu daha açıkça görebiliriz:
“Şeker Bayramı’nın birinci günü, Kurban Bayramı’nın dört günü oruç tutmak haramdır, yani günahtır. Tekrar nice mutlu kurbanlar idrak etmenizi dileyerek tebriklerimi tekrarlarım, aziz okuyucularım.”
Burhan Felek, bilgisi ve birikimleri ile basın dünyasında hep saygı ve minnetle anılacak hizmetlere imza atmıştı.
Sporcu üstad
Spor dünyasındaki hizmetleri de göz ardı edilecek türden değil.
Döneminin ünlü spor hakemlerinden biri olan Burhan Felek, 1907 yılında Anadolu Kulübü’nü, Ali Sami Yen ve Yusuf Ziya Öniş’le Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı’nı kurdu. Balkan oyunlarının düzenlenmesine oluşturulmasına katkıda bulundu. Milli Olimpiyat Komitesi Başkanlığı, Beden Terbiyesi Danışma Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Üstad, aynı zamanda Spor Yazarları Derneği’nin de üyesiydi.
Gazeteciliğindeki başarısını siyaset denemelerinde gösteremeyen Burhan Felek, Türkiye’nin çok partili rejime geçtiği yıllarda birkaç defa CHP’den milletvekilliği seçilmek için aday olmuştu. Dönemin Şehir Meclisi’nde parti temsilcisi olarak uzun yıllar görev yapmıştı.
Ne dediler?
Burhan Felek’in 1982 yılında ölümü üzerine duygu ve düşüncelerini dile getiren bazı meslektaşlar şu ifadelerle uğurlamıştı üstadı.
Nezih Demirkent (Gazeteciler Cemiyeti İkinci Başkanı):
“Bizim neslimiz mesleğe başladığı yıllarda Burhan Hoca, yaşını başını almış bir üstaddı. Arkadaşlarımızın çoğunu yitirdik, ama o bizimle beraber olmaya devam etti. Hem günlük yazar hem de yönetici olarak.
Şimdi onu kaybetmiş olmanın şaşırmışlığı içindeyiz. Kendi mesleğinde yüzyıla damgasını vurmuş bir faniden uzak kalmanın acizliğini yaşıyoruz ve onun ölmezliğini hatırlayarak teselli buluyoruz...”
Nail Güreli (TGS Genel Başkanı):
“Mesleğimizin en kıdemli ustası aziz Burhan Felek’in yaşamından alınacak dersler vardır. Burhan Felek’in ülkemizin uzun mücadele dönemlerinden süzülüp gelen yaşamında düşünce ve basın özgürlüğüne sahip çıkmanın sakin, kararlı ve saygın tavrı hiç unutulmayacaktır...”
Kahraman Bapçum (Spor Yazarı):
“Burhan Felek ustamızı kaybettik. Onun genç, dinamik, aydınlık başını ihtiyar vücudunun bir süredir güçlükle taşıdığını biliyorduk. Kaçınılmaz son geldi çattı. 70 yıldan fazla sürmüş gazetecilik yaşamı normal bir insanının taşıyabileceği bir yük değildi...”
Bir asra yaklaşan ömrünün büyük bir kısmını gazeteciliğe adayan üstadımızı biz de doğumunun 110. yılında ve ölümünün 17. yıldönümünde rahmetle anıyoruz.