Soner Aykaç
Köşe Yazarı
Soner Aykaç
 

Siyaset, seçim ve altına dönüşen öküz boku!

“Öküz bokunu altın gibi satmak” nerede mümkün olabilir diye soran olursa cevabım nettir: Siyaset pazarında! O pazarın kurucusu kim, kurulduğu yer neresi ve ürünün tüketicisi kimler diye sorular da sorulabilir! Tahmin zor değil; başıma ‘Amerika’ yazarak tüm sorularınıza cevap bulabilirsiniz! Herkese her şeyi satabilme maharetine sahip emperyal deyyuslar, ‘öküz boku’nu pazarlamada rakipsizdir! Şu anda savaşın eşiğine geldikleri Ruslara bile yedirdiler, af edersiniz sattılar! Onlar da aldı ve bu ‘altını’ bir yerlerine taktı! Mevzu şu… SSCB’nin dağılmasının ardından toparlanmaya çalışan Rusya’da yoksulluk diz boyudur. “Radikal reformların' süreceğini” söyleyen Yeltsin de siyaseten öne çıkmış bir isimdir ama Ruslardan çok Amerikalıların ‘takdirini’ kazanmıştır. Ortalık toz dumanken 21 Eylül 1993'te televizyona çıkar ve “Parlamentoyu kapattım” der! Yapılacak yeni seçime kadar özel yetkilerle yönetecektir ülkeyi. Kel Ali’nin bağına dönen ülkede toplanan Rusya Parlamentosu Yeltsin’i görevden alır ve yerine yardımcısını getirir. Sokağa dökülen Rus halkı parlamentosunu savunurken askerin ve güvenlik güçlerinin desteğini alan Yeltsin, 4 Ekim 1993 günü Rus Parlamentosunu topa tuttar. ABD Başkanı Bill Clinton, Yeltsin'in bu eylemini, demokrasinin savunulması olarak gördüğünü duyurur. Bu destek, “Öküz bokunu altın gibi satma” planlarının yapıldığı anlamına geliyordu! Yeltsin kucakta! Aralık 1994’teki Çeçenistan işgali, 1995’te IMF’ye teslim olma ve türedi iş insanlarının para hakimiyetiyle siyasete müdahalesi Yeltsin’i Amerikalıların kucağına oturtur. 1996’da başkanlık seçimi vardır, Devlet kuruluşlarının peşkeş çekildiği türedi zenginler ‘oligark’ olarak Yeltsin’i yeniden Başkan yapmak istiyordu. Ancak, alkol bağımlısı olan Yeltsin, 1995'de iki kez kalp krizi geçirmişti ve seçimi komünistlerin lideri Zuganov'un kazanacağı öngörülüyordu. Anketlerde sefilleri oynayan Yeltsin'i halk artık istemiyordu ama Amerika istiyordu! Yeltsin, ‘seçimi meçimi bırak ülkeyi sen yönetmeye devam et’ tekliflerini geri çevirdi ve seçim çalışmalarına başladı. Ekibin başına da kızı Tatyana ve özelleştirme yağmasının mimarı Çubais'i getirdi. Amerika devrede Bu arada Amerikan yönetimi, çok bilgili ve deneyimli üç siyasi ‘uzman danışman’ı Moskova'ya göndermeye hazır olduğunu iletti. “Öküz bokunu altın gibi satmak” için çalışan ekip Rusya’ya giderek Yeltsin’in iplerini eline aldı. Bunlar; George Gorton, Dick Dresner ve Joe Shumate idi ve Moskova'ya gidip kolları sıvadı. Para oligarklardan, projeler Amerikalılardan… Amerikalıların önerisi, yöntemi çok netti: -Seçimi kazanmak istiyorsanız bizim söylediğimiz gibi davranacaksınız, dürüstlükle seçim kazanılmaz! Yeltsin ve ekibi kem küm etse de Amerikalılar yine sert çıkıp formülü anlattı: -Rol yapmadan, halkı kandırmadan seçim kazanılamaz! “Öküz bokunu altın diye yutturabilecek” yeteneğe sahip üç Amerikalı, Yeltsin'e nerede ve ne konuşması gerektiğini anlatırken, bir yandan da medyanın kullanacağı sloganlar üretiliyordu. Yeltsin'in rakipleriyle ilgili asılsız dedikodular, yalanlar, iftiralar uyduruluyor ve bunlar medyada yayımlanıyordu. Rusların kafası karışmıştı ve tavuk sersemken kesilirdi! Seçimin ilk turu Bu ortamda, 16 Haziran 1996'da yapılan seçime katılım oranı yüzde 70 olmuş ve şu sonuçlar alınmıştı: Yeltsin: % 35,3, Zuganov: % 32, Lebed: % 14,5. Bu sonuç, birkaç ay önce oy oranı yüzde 5 olan Yeltsin için çok büyük bir başarıydı. Yeltsin'in kampanya ekibi sevinçliydi ama üç Amerikalı soğukkanlı davranıyor, asıl savaşımın yeni başladığını söylüyordu. Seçimin ikinci turu için yol bulundu: Yüzde 14,5 oy alan Lebed'e, geri çeviremeyeceği kadar parlak bir teklif götürüldü ve ikinci tura katılması önlendi. Seçimin ilk turundan iki gün sonra, 18 Haziran 1996'da Başkan Yeltsin, üç Amerikalının önerisini yerine getirdi ve Lebed’i, “Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Sekreteri” ve “Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı” olarak atadı. Artık iş daha da kolaylaşmıştı. İşler kolaylaştı Meydan, Yeltsin ve Zuganov'a kalmıştı. Zuganov'u yıpratacak müthiş kampanya başlatıldı. Yalan, yanlış iddialar ve Rusların nefret ettiği komünist söylemlerden oluşan sloganlarla hızlı yol alınmaya başlandı. O sloganlardan bazısı şöyleydi: -Zuganov'a verilecek oylar, Komünistleri tekrar iş başına getirecektir. -Zugonov'u seçmek demek, diktatör Stalin'i diriltmek demektir. -Mal sahibi, mülk sahibi, iş sahibi olmak istiyorsanız oyunuzu demokrat Yeltsin'e verin! -ABD'nin ve Avrupa'nın saygı duyduğu Başkan Yeltsin'i seçin. Bu ve benzeri şeylere Amerikan işi puştluklar da eklenince 3 Temmuz 1996 günü yapılan seçimin sonucu şöyle gerçekleşti: Katılım: Yüzde 68,9. Yeltsin: Yüzde 53,8. Zuganov: yüzde 40,3. Senaryo tamam Bir alıntıdan derlediğim bu yaşanmışlığın sonunda Amerika’dan özel olarak getirilen üç Amerikalı, Ruslara “öküz bokunu altın diye satmayı” başarmıştı… 2002 yapımı “Boris Yeltsin'in Rus Halkına Yutturulması” filmi bu sürecin öyküsünü anlatıyor. Amerikalı budur! Senaryoyu yazar, oynatır, filme çeker, izletir…
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2022 - Perşembe

Siyaset, seçim ve altına dönüşen öküz boku!

“Öküz bokunu altın gibi satmak” nerede mümkün olabilir diye soran olursa cevabım nettir: Siyaset pazarında! O pazarın kurucusu kim, kurulduğu yer neresi ve ürünün tüketicisi kimler diye sorular da sorulabilir! Tahmin zor değil; başıma ‘Amerika’ yazarak tüm sorularınıza cevap bulabilirsiniz! Herkese her şeyi satabilme maharetine sahip emperyal deyyuslar, ‘öküz boku’nu pazarlamada rakipsizdir! Şu anda savaşın eşiğine geldikleri Ruslara bile yedirdiler, af edersiniz sattılar! Onlar da aldı ve bu ‘altını’ bir yerlerine taktı! Mevzu şu… SSCB’nin dağılmasının ardından toparlanmaya çalışan Rusya’da yoksulluk diz boyudur. “Radikal reformların' süreceğini” söyleyen Yeltsin de siyaseten öne çıkmış bir isimdir ama Ruslardan çok Amerikalıların ‘takdirini’ kazanmıştır. Ortalık toz dumanken 21 Eylül 1993'te televizyona çıkar ve “Parlamentoyu kapattım” der! Yapılacak yeni seçime kadar özel yetkilerle yönetecektir ülkeyi. Kel Ali’nin bağına dönen ülkede toplanan Rusya Parlamentosu Yeltsin’i görevden alır ve yerine yardımcısını getirir. Sokağa dökülen Rus halkı parlamentosunu savunurken askerin ve güvenlik güçlerinin desteğini alan Yeltsin, 4 Ekim 1993 günü Rus Parlamentosunu topa tuttar. ABD Başkanı Bill Clinton, Yeltsin'in bu eylemini, demokrasinin savunulması olarak gördüğünü duyurur. Bu destek, “Öküz bokunu altın gibi satma” planlarının yapıldığı anlamına geliyordu! Yeltsin kucakta! Aralık 1994’teki Çeçenistan işgali, 1995’te IMF’ye teslim olma ve türedi iş insanlarının para hakimiyetiyle siyasete müdahalesi Yeltsin’i Amerikalıların kucağına oturtur. 1996’da başkanlık seçimi vardır, Devlet kuruluşlarının peşkeş çekildiği türedi zenginler ‘oligark’ olarak Yeltsin’i yeniden Başkan yapmak istiyordu. Ancak, alkol bağımlısı olan Yeltsin, 1995'de iki kez kalp krizi geçirmişti ve seçimi komünistlerin lideri Zuganov'un kazanacağı öngörülüyordu. Anketlerde sefilleri oynayan Yeltsin'i halk artık istemiyordu ama Amerika istiyordu! Yeltsin, ‘seçimi meçimi bırak ülkeyi sen yönetmeye devam et’ tekliflerini geri çevirdi ve seçim çalışmalarına başladı. Ekibin başına da kızı Tatyana ve özelleştirme yağmasının mimarı Çubais'i getirdi. Amerika devrede Bu arada Amerikan yönetimi, çok bilgili ve deneyimli üç siyasi ‘uzman danışman’ı Moskova'ya göndermeye hazır olduğunu iletti. “Öküz bokunu altın gibi satmak” için çalışan ekip Rusya’ya giderek Yeltsin’in iplerini eline aldı. Bunlar; George Gorton, Dick Dresner ve Joe Shumate idi ve Moskova'ya gidip kolları sıvadı. Para oligarklardan, projeler Amerikalılardan… Amerikalıların önerisi, yöntemi çok netti: -Seçimi kazanmak istiyorsanız bizim söylediğimiz gibi davranacaksınız, dürüstlükle seçim kazanılmaz! Yeltsin ve ekibi kem küm etse de Amerikalılar yine sert çıkıp formülü anlattı: -Rol yapmadan, halkı kandırmadan seçim kazanılamaz! “Öküz bokunu altın diye yutturabilecek” yeteneğe sahip üç Amerikalı, Yeltsin'e nerede ve ne konuşması gerektiğini anlatırken, bir yandan da medyanın kullanacağı sloganlar üretiliyordu. Yeltsin'in rakipleriyle ilgili asılsız dedikodular, yalanlar, iftiralar uyduruluyor ve bunlar medyada yayımlanıyordu. Rusların kafası karışmıştı ve tavuk sersemken kesilirdi! Seçimin ilk turu Bu ortamda, 16 Haziran 1996'da yapılan seçime katılım oranı yüzde 70 olmuş ve şu sonuçlar alınmıştı: Yeltsin: % 35,3, Zuganov: % 32, Lebed: % 14,5. Bu sonuç, birkaç ay önce oy oranı yüzde 5 olan Yeltsin için çok büyük bir başarıydı. Yeltsin'in kampanya ekibi sevinçliydi ama üç Amerikalı soğukkanlı davranıyor, asıl savaşımın yeni başladığını söylüyordu. Seçimin ikinci turu için yol bulundu: Yüzde 14,5 oy alan Lebed'e, geri çeviremeyeceği kadar parlak bir teklif götürüldü ve ikinci tura katılması önlendi. Seçimin ilk turundan iki gün sonra, 18 Haziran 1996'da Başkan Yeltsin, üç Amerikalının önerisini yerine getirdi ve Lebed’i, “Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Sekreteri” ve “Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı” olarak atadı. Artık iş daha da kolaylaşmıştı. İşler kolaylaştı Meydan, Yeltsin ve Zuganov'a kalmıştı. Zuganov'u yıpratacak müthiş kampanya başlatıldı. Yalan, yanlış iddialar ve Rusların nefret ettiği komünist söylemlerden oluşan sloganlarla hızlı yol alınmaya başlandı. O sloganlardan bazısı şöyleydi: -Zuganov'a verilecek oylar, Komünistleri tekrar iş başına getirecektir. -Zugonov'u seçmek demek, diktatör Stalin'i diriltmek demektir. -Mal sahibi, mülk sahibi, iş sahibi olmak istiyorsanız oyunuzu demokrat Yeltsin'e verin! -ABD'nin ve Avrupa'nın saygı duyduğu Başkan Yeltsin'i seçin. Bu ve benzeri şeylere Amerikan işi puştluklar da eklenince 3 Temmuz 1996 günü yapılan seçimin sonucu şöyle gerçekleşti: Katılım: Yüzde 68,9. Yeltsin: Yüzde 53,8. Zuganov: yüzde 40,3. Senaryo tamam Bir alıntıdan derlediğim bu yaşanmışlığın sonunda Amerika’dan özel olarak getirilen üç Amerikalı, Ruslara “öküz bokunu altın diye satmayı” başarmıştı… 2002 yapımı “Boris Yeltsin'in Rus Halkına Yutturulması” filmi bu sürecin öyküsünü anlatıyor. Amerikalı budur! Senaryoyu yazar, oynatır, filme çeker, izletir…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.