Başkanı, yönetim kurulları ve nitelikli kurallarıyla topluma yararlı kültür oluşumlarının en muhteşemi olarak bildiğim Yenifakılı ve Çevre Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin Efsane Başkanı Ramazan İler’in davetlisi olarak geçtiğimiz gün Yozgat’ın Yenifakılı ilçesine gittim.
Merhamet abidesi yüreği, cömert gönlü ve hamiyetperver kimliğiyle tanınan Başkan İler’in organize ettiği bu gezideki amaç, hepimizin içini yakan depremlerde mağdur olup, ilçede misafir edilen yurttaşlarımıza nakdi yardım, moral ve motivasyon vermekti.
Projesinden mefruşatına, tasarımından hizmet kriterlerine tüm emek ve detayları kendisine ait olan Özel Yenifakılı Ortaokulu Öğrenci Yurdu’nda toplanan depremzedelere bir konuşma yapan Başkan İler; “Yenifakılı sizin eviniz, bizde sizin kardeşleriniziz. Evimiz eviniz, acınız acımız, çocuklarınız çocuklarımızdır. Ekmeğimizi bölüşmek, tüm imkanlarımızı paylaşmak zaten bizim görevimiz. Şunu iyi biliniz ki, aynı acı Yenifakılı’ya düşseydi sizin eviniz bizim evimiz olurdu. Burda lütfen yabancılık çekmeyin, aklımıza gelen gelmeyen tüm ihtiyaçlarınızı çekinmeden bize bildirin.” dedi.
Ramazan Başkan Yaptırdığı binanın üzerine caddeden netçe gözüken çok anlamlı şu cümleyi yazdırmış. “Bir milletin ihyası kötülerin imhası ile değil, yetişen neslin eğitim ve terbiyesiyle mümkündür.”
Etkilenmemek mümkün değil.
Program depremlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızın ruhlarına gönderilen Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açıldı. Mevlüt okundu, dualar eşliğinde yemekler ikram edildi, toplanan nakdi yardım takdim edildi, başsağlığı ve geçmiş olsun dilekleri iletildi.
Türk Ulusu vatanına, milletine ve devletine sadakat ve samimiyeti ne kadar yüce bir toplum. Ateş düştüğü yeri yakar deyip geçmiyor. Herkes bu ateşin kendi yüreklerine düştüğünü çok iyi biliyor. Kimse evinde ağız tadıyla yemeğini yiyemiyor, huzur içinde uyuyamıyor, ısınamıyor. Çocuğundan yaşlısına, hastasından zindesine hiçbirimizin aklından ordaki çocuklarımızın ızdırabı, herşeyini kaybetmiş kardeşlerimizin çilesi ve karakış ortasında açıkta kalmış canlarımızın mağduriyeti çıkmıyor. Duygu ve empatisi eşsiz, aziz ve asil soylu Türk Milleti uzak-yakın hiçbir fedakarlıktan kaçmadan yardım olup yağıyor. Dünya milletleri de öyle. Bir can kurtarabilmek telaşıyla onlarda gelip günlerce didindiler. Allah hiçbir millete böyle acı, böyle afet yaşatmasın ama, böyle acılarda tüm insanlığın kenetlendiğini görmek insanlığın asla ölmeyeceğinin en belirgin tezahürüydü.
Tarihçi Yazar Rıfat Çakır’ın bir çok sunumunda bulundum. Azerbaycan merkezli “Orta Asya Tarih, Kültür ve Edebiyatı” konulu bir program sunumunda Rıfat Çakır dinleyenlerine şöyle diyordu:
“Ben yurtiçi ve yurtdışında birçok kültür programı sundum. Coğrafi güzelliklerinden insan değerlerine, tarihinden kültürüne, florasından faunasına, endemik türlerinden etnografik aksesuarlarına, geleneksel zenginliklerinden folklorik dekorlarına ilini, ilçesini, ülkesini bu kadar ülkülü ve ilkeli tanıtan Yenifakılı Derneği kadar bilge, başarılı bir oluşum görmedim. Başkanı, yöneticileri, üyeleri ve emektarlarının hepsinin temsil yetisi yüksek, bilge ve donanımlı kıymetler. Kurullarını ve kurallarını iyi işletiyorlar. Bozok coğrafyasının tüm bilgilerine hakim, tanıtım ve takdimleri etkili, hemşehri kimliklerine heryerde saygınlık kazandıran bu kadar güzel insanı birarada görmek istiyorsanız Yozgat Yenifakılı Derneğine gelin.”
Ben ve arkadaşlarım bu tarif üzerine Ramazan İler Başkanın bir çok programına katıldık. İzzet, ikram ve iltifatlarını gördük. Tüm programlarının kapsamı, kalitesi ve kalibresi gerçekten çok yüksekti. En çok etkilendiğim bir organizasyonu da, Van Erciş’ten davet edip, ilçesine iskanına öncülük ettiği Kırgızlardı. Onları ziyaret edip otantik çadırlarına konuk olduk, evlerinde yemek yedik. Başka bir evde kımız içtik. Halı dokuma atölyelerine gittik. Bizim için ekipler oluşturup geleneksel Türk oyunlarından biri olan Aşık Atma oyunu oynadılar. Otantik Çadırlarında Aksakallı Heyeti toplandı ve onlara Uygurlardan geçme bir sohbet gelenği olan Meşrep Meclisi oluşturdular. Hepsinde de bizi yöresel giysileri ve emsalsiz misafirperverlikleriyle karşıladılar.
Türk kültürünün en önemli yapı taşlarından geleneksel sohbet toplantıları çeşitlerinden biri olan Meşrep Meclisleri Kırgızlara Uygurlardan geçmiş. Etkilendiğim şey; bu Sohbet Meclislerinde hiyerarşik bir yapıyla teşkil edilen oturma düzeninde “Aksakallılar” dedikleri heyet tarafından, toplum içerisinde yaşanan ufak-tefek hukuki konular (Ceza gerektirenler dahil), masaya yatırılıp karara bağlanıyormuş. Sosyal konular, doğum, düğün, ölüm, göç, hastalık herşey akil kurmaylar tarafından görüşülüyor ve bir yön belirleniyor. Devlet kurumlarına yük olmadan çoğu sorunlarını kendi aralarında çözüyorlar. Hem asil, hem isabetli hem de sağlıklı kararlara imza atıyorlar. Uygur Türklerinden geçme bu Meşrep Geleneği 2010 yılında UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine de dâhil edilmiş. Konusu, kapsamı, icra ortamı, zamanı ve katılımcıların niteliği birçok değişkene bağlı olarak farklılık gösteriyor. Rıfat Beyin dediğine göre bu meşreplerin Karlık Meşrebi, Otuz Oğul Meşrebi, Namakulluk (Özür dileme) Meşrebi, Kéyt (Yargılama) Meşrebi ve Kök Meşrebi gibi çeşitleri varmış.
Örgütsel formu net, kuralları ve düzeni kesin çizgilerle belirlenmiş bu meşreplerde görgü kurallarına aykırı tavır sergileyenlere için bizdeki gibi “Meşrep Görmemiş” ifadesi kullanılıyor. Meşrebe katılanlardan doğru, düzgün ve çok saygılı davranmaları gerektiği girişte bildiriliyor. Şiir söyleme, cenkname, kıssa, skeç ve latife gibi edebi türlerde icra edilidiği bu Meşrep Meydanında kaide ve kurallar çok açık belirtiliyor.
Emeği, erdemi ve usta kalemiyle bir memleket sevdalısı ve hemşehri aşığı olan edebiyat duayeni Soner Yalçın bu ilçenin Belediye Başkanı. Güleryüzü ve cömert gönlüyle sürekli refakatimizde oldu. Yenifakılı ve Köyleri Yardımlaşma Dayanışma Derneği organizesinde gerçekleşen ve hepimizin hayran kaldığı yardım, vefa, dua ve kültür gezisinde Rıfat Çakır ve Ramazan İler’in tanıtım ve takdimlerindeki ustalıklarını ifade etmekte güçlük çekiyorum. İyi ki bu asalet ve fazilet timsali insanların davetine icabet edip bu güzellikleri görmüşüm. İlçede herkes bir ikram ve güleryüz yarışındaydı. Yüreğimizi aziz ve asil soylu güzel insanların yurdu Yenifakılı’da bırakarak geldik.
Var olun acı-tatlı tüm günlerin en sadakatli ensarı, yiğit ve cömert Yenifakılılar. Yaşatmış olduğunuz insani ve insafi güzelliklerle her zaman baştacımız, her zaman gönüllerimizde olacaksınız. Hepinize gönüller dolusu dua, Ankara dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.