Doğa sadece insanlar için değildir; biz doğanın bir parçasıyız ve onu anlamak, sırlarını çözmek zorundayız. Kimyasını, yapısını bilemezsek tedbir alamaz, üzülürüz. Depremde ve sel baskınında olduğu gibi doğal çevre yok olursa bizler de yok oluruz. Unutmamalıyız ki geleceğimiz ile mutluluğumuz birbirine bağlıdır. Doğal güzellikleri pörsümüş kirlenmiş ve canlı türlerinin yok olduğu veya yok olacağı bir ortamda insan dünyaya sahip olsa bile mutlu olabilir mi?
Çevresine duyarlı herkesin aradığı ve istediği şey daha güzel, daha temiz, daha sağlıklı bir çevredir.
İnsan - doğa ilişkisinin yeniden gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi ve gereğinin yapılması hem bizler hem de doğadaki tüm canlılar adına elzemdir. Böylece canlı hayatın herhangi bir tehdit veya tehlikeyle maruz kalmadan devamı sağlanabilir.
Biz bu dünyaya sadece yiyip içmek, gezmek, eğlenmek, üretmek ve tüketmek için gelmedik! Bunlar temel ve önemli işlerimiz ve ihtiyaçlarımızdır. Bunları yadsıyamayız. Ancak insanlık, doğaya ve kendimiz dışındaki tüm canlılara karşı sorumluluklarımız olduğunu da kendimize sıkça hatırlatmalıyız.
Faydalı şeyler yapmak için harekete geçmeliyiz.
Bilinmesi gereken gerçek de şudur: Asıl kutsal olan yaşamdır.
Doğanın korunması, yaşamın devamı için bir şeyler yapmak insanlığın gelecek için yapacağı en onurlu ve erdemli davranış olacaktır.
Dinimiz de doğayı korumamızı emreder. Peygamberimiz bir hadisinde “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikiniz.” diyerek doğaya verdiği önemi göstermiştir…
Sevgi ile kalın…