Tuğçe Kapçı
Köşe Yazarı
Tuğçe Kapçı
 

Asana

Yoga denince ilk akla gelen şey genellikle sosyal medyada gördüğümüz kimine göre çılgın ve yapılması çok zor gibi düşünülen değişik pozlar oluyor. Yogiler bu pozlara Sanskritçede Asana demekte zaten kelime anlamı olarak da asana demek fiziksel duruş/poz demek. Yoga öğretisinde ve kültüründe kişinin yaşı rakamlarla değil, omurga esnekliği ile ölçülür. Ne kadar esnek ve kuvvetli bir omurgaya sahipse kişi o kadar genç demektir. Omurga içinden geçen omurilik sıvısı da yaşam suyu/enerjisi yani kundalini enerjisi olarak adlandırılır. Kişinin kök çakrasında uyuyan yılan olarak da tasvir edilen bu enerji yapılan pratiklerle harekete geçilerek kişinin enerjisinin ve sağlığının artmasına hem manevi hem de fiziksel olarak iyi hissetmesine giden yolda bir araç görevi görür. Asanaların pek çoğu hayvan isimleriyle adlandırılır. Çoğunlukla doğada hayvanların yaptıkları hareketleri taklit etmek ya da yeni doğan bebeklerin yaptıkları hareketlerin pek çoğu aslında birer yoga pozudur. Belki sen de duymuşsundur; aşağı bakan köpek- yukarı bakan köpek ya da kertenkele veya kral güvercin pozu? Belki mutlu bebek pozu? Hiç işittin mi? Her bir uzvumuzun enerjisel olarak karşılığı olduğu gibi fiziksel olarak da karşılığı vardır. Mesela ayaklar ve bacaklarımızın köklerimizi temsil ettiğini duymuş muydun? Ellerin ve el bileklerin artık niyetlerini gerçekleştirip ortaya çıkarttığın yer. Boğaz bölgen kendini ifade ettiğin alan, omuzlar sana ait olmayan yüklendiğin yükleri temsil ettiği söylenir.  Çok ezbere bilgilerle kişinin zihnini bulandırmak ve "omzun ağrıyorsa o zaman sen, sana ait olamayan şu yükü taşıyorsun" demek direk olarak doğru bir yaklaşım değil ancak kişi yoga pozlarını çalıştıkça vücudundaki değişimleri gözlemledikçe aslında duygusal blokajlarımızda bir açılmaya başlıyor. Mesela kişi stres olduğunda omuzlarını farkında olmadan sıkabiliyor. Ya da bir şeye çok üzüldüğünde sırt spazmı geçirebiliyor.  Ya da belki de bel ve boyun ağrıları çekiyor. İşte fiziksel pratik başlayıp o bölgelerdeki travmalar iyileştikçe kişinin duygu ve enerji bedenindeki travmalarda (hatırladığı, hatırlamadığı) çözülmeye başlıyor. Bu sebeple artık günümüzde yoga bir psikoterapi yöntemi olarak da kullanılıyor. Bu arada bedenimiz belki de karşılaşabileceğiniz en sadık ve hakkını en hızlı veren sistem.  Müthiş akıllı bir mekanizması var ve kendini iyileştirmek,  güçlendirmek için ona gerekli alanı sağladığınızda çok hızlı bir şekilde cevap veriyor. Bedenimiz kendisini iyileştirmeye inanın zihninizden daha hevesli ve istekli. Ancak onu hareket ettirecek irade ve bilincin anahtarı zihin kontrolünden geçiyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte anatomi, spor geçmişi, genetik vs haricinde düzenli pratikle el üstü duruşlarda durmak , esnek ve kuvvetli bir bedene sahip olmak öyle zor ve imkansız değil. 70li yaşlarında yogaya başlayıp çılgın hareketler yapan yogiler var. Yoga pratiğinde yapılan her bir akış (Vinyasa) aslında bedendeki o atıl enerjiyi de harekete geçirerek bedenimiz etrafındaki elektro statik yani durgun enerjiyi atmamızı sağlıyor. Somut olarak ise beden hareket ettikçe kendiliğinden salgılanan serotonin, endorfin,dopamin, oksitosin, melatonin gibi rahatlatan ve iyi hissettiren, benim doğal anti-depresan olarak adlandırdığım, hormonlarımız devreye giriyor ve hem bedensel hem zihinsel olarak rahatlık ve dinginlik alanı oluşuyor. Ayrıca bazı pozlar direk troid, epifiz ve hipofiz bezlerimizi de çalıştırarak daha sağlıklı fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olur. Böylece o klasik duyduğumuz yogayla birlikte gelen pek çok rahatsızlık fizikselde iyileştiği gibi bu bölgelerin enerji bendendeki karşılıkları da iyileşmeye başlıyor ve kişi daha farklı bir farkındalık kazanıyor.
Ekleme Tarihi: 13 Ocak 2022 - Perşembe

Asana

Yoga denince ilk akla gelen şey genellikle sosyal medyada gördüğümüz kimine göre çılgın ve yapılması çok zor gibi düşünülen değişik pozlar oluyor. Yogiler bu pozlara Sanskritçede Asana demekte zaten kelime anlamı olarak da asana demek fiziksel duruş/poz demek. Yoga öğretisinde ve kültüründe kişinin yaşı rakamlarla değil, omurga esnekliği ile ölçülür. Ne kadar esnek ve kuvvetli bir omurgaya sahipse kişi o kadar genç demektir. Omurga içinden geçen omurilik sıvısı da yaşam suyu/enerjisi yani kundalini enerjisi olarak adlandırılır. Kişinin kök çakrasında uyuyan yılan olarak da tasvir edilen bu enerji yapılan pratiklerle harekete geçilerek kişinin enerjisinin ve sağlığının artmasına hem manevi hem de fiziksel olarak iyi hissetmesine giden yolda bir araç görevi görür. Asanaların pek çoğu hayvan isimleriyle adlandırılır. Çoğunlukla doğada hayvanların yaptıkları hareketleri taklit etmek ya da yeni doğan bebeklerin yaptıkları hareketlerin pek çoğu aslında birer yoga pozudur. Belki sen de duymuşsundur; aşağı bakan köpek- yukarı bakan köpek ya da kertenkele veya kral güvercin pozu? Belki mutlu bebek pozu? Hiç işittin mi? Her bir uzvumuzun enerjisel olarak karşılığı olduğu gibi fiziksel olarak da karşılığı vardır. Mesela ayaklar ve bacaklarımızın köklerimizi temsil ettiğini duymuş muydun? Ellerin ve el bileklerin artık niyetlerini gerçekleştirip ortaya çıkarttığın yer. Boğaz bölgen kendini ifade ettiğin alan, omuzlar sana ait olmayan yüklendiğin yükleri temsil ettiği söylenir.  Çok ezbere bilgilerle kişinin zihnini bulandırmak ve "omzun ağrıyorsa o zaman sen, sana ait olamayan şu yükü taşıyorsun" demek direk olarak doğru bir yaklaşım değil ancak kişi yoga pozlarını çalıştıkça vücudundaki değişimleri gözlemledikçe aslında duygusal blokajlarımızda bir açılmaya başlıyor. Mesela kişi stres olduğunda omuzlarını farkında olmadan sıkabiliyor. Ya da bir şeye çok üzüldüğünde sırt spazmı geçirebiliyor.  Ya da belki de bel ve boyun ağrıları çekiyor. İşte fiziksel pratik başlayıp o bölgelerdeki travmalar iyileştikçe kişinin duygu ve enerji bedenindeki travmalarda (hatırladığı, hatırlamadığı) çözülmeye başlıyor. Bu sebeple artık günümüzde yoga bir psikoterapi yöntemi olarak da kullanılıyor. Bu arada bedenimiz belki de karşılaşabileceğiniz en sadık ve hakkını en hızlı veren sistem.  Müthiş akıllı bir mekanizması var ve kendini iyileştirmek,  güçlendirmek için ona gerekli alanı sağladığınızda çok hızlı bir şekilde cevap veriyor. Bedenimiz kendisini iyileştirmeye inanın zihninizden daha hevesli ve istekli. Ancak onu hareket ettirecek irade ve bilincin anahtarı zihin kontrolünden geçiyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte anatomi, spor geçmişi, genetik vs haricinde düzenli pratikle el üstü duruşlarda durmak , esnek ve kuvvetli bir bedene sahip olmak öyle zor ve imkansız değil. 70li yaşlarında yogaya başlayıp çılgın hareketler yapan yogiler var. Yoga pratiğinde yapılan her bir akış (Vinyasa) aslında bedendeki o atıl enerjiyi de harekete geçirerek bedenimiz etrafındaki elektro statik yani durgun enerjiyi atmamızı sağlıyor. Somut olarak ise beden hareket ettikçe kendiliğinden salgılanan serotonin, endorfin,dopamin, oksitosin, melatonin gibi rahatlatan ve iyi hissettiren, benim doğal anti-depresan olarak adlandırdığım, hormonlarımız devreye giriyor ve hem bedensel hem zihinsel olarak rahatlık ve dinginlik alanı oluşuyor. Ayrıca bazı pozlar direk troid, epifiz ve hipofiz bezlerimizi de çalıştırarak daha sağlıklı fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olur. Böylece o klasik duyduğumuz yogayla birlikte gelen pek çok rahatsızlık fizikselde iyileştiği gibi bu bölgelerin enerji bendendeki karşılıkları da iyileşmeye başlıyor ve kişi daha farklı bir farkındalık kazanıyor.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.