Tuğçe Kapçı
Köşe Yazarı
Tuğçe Kapçı
 

Ya doğru bildiklerin yanlışsa? 

Geçenlerde keyifle geçen bir yoga  dersi bitiminde sevgili öğretmenim şu soruyu sordu: "Şimdi senin için kesin emin olduğun, bu hayatta asla değişmez dediğin ve en doğru bildiğin şey ne? O doğru bildiğin bilgiye bir bak bakalım." Zihnimde ilk beliren cümle; "Sevgi her şeydir." oldu. Sonrasında öğretmenim hemen ekledi ve dedi ki; "Peki ya o değişmez, doğru bildiğin şey gerçek değilse? Onun gerçek olmama hali sende hangi duyguları ortaya çıkarıyor? Sakince bak ve gözlemle zihnin, bedenin nasıl tepki veriyor bu duruma?" .. Ve bamm.. Ben bu soruya baya bozuldum çünkü hiç beklemiyordum. Beni en güvenli hissettiğim yerden vurmuştu bu soru. Gözlerim kapalı otururken kendimi sevginin o sıcak ve şefkatli hissinde düşünürken birden bunun gerçek olmama hali zihnimi önce gerçekten korkuttu, soğuk ve karanlık bir hissettirdi. O korkuya sakince tekrar baktım. Bunun  gerçek olma ihtimali olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Sevgi her şey değildi belki de. Kesin emin olduğumuz hangi düşünce gerçekten kesindi ki? Felsefedeki şüphecilik akımının ortaya çıkışı gibi belki de değişmeyen tek şey değişimin kendisi bile olmayabilirdi, kim bilir? Neyse.. Dersimiz bitti bitmesine ama  bu soru zihnimi bir kaç gün daha kurcalamaya devam etti. Müthiş bir oyuncak bulmuştu zihnim kendine fakat  bu biraz diğerlerinden farklıydı çünkü bir takım şeyleri değiştirebilecek gücü de vardı. Belki de benim sevgi diye bildiğim şey, sevgi değildi. Belki de "Sevgi her şeydir." bilgisi ve sevginin tanımı benim gerçekten onu olduğu gibi deneyimlediğim değil de  başkaları tarafından, aileden, çevreden, insanlıktan, kollektiften öğrendiğim bir bilgiydi. Bu mümkün olabilir miydi? Sonra fark ettim ki belki de esas önemli olan nokta bu. Sevgi belki de her şeydi, doğruydu. Ama benim zihnim bunun gerçek olmama ihtimalinden korkuyorsa zihnimin sevgi diye bildiği şeyler gerçek olmayabilirdi. :) Sahiden sevgi gerçekten neydi? Selvi Boylum Al Yazmalım'ın unutulmaz replikleri gibi emek miydi? İyilik, dostluk? Fedakarlık mı, şefkat mi, merhamet mi? Ya da iki sevgilinin yaşadığı o duygu seli mi ya da bir annenin çocuğuna duyduğu şey mi? Belki bunların hiç biri ve hepsi ve daha da fazlasıydı? Sahi gerçekten neydi? Belki tüm bu tanımlamalar doğru ama bizlerin zihninde gerçekten emek ne, iyilik ne hiç düşündük mü kime göre iyilik, iyilik gerçekten? Her şeyi ezbere bilgiyle yaşamaya hazır zihin bazen öyle kurnaz olabiliyor ki hissetmediği şeyi bile kendine zırh gibi örüyor ve tüm sempatikliği üzerine çekerek  kişiyi o tatlı uykusunda tutmak için çalışıyor. Neyse ki böyle pratikler var, akıl var ki sorgulayabilme lüksümüz var. Zihnin prangalarından özgürleşebilmeye alan açan farkındalık çalışmaları var. Hani hep bahsediyoruz ya yoga aslında hayatın içinde farkındalık kazanma pratklerinden birisi diye burada ki asıl pratiğin en doğru bildiğim şeyin yanlış olmasından ziyade o hissin, benim zihnimdeki kodların açılımlarını bana göstermesi, zihnime aynalık yapması en büyük hediye oldu. İşte bu gibi çalışmalarda gerçek bir eğitmenle çalışmak da oldukça önem kazanıyor.Sana bir şeyleri öğretenden ziyade sendeki potansiyeli ayna olarak açığa çıkarmana vesile olan bir rehber oluyor. Bir öğretmen kendi yürümediği yolu öğrencisine nasıl yürütebilir ki? Bu yolda bana rehberlik eden Sevgili Onur öğretmenime ve yoga aileme sevgilerimle. Namaste.
Ekleme Tarihi: 03 Şubat 2022 - Perşembe

Ya doğru bildiklerin yanlışsa? 

Geçenlerde keyifle geçen bir yoga  dersi bitiminde sevgili öğretmenim şu soruyu sordu: "Şimdi senin için kesin emin olduğun, bu hayatta asla değişmez dediğin ve en doğru bildiğin şey ne? O doğru bildiğin bilgiye bir bak bakalım." Zihnimde ilk beliren cümle; "Sevgi her şeydir." oldu. Sonrasında öğretmenim hemen ekledi ve dedi ki; "Peki ya o değişmez, doğru bildiğin şey gerçek değilse? Onun gerçek olmama hali sende hangi duyguları ortaya çıkarıyor? Sakince bak ve gözlemle zihnin, bedenin nasıl tepki veriyor bu duruma?" .. Ve bamm.. Ben bu soruya baya bozuldum çünkü hiç beklemiyordum. Beni en güvenli hissettiğim yerden vurmuştu bu soru. Gözlerim kapalı otururken kendimi sevginin o sıcak ve şefkatli hissinde düşünürken birden bunun gerçek olmama hali zihnimi önce gerçekten korkuttu, soğuk ve karanlık bir hissettirdi. O korkuya sakince tekrar baktım. Bunun  gerçek olma ihtimali olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Sevgi her şey değildi belki de. Kesin emin olduğumuz hangi düşünce gerçekten kesindi ki? Felsefedeki şüphecilik akımının ortaya çıkışı gibi belki de değişmeyen tek şey değişimin kendisi bile olmayabilirdi, kim bilir? Neyse.. Dersimiz bitti bitmesine ama  bu soru zihnimi bir kaç gün daha kurcalamaya devam etti. Müthiş bir oyuncak bulmuştu zihnim kendine fakat  bu biraz diğerlerinden farklıydı çünkü bir takım şeyleri değiştirebilecek gücü de vardı. Belki de benim sevgi diye bildiğim şey, sevgi değildi. Belki de "Sevgi her şeydir." bilgisi ve sevginin tanımı benim gerçekten onu olduğu gibi deneyimlediğim değil de  başkaları tarafından, aileden, çevreden, insanlıktan, kollektiften öğrendiğim bir bilgiydi. Bu mümkün olabilir miydi? Sonra fark ettim ki belki de esas önemli olan nokta bu. Sevgi belki de her şeydi, doğruydu. Ama benim zihnim bunun gerçek olmama ihtimalinden korkuyorsa zihnimin sevgi diye bildiği şeyler gerçek olmayabilirdi. :) Sahiden sevgi gerçekten neydi? Selvi Boylum Al Yazmalım'ın unutulmaz replikleri gibi emek miydi? İyilik, dostluk? Fedakarlık mı, şefkat mi, merhamet mi? Ya da iki sevgilinin yaşadığı o duygu seli mi ya da bir annenin çocuğuna duyduğu şey mi? Belki bunların hiç biri ve hepsi ve daha da fazlasıydı? Sahi gerçekten neydi? Belki tüm bu tanımlamalar doğru ama bizlerin zihninde gerçekten emek ne, iyilik ne hiç düşündük mü kime göre iyilik, iyilik gerçekten? Her şeyi ezbere bilgiyle yaşamaya hazır zihin bazen öyle kurnaz olabiliyor ki hissetmediği şeyi bile kendine zırh gibi örüyor ve tüm sempatikliği üzerine çekerek  kişiyi o tatlı uykusunda tutmak için çalışıyor. Neyse ki böyle pratikler var, akıl var ki sorgulayabilme lüksümüz var. Zihnin prangalarından özgürleşebilmeye alan açan farkındalık çalışmaları var. Hani hep bahsediyoruz ya yoga aslında hayatın içinde farkındalık kazanma pratklerinden birisi diye burada ki asıl pratiğin en doğru bildiğim şeyin yanlış olmasından ziyade o hissin, benim zihnimdeki kodların açılımlarını bana göstermesi, zihnime aynalık yapması en büyük hediye oldu. İşte bu gibi çalışmalarda gerçek bir eğitmenle çalışmak da oldukça önem kazanıyor.Sana bir şeyleri öğretenden ziyade sendeki potansiyeli ayna olarak açığa çıkarmana vesile olan bir rehber oluyor. Bir öğretmen kendi yürümediği yolu öğrencisine nasıl yürütebilir ki? Bu yolda bana rehberlik eden Sevgili Onur öğretmenime ve yoga aileme sevgilerimle. Namaste.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.